Akşam gazetesinin 30 Kasım 2006 tarihli sayısında "İşte Jaws"ın atası" başlıklı bir yazı yayınlandı. Boyu 10 metreyi bulan ve 450 milyon yıl kadar önce yaşamış olan Dunkleosteus Terelli türüne ait balığı konu alan kısa yazıda, söz konusu balığın Jaws isimli beyaz köpekbalığından 4 metre daha uzun olduğu bildiriliyor, keskin ve kılıç şeklinde dişlere sahip olduğu anlatılıyordu. Fosille ilgili olarak yorumlarına yer verilen Chicago Üniversitesi araştırmacısı Philip Anderson bu konuda şunları söylüyordu:
"Eşsiz bir çenesi olan Dunkleosteus, 5 ton basınçla köpekbalıklarını bile ısıran bir balık türüydü. İlk kez böyle bir fosille karşılaşıyoruz, bu çok heyecan verici."
Dikkat edilirse söz konusu araştırmacı, balıkla ilgili olarak hiçbir evrimci yorumda bulunmadığı ve bulguda evrimi destekleyen herhangi bir bilimsel kanıt olmadığı halde, Akşam gazetesi bu haber için "Jaws"ın atası" başlığını kullanmayı seçmiştir. Oysa beyaz köpekbalıklarının ait olduğu balık grubuyla Dunkleosteus"un ait olduğu balık grubu apayrı gruplardır. Akşam gazetesi ise birini diğerinin evrimsel atası olarak göstermeye çalışmaktadır. Bu yaklaşım tümüyle halkımızı aldatmaya yönelik, hiçbir bilimsel dayanağı olmayan bir yalandan ibarettir. Bilimsel bulgular, balık grupları arasında hiçbir evrimsel ilişki kurulamadığını, üstelik beyaz köpekbalıkları grubu da dahil olmak üzere tüm balık gruplarının anatomik dizaynının yaratıldıkları ilk andan itibaren yüzmilyonlarca yıl boyunca değişmediğini ortaya koymaktadır. Amerikan Doğa Tarihi Müzesi Paleontoloji bölümünden John G. Maisey bu konuda şunları yazmıştır:
Köpekbalıkları, ışınlı-yüzgeçli balıklar ve etli-yüzgeçli balıkların tümü yaklaşık 400 milyon yıl önce ortaya çıkmış ve varlıklarını günümüze kadar korumuşlardır. Tasarımlarındaki durağanlık, son derece çarpıcıdır. Mesela, Devonyen dönemine ait Coelacanthlar ve Latimera arasında veya Devonyen dönemi sivri-yüzgeçli balıklarıyla bunların günümüzdeki örnekleri arasında. (1)
Durağanlık, canlıların fosil kayıtlarında ilk anda ortaya çıktıkları formlarıyla günümüzde sergiledikleri formları arasında hiçbir farklılık bulunmamasını ifade eden bir terimdir. 400 milyon yıllık köpekbalığı fosilleri bunun güzel bir örneğini oluşturmaktadır. Köpekbalığı fosillerinin, ilk yaratıldıkları andan itibaren yüzmilyonlarca yıldır değişim göstermediği halde, Akşam gazetesinde evrimci iddialara konu edilmesi son derece ilginç, gazete yönetimi adına da bir o kadar düşündürücü bir durumdur.
Bilinmelidir ki, tüm farklı balık kategorileri, fosil kayıtlarında bir anda ve hiçbir ataları olmadan ortaya çıkarlar. Milyonlarca omurgasız fosili vardır, milyonlarca balık fosili vardır, ama hiç kimse tek bir tane bile ara form fosili bulamamıştır. Köpekbalıklarının ait olduğu kıkırdaklı balıklar grubu gibi, diğer balık türlerinin ait olduğu kemikli balıklar grubunun kökeni de evrimciler için aynı derecede karanlıktadır. Evrimci paleontolog Gerald T. Todd, "Kemikli Balıkların Evrimi" başlıklı bir makalesinde bu gerçek karşısında şu çaresiz soruları sıralar:
Kemikli balıkların her üç sınıfı da, fosil tabakalarında aynı anda ve aniden ortaya çıkarlar... Peki ama bunların kökenleri nedir? Bu denli farklı ve kompleks yaratıkların ortaya çıkmasını ne sağlamıştır? Ve neden kendilerine evrimsel bir ata oluşturabilecek canlıların izlerinden eser yoktur? (2)
Sonuç:
Halkı aldatma adına bilimin gerçeklerini çarpıtarak, yok sayarak Darwinist masallara başvurmanın Akşam gazetesinin saygınlığını ciddi derecede zedeleyeceği açıktır. Akşam gazetesi yöneticilerini hem bilim adına hem de ilkeli yayıncılık adına bu konuda daha ciddi bir tutum almaya davet ediyoruz.
(1)John G. Maisey, Discovering Fossil Fishes, Westview Press, Boulder, CO. , 2000, s. 68
(2)Gerald T. Todd, "Evolution of the Lung and the Origin of Bony Fishes: A Casual Relationship", American Zoologist, cilt 26, No. 4, 1980, s. 757