Karayipler civarında yaşayan Panulirus argus türüne ait dikenli ıstakozlar üzerinde yapılan bir araştırma, bu canlıların sadece yön tayini değil, yer tayini de yapabildiklerini ortaya koydu. Buna göre dikenli ıstakozlar, hiç bilmedikleri bir yere bırakılmış olsalar da yönlerini hatta ‘yerlerini` bulabiliyorlar.
Kuzey Carolina Üniversitesi araştırmacıları Larry C. Boles ve Kenneth J. Lohmann, ıstakozların yön bulma yeteneğini araştırmak için bir dizi deney düzenlediler. Karayip açıklarında yakalanan ıstakozlar daha sonra tekneyle yakalandıkları yerden 12-37 km uzağa götürüldü. Yolculuk sırasında ıstakozların hiçbir şey görmemesi için çok dikkatli davranıldı: Istakozlar kısmen deniz suyuyla doldurulmuş haznelerde tutuldu, haznelerin etrafı kapatıldı ve test alanına dolambaçlı bir rota izlenerek götürüldü. Çevreyi algılamaları engellenen ıstakozlar bazı şaşırtmacalara da tabi tutuldu. Örneğin hazneler sağa sola sallanacak şekilde iplere asıldı. Istakozların, dünyanın doğal manyetik alanını bir pusula gibi kullanmalarının önüne geçebilmek için güçlü mıknatıslar kullanılarak, haznelerde karmaşık manyetik alanlar oluşturuldu.
Bilim adamları, bu engelleme ve şaşırtma dolu yolculuktan sonra denizde bir noktada durup ıstakozları denize bırakmaya başladılar. Gözleri özel plastik maskelerle kapatılmış olduğu halde ıstakozlar, serbest kaldıkları anda ilk yakalandıkları yerin yönünü kolaylıkla buldular. Istakozlar suya bırakılır bırakılmaz evlerinin yolunu tuttular. Bilim adamları ıstakozların hiçbir şaşkınlık dönemi geçirmediğini gözlemlediler.
Istakozları Anlatmada Pusula Yetersiz Kalıyor
Böyle mükemmel bir yeteneğin kaynağı nedir? Bazı araştırmacılar, canlıların yön bulma yeteneklerinde dünyanın manyetik alanından faydalandıklarını düşünüyor. Bu bilim adamları, canlıların vücudunda gizemli bir pusula bulunduğunu varsayıyorlar. Ancak ıstakozların bu yeteneğini açıklamada pusula benzetmesi de yetersiz kalıyor.
New York`taki Cornell Üniversitesi`nden nörobiyoloji ve davranış profesörü Charles Walcott: ``Birçok hayvanın dünyanın manyetik alanlarını bir araç olarak kullandığını biliyoruz`` diyor ve ekliyor: ``Ama eğer kaybolmuşsanız bir pusula size nerede olduğunuzu söylemez``. (``Lobsters Navigate by Magnetism, Study Says``, 6 Ocak 2003)
Araştırmacı Boles, ıstakozlardaki yeteneğin üstünlüğünü şöyle vurguluyor: ``Bu test kesinlikle birçok hayvanın geçemediği bir testtir. Testi geçebilmeleri, bir şekilde, bulundukları noktayı an an bildiklerini gösteriyor. İçlerinde bir şey bulunuyor olmalı``.
Böylece deneyde kullanılan ıstakozların, vücutlarında bir tür harita oluşturdukları ve kalkış noktasından itibaren koordinat takibi yapabildikleri ortaya çıkıyor. Bilim adamlarının çözemediği bu mekanizma, bir yolcu uçağındaki elektronik radar sistemleri gibi çalışıyor.
Bilim adamlarını en çok şaşırtan şey ise, bu mükemmel sistemle donatılmış olan ıstakozun nispeten kompleks olmayan bir sinir sistemine sahip olması. Şimdi büyük bir çölde bulunduğunuzu farz edin. Bulunduğunuz noktadan bir jipe bindirildiğinizi, gözünüz ve kulağınız kapalı olduğu halde ve özellikle dolambaçlı yollar seçilerek, 200 kilometre uzağa götürülüp bırakıldığınızı düşünün. İlk bulunduğunuz yere dönebilir misiniz? Elbette, hayır!
Peki ama bu özel yön bulma sistemi ıstakozda nasıl ortaya çıkmıştır? En basit bir pusulayı ele alacak olsanız, bunun bile özel olarak tasarlandığı açıktır. Pusuladaki iğne, özel olarak işaretlenmiş yönler, cam kaplı muhafazası bu aletin özellikle yön bulmak için tasarlanmış olduğunu göstermektedir. Istakozların bedenindeki bu özel sistemin bir pusulayla kıyas kabul etmez derecede üstün olduğu açıktır. Tüm bunlar ıstakozdaki sistemin özel olarak tasarlandığını ortaya koymaktadır. Allah ıstakozu yaratmış ve onu bu özel sistemle donatmıştır.