Allah’ın tüm insanlığa kurtarıcı olarak gönderdiği mübarek Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) derin imanıyla, aklıyla, güzel ahlakıyla, asaleti ve nezaketiyle tüm insanlık için en güzel örnektir.
Sevgili Peygamberimiz (sav) her fırsatta insanların iltifatla ve muhabbetle gönüllerini alır, herkesin fikrine önem verir, uzlaştırıcı ve yumuşak tavır gösterirdi. Daima insanları kötü ve incitici söz söylemekten sakındırır, karşısındaki kişinin hep güzel özelliklerini dile getirirdi. O, insanların en güzel ahlaklısıydı. Rabbimiz bir ayetinde Peygamberimiz (sav)’in tüm İslam âlemine örnek olan üstün ahlakını şöyle bildirir:
... Gerçekten senin için kesintisi olmayan bir ecir vardır. Ve şüphesiz sen, pek büyük bir ahlak üzerindesin. (Kalem Suresi, 3-4)
Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) kadınlara verdiği değerle, onlara gösterdiği saygı, sevgi, şefkat ve merhametle de tüm İslam âlemine yol göstermiştir.
Nitekim kadını hor gören, aşağılayan, onları ikinci sınıf vatandaş yerine koyan bakış açısının kökenleri İslâmiyet’ten öncesine dayanır. Eski Arap toplumlarında aile üyelerine kız çocuk müjdesi verildiğinde yüzler asılır, hatta kız çocukları diri diri toprağa gömülürdü. Dahası kadınların tıpkı bir eşya gibi alınıp satılabildiği dönemler yaşanmıştır. Fakat İslam ve İslam’ın ışığı, nuru olan Peygamberimiz (sav) vesilesiyle, Allah’ın Kuran’da bir çiçeğe benzettiği kadınlar yüce bir vasfa kavuşmuştur. Peygamberimiz (sav) kadınları “Allah'ın bize teslim ettiği emanetlerimiz” diyerek baş tacı etmiş, onları alabildiğine özgür oldukları, toplum içerisinde korkuyla, endişeyle dolaşmadıkları, sadece temizlik ve yemek yapma, ütü yapma, çamaşır yıkama gibi ev işlerinin yükletilmediği, alabildiğine değer gördüğü bir sistemi inşa etmiştir.
Peygamberimiz (sav) kendi hanımlarıyla da çok yakından ilgilenirdi. İmanlarını, sağlıklarını, neşelerini ve ilimlerini artırmaları için özen gösterirdi. Rivayetlerde, neşelenmeleri için onlarla oyunlar dahi oynadığı, koşu yarışları yaptığı belirtilir. Sahabeler "Peygamber (sav) hanımlarıyla en fazla şakalaşan kişiydi" (1) diyerek eşlerine olan ilgisini belirtmiştir. Hz. Aişe (ra)'den rivayet edilen bir hadise göre ise "Hanımlarına karşı insanların en yumuşağı, en kerimi, güler yüzlüsü ve mütebessim olanı idi." (2)
Peygamberimizin (sav) kadınlara gösterdiği nezih ve güzel tavırlar kuşkusuz tüm İslam dünyasına örnek olmalıdır. Müslümanlar kadınlara gösterdikleri sevgi, saygı ve nezakette, üstün ahlakta, güzel söz söylemekte, güzel tavır göstermekte birbirleriyle yarışmalıdırlar.
Hadiste belirtildiği gibi kadınları sevmek peygamberlerin ahlakındandır.(3) Peygamberimiz (sav) “Kadınlara karşı sevgisi çoğalmadığı sürece bir kimsenin imanının artacağını düşünmüyorum.” (4) demiştir. Yani kişinin imanı ne kadar yüksekse kadınları da o denli sevecek ve değer verecektir.
Allah'ın Resulü'ndeki bu güzel örnekleri Müslümanların harfiyen yerine getirmesi gerekir. O, şefkatliyse Müslümanlar da şefkatli olmak, O, kadınları seviyorsa Müslümanlar da kadınları sevmek ve değer vermekle, O, çocukları seviyorsa Müslümanlar da çocukları sevmekle Allah rızası için sorumludur.
Allah Kuran’da üstünlük ölçüsünün cinsiyet değil, Allah korkusu, iman, güzel ahlak, ihlas ve takva olduğunu bildirir ve kadınları çiçeğe benzetir:
“Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir kabulle kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriya’yı ondan sorumlu kıldı. Zekeriya her ne zaman mihraba girdiyse, yanında bir yiyecek buldu: “Meryem, bu sana nereden geldi?” deyince, “Bu, Allah Katındandır. Şüphesiz Allah, dilediğine hesapsız rızık verendir” dedi.” (Al-i İmran Suresi, 37)
Kuran’a göre kadın zarif, itina gösterilmesi gereken bir çiçektir, ama aynı zamanda karar alabilen, yönetici olabilen üstün bir makamdadır. Peygamberimiz (sav) ümmetine hep Müslüman erkek ile Müslüman kadının sorumluluklarının aynı olduğunu bildirmiştir. Bu yüzden Allah Kuran’da erkek ve kadını ayırmayarak “mümin erkekler ve mümin kadınlar” hitabını kullanır:
“Şüphesiz, Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar, mü’min erkekler ve mü’min kadınlar, gönülden (Allah’a) itaat eden erkekler ve gönülden (Allah’a) itaat eden kadınlar, sadık olan erkekler ve sadık olan kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, saygıyla (Allah’tan) korkan erkekler ve saygıyla (Allah’tan) korkan kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allah’ı çokça zikreden erkekler ve (Allah’ı çokça) zikreden kadınlar; (işte) bunlar için Allah bir bağışlanma ve büyük bir ecir hazırlamıştır.” (Ahzab Suresi, 35)
Fakat günümüzde kadınlara yönelik çarpık bakış açısı hala geçerliliğini korumaktadır. Dünyanın her yanında kadınlar ezilmekte, hor görülmekte, aşağılanmakta, çoğu şiddete, baskıya ve kötü muameleye maruz bırakılmaktadır. Oysa bir ülke eğer kadınlara değer vermiyorsa, kadınları yüceltmiyorsa, kadınların üstün özelliklerini her fırsatta gündemde tutmuyorsa o zaman o ülkenin gelişmiş medeniyetler seviyesine erişebileceğinden söz edilemez. Kadınların insan yerine konulmadığı, erkeklerden aşağı görüldüğü, susturulduğu, ezildiği ve geri plana atıldığı toplumlar daima geri kalmaya mahkûmdur. Tarih boyunca kadını kendilerince bu şekilde değersiz gören bir topluma diğer toplumlar da değer vermemiştir hiç.
Toplum içerisinde kadınların üstün hale getirilmesi elzemdir. En az erkekler kadar hatta erkeklerden daha fazla haklara sahip olmalı, onları sadece bir cinsel meta olarak gören zihniyetin, ‘erkek üstündür’ inancının kaldırılması gerekir. Çünkü kadınlar çok keskin zekaya sahip varlıklardır. Olayların girift yönlerini görmede, detaycılıkta erkeklerden çok daha üstündürler. Akıllı ve ince düşünceli oldukları için onlarla istişare edilmesi ve fikirlerine uyulması bereket getirecektir. Ayrıca kadınlar merhamette, şefkatte, titizlikte, temizlikte erkeklerden öndedir. Çok değerli, nezih, naif, dünyanın süsü olan güzel varlıklardır.
Ne var ki erkek egemenliği en gelişmiş ülkelerde dahi açıkça görülmektedir. Bu zihniyetin yok edilebilmesi için kadın erkek eşitliğinden bahsedilmesi yeterli olmaz. Kadının üstünlüğü inancının hakim olması için gayret edilmelidir. Kadının üstünlüğü bir nimet ve güzelliktir. Annelik vasfı nasıl değerliyse, hayatın her alanında kadın da öyle değerli bir konuma getirilmelidir. Kadının yaratılışı gereği fiziksel olarak erkeğe kıyasla daha güçsüz olması onun toplum içerisinde erkekten daha az değer görmesi anlamına da gelmemeli; bilakis daha çok kollanması, ağır işlerde çalıştırılmaması, ağır yük verilmemesi, kısacası çok özen ve değer gösterilmesi gerektiği anlamına gelmelidir.
Medeni bir toplum olmak için kadınların üstün yönleri sık sık vurgulanarak ön plana çıkarılmalıdır. Bu konuda hükümetlerin eğitici, bilgilendirici özel bir çalışmalar yapmaları verimli olacaktır. İş yerlerinde, meclislerde kadınlara öncelik verilmeli, meclisler en az yarıdan fazla kadınlardan müteşekkil olmalıdır. Müslümanlar Peygamberimiz (sav)’in ahlakıyla ahlaklanarak bu konuda dünya toplumlarına örnek olmalıdır.
Unutmayalım ki demokrasinin olmadığı, kadınların rahat yaşayamadığı, kadınların baskı altına alındığı, kadın karşıtlığının olduğu bir sistemde mutluluk olmaz. Kadına bakış açısında eğer Kuran ahlakından uzaklaşılırsa İslam alemi felah bulamaz. Çünkü Allah’ın kullarının yarısı kadındır ve kadınları ezen bir ahlak Allah’ın belasını celbeder. Bu yüzden utanç verici bu ayıbın yani kadını hor gören bakış açısının temizlenerek kadınların hakları teslim edilmelidir. Onlara alabildiğine hürriyet verilerek, hürmet saygı gösterilerek üzerlerindeki erkek müdahalesi kaldırılmalıdır. Bir toplum ancak kadına verdiği değer kadar yücelir, kadına gösterdiği saygı kadar saygınlık kazanır.
.......
KAYNAKLAR:
(1) Hasan B. Süfyan Müsnedi'nde aktarılmıştır; Huccetü'l İslam İmam Gazali, İhya'u Ulum'id-din, 2. cilt, Çeviri: Dr. Sıtkı Gülle, Huzur Yayınevi, İstanbul 1998, s.105
(2) G.Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 2. cilt, Gonca Yayınevi, İstanbul, 1997, 531/7
(3) Kuleynî, Kâfî, c. 5, s. 320, hadis no: 1) (Şeyh Tûsî, Tehzîbü’l-Ahkâm (Tahran, 1365), c. 7, s. 403)(Meclîsî, Bihârü’l-envâr, c.101, s. 75) (Tabersî, Mekârimü’l-ahlâk, s. 197) (Amilî, Vesâilü’ş-şia, c. 20, s. 22 (hadis no: 24923)
(4) Kuleynî, Kâfî, c. 5, s. 320, hadis no: 2) (İbn Bâbeveyh, Men lâ yehzuruhu’l-fakîh, c. 3, s. 384
Adnan Oktar'ın Diplomacy Pakistan & Islam Today Dergisi'nde yayınlanan makalesi:
http://www.thejakartapost.com/news/2015/06/06/presidential-system-a-threat-turkey.html