-2012 yılının dünyanın sonu olduğuna dair iddialar neden gerçek dışıdır?
-Maya takvimi ve Nostradamus’un kehanetlerinde 2012’ye nasıl dikkat çekilmiştir?
-Maya takviminde 2012 yılında kopacağı söylenen “kıyamet” ile Rabbimiz’in Kuran’da dünyanın sonu olarak bildirdiği “kıyamet” hangi yönleriyle birbirinden farklıdır?
-2012 yılından sonra dünyada neler yaşanacaktır?
-Sayın Adnan Oktar 2012 yılıyla ilgili hangi önemli açıklamaları yapmıştır?
Sayın Adnan Oktar 2012 yılıyla ilgili hangi önemli açıklamaları yapmıştır?
2012 yılı, geçmişteki en gelişmiş uygarlıklardan biri olan Mayaların takviminde ve tarihteki en ünlü kahinlerden biri olan Nostradamus’un kehanetlerinde özellikle dikkat çekilen bir tarihtir. Tarihi M.Ö. 1000 yılına kadar uzanan gelişmiş bir uygarlık olan Mayalar, 2012 yılı için ‘zamanların sonu’ tanımını kullanmışlardır. Mayalara göre insanlar dört aşama geçirecek ve her aşamada büyük bir çöküş yaşayacaklardır. Ayrıca Mayalar;
* 2012 yılının insanlığın yükselişinin başlangıcı olacağını;
* Bu çağın fiziksel değişimlerle birlikte ruhsal değişimleri de kapsayacağını,
* Birbirleriyle orantılı bir değişim göstereceğini ve,
* İçinde yaşadığımız çağın sona ererek yeni bir çağın başlayacağını da ifade etmişlerdir.
2012 yılı Nostradamus’un kehanetlerinde de yer alır. Nostradamus, “dalgalı saçlı ve sakallı bir gencin Ortadoğu’dan çıkacağını ve bütün bölgeye hakim olacağını” bildirerek Hz. Mehdi (a.s.)’a işaret etmekte ve “Altın Çağ” denen bir barış döneminin başlayacağına dikkat çekmektedir.
Tüm bu bilgileri ve kehanetleri dikkat çekici kılan ise; bunların Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in 1400 yıl önce bildirdiği ahir zaman alametleri ile paralellik göstermesidir.
Fransız Kahin Nostradamus Hz. Mehdi (a.s.)’dan, kitaplarının 10. cildinin 75. dörtlüğünde bahsetmiştir:
* Uzun süredir beklenen kişi, hiç dönmeyecek Avrupa’ya;
* Asya’da ortaya çıkacak
* Hermes’in birliğinden gelen biri, Doğu’nun bütün krallarının üstünde ünlenecek...
Şifre çözücüsü R. W. Velch bunu şöyle yorumluyor: “Kahin, ’beklenen kişi’ ile Mehdi’yi kastediyor. Mehdi Asya’da ortaya çıkıyor.”
2012 yılında yaşanacak olan Manevi Anlamda bir “Kıyamet”tir
Mayalar, dünyanın son zamanları olan ahir zamana denk gelen 2012 yılına özel bir dikkat çekmiş ve bu tarihte kıyametin kopacağını bildirmişlerdir. Kıyamet; “kıyam etmek” kelimesinden gelir ve “ayağa kalkmak” anlamındadır. Nitekim Rabbimiz Kuran’da tüm canlıların ve kainatın ölümünden sonra insanların dirilip, biraraya getirileceğini, hesaplarını ve akıbetlerini bekleyeceklerini ve Yüce Zatı’nın huzurunda toplanacaklarını bildirmiştir.
Kuran’da bildirildiğine göre Sur’a ikinci kez üfürüldüğünde insanlar yatmakta oldukları mezarlarından kalkarlar. Sur’a bu ikinci üfürülüş ve insanların dirilmesi Kuran’da şöyle bildirilir:
“Sur’a üfürüldü; böylece Allah’ın diledikleri dışında, göklerde ve yerde olanlar çarpılıp-yıkıldı. Sonra bir daha ona üfürüldü, artık onlar ayağa kalkmış durumda gözetliyorlar. Yer, Rabbinin nuruyla parıldadı...” (Zümer Suresi, 68-69)
Deccalin insanlar üzerindeki hipnozu, 2012’den itibaren çözülecek, beyinlerde bir berraklık ve ferahlık hissedilmeye başlanacaktır. Böylece insanlar büyünün olduğu dönemle, olmadığı dönem arasındaki şiddetli farklılığı beyinlerinde anlayacaklar, beynin üstünden büyünün kalkması ile Allah’ın mutlak varlık, diğer tüm varlıkların ise O’nun tecellileri olduğu anlaşılacaktır. Bu geçek karşısında insanların vücudu, hafızası ve muhakeme gücü çok rahat edecektir.
Ancak Mayaların kastettiği kıyamet, Rabbimiz’in Kuran’da pek çok ayette bildirdiği bütün kainatın yok olması ve insanların yattıkları mezarlardan kalkması anlamında değildir. Mayaların 2012 yılı için bildirdikleri kıyamet, ruhların ve akılların kıyam etmesidir. Çünkü faaliyetlerine çok daha uzun zaman önce başlamış olan Hz. Mehdi (a.s.) 2012 yılından itibaren;
* İnsanların akılları ve basiretlerini açacak,
* Üstlerindeki gaflet perdesini giderecek,
* Beyinlerini netleştirecek,
* Yaptığı tebliğ sonuç vermeye başlayacak ve
* İnsanlar, maddenin hakikatini tam olarak anlayacaklardır.
Hz. Mehdi (a.s.)’ın insanlara bu tarihlerden itibaren net olarak anlatacağı sır; görüntünün, tüm hislerimizin ve algılarımızın beynimizde oluştuğu, maddenin dışarıdaki aslıyla asla muhatap olunamayacağı ve dışarısının koyu karanlık olduğu gerçeğidir. İnsanların bir kısmı bu konuyu teknik ve yüzeysel olarak anlamışlardır. Fakat asıl olarak kavramaları 2012 yılından itibaren gerçekleşecektir. Bu gerçek kavrandığı zaman, insanlar, Allah’ın üstünlüğü ve gücünü daha derin takdir etmeye, Allah’ın üstün yaratma sanatını daha iyi kavramaya, Allah’ı daha çok sevmeye başlayacaklardır. Dolayısıyla görülen tüm görüntülerin de Allah’ın tecellileri olduğu bilinciyle hareket edilecek ve bu herşeyi ve herkesi sevmelerini sağlayacaktır.
Maddenin hakikatinin anlaşılması insanların ahiret inancını kuvvetlendireceği gibi, dünyadaki her görüntüden daha çok zevk almalarına ve güzel bir imani derinlik yaşamalarına da vesile olacaktır. Çünkü dünyanın gerçeğinin tam olarak anlaşılması, ahiretin kavranması ve cennete tam hazırlık yapılması sadece Allah rızası için yaşamak anlamına gelir.
Hadislerde Hz. Mehdi (a.s.) vesilesiyle insanların yaşadıkları tüm ortamların cennete dönüşeceği şöyle haber verilmiştir:
HZ. MEHDİ (A.S.) O KADAR MERHAMETLİ OLACAKTIR Kİ, zamanında ne bir kimse uykusundan uyandırılacak, ne de bir kimsenin burnu kanayacaktır. (El-Kavlu’l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 42)
Hz. Mehdi (a.s.)’ın hizmetleri öylesine önemli ve büyüktür ki, rivayetlerden ONUN İDARESİNDEN SADECE İNSANLARIN DEĞİL, BÜTÜN YER VE GÖK EHLİNİN MEMNUN OLACAĞI BELİRTİLİR. (İs’afür-Ragıbin, s. 146; el-Havi, 2:66, 67)
ÇIKIŞI SADECE EHL-İ İMAN İÇİN DEĞİL, YER VE GÖK EHLİ İÇİN DAHİ SEVİNÇ KAYNAĞI OLUR. Öyle ki kuşlar, vahşi hayvanlar, denizdeki balıklar dahi sevinirler. (Kıyamet Alametleri, s. 162-163)
Deccalin Hipnozu 2012’den İtibaren Çözülmeye Başlayacak, İnsanlar Beyinlerinde Bir Berraklık ve Ferahlık Hissetmeye Başlayacaklardır
Deccal, tüm dünyada televizyon, radyo, gazete, internet gibi iletişim araçlarını kullanarak insanlara sürekli olarak dünya hayatına yönelik telkinlerde bulunur, materyalizmi, Darwinizmi telkin eder, onları büyüler ve farkına varmadan hipnoz eder. Resulullah (s.a.v.) deccalin bu hipnozunu şöyle anlatmıştır:
“YAKINDA AKILLI BİR İNSANI GÖREMEYECEĞİNİZ BİR ŞEKİLDE, İNSANLARIN AKILLARININ KENDİSİ HAKKINDA ŞAŞIRIP KALACAKLARI, KÖR VE SAĞIR BİR FİTNE SİZE YÖNELECEKTİR. (O ZAMAN) İNSANLAR, HAYVANLARA BENZEYECEK ŞEKİLDE AKILLARI YOK OLACAKTIR. NİTEKİM İNSANLARDAN HİÇBİR KİMSE, O FİTNEDEN SAKLANABİLECEK BİR SIĞINAK BULAMAYACAKTIR. HİÇBİR KİMSENİN “NİÇİN?” “NİYE?” “YETER ARTIK!” GİBİ ŞEYLER SÖYLEMEYE GÜCÜ YETMEYECEKTİR. FİTNE, BİR YERDE BİTMEDEN BAŞKA BİR YERDE BAŞLAYACAKTIR. HERKES KENDİSİNİ BİR ŞEY ÜZERİNDE SANACAK (YANİ HERKES KENDİSİNİ AKILLI, İMANLI VE DOĞRU BİLECEK). HALBUKİ HİÇBİR ŞEY ÜZERİNDE OLMAYACAKTIR... SOYUMDAN OLAN BİRİ ORTAYA ÇIKINCAYA KADAR FİTNENİN GİRMEDİĞİ HİÇBİR EV KALMAYACAKTIR...” (Et-Teşrif-i Bil Menun, Melahim ve Fiten Kitabı, Seyyid ibni Tavus Sayfa 68, 70, 72)
İnsanların üzerindeki bu büyünün kalkmasına Hz. Mehdi (a.s.) vesile olacaktır. Hadislerde müjdelendiği gibi Hz. Mehdi (a.s.) tüm yeryüzüne din ahlakının hakim olmasına vesile olacak kişidir.
Enam Suresi’nin, 149. ayetinde geçen; “... En ‘üstün ve apaçık’ delil (hüccet) Allah’ındır. ...’’ ifadesinin ebced değeri 2012 yılını vermektedir
Kİ: “EN ‘ÜSTÜN VE APAÇIK’ DELİL (HÜCCET) ALLAH’INDIR. EĞER O DİLESEYDİ ELBETTE TÜMÜNÜZÜ HİDAYETE YÖNELTİP İLETİRDİ.” (Enam Suresi, 149)
Arapça Okunuşu:
Kul fe lillâhil huccetul bâligah(bâligatu), fe lev şâe le hedâkum ecmaîn(ecmaîne). ... “EN ‘ÜSTÜN VE APAÇIK’ DELİL (HÜCCET) ALLAH’INDIR. ...
lillâhil huccetul bâligah (bâligatu)
126 + 445 + 1433 = 2004 (Şeddeli)
bâligah (bâligatu)= en üstün, en kuvvetli, kesin olan 1433 = 2012Hz. Mehdi (a.s.)’ın adlarından biri de HÜCCET’tir.
Hz. Mehdi (a.s)’ın ilmi mücadelesinin ilk aşaması materyalist, ateist, Darwinist düşünceleri temelden yıkmak ve Yaratılış’ı ispat etmek olacaktır. Zira Hz. Mehdi (a.s)’ın ortaya çıkacağı ahir zamanın en önemli özelliklerinden birisi inkarcı, ateist, materyalist düşünce ve akımların çok yaygın olması, bu nedenle insanların büyük çoğunluğunun din ahlakından uzak olmalarıdır. Bediüzzaman Said Nursi de, ahir zamanın en önemli tehlikelerinden birinin ateist felsefeler olacağını bildirmiş, özellikle Darwinist ve materyalist felsefelerin ateizme zemin hazırlayacaklarına dikkat çekmiştir:
“Tabiyyun, maddiyun felsefesinden (Darwinist, materyalist ve ateist felsefelerden) tevellüd eden bir cereyan-ı nemrudane, (doğan inkarcı bir akım) gittikçe ahir zamanda felsefe-i maddiye (materyalist felsefe) vasıtasıyla intişar ederek (yayılarak) kuvvet bulup, uluhiyeti (Allah’ın varlığını) inkar edecek bir dereceye gelir. (Allah’ı tenzih ederiz)” (Emirdağ Lahikası, s. 259)
Hadislerde Hz. Mehdi (a.s.)’ın, Kuran ahlakını tüm yeryüzüne hakim kılana kadar mücadelesine devam edeceği şöyle haber verilmiştir:
İNSANLAR, HAKKA DÖNÜNCEYE KADAR MÜCADELESİNE DEVAM EDECEKTİR. (El Kavlu-l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)
Hz. Mehdi (a.s.)’ın zuhurunun ardından materyalizm ve Darwinizmin büyüsünün kalkmasıyla ona tabi olan insanlar üzerinde samimiyet ve akıl artışı olacağı insanların huzur, mutluluk bulacağı, ahlak ve kişilik olarak olgunlaşacakları beyinlerinin ve ruhlarının açılıp ferahlık kazanacakları ise şöyle bildirilmiştir:
İmam Bakır (a.s.) şöyle buyurmuştur: “KAİMİMİZ (HZ. MEHDİ (A.S.)) KIYAM EDİNCE ELİNİ KULLARIN BAŞININ ÜSTÜNE KOYAR, BÖYLECE AKILLARINI BİR ARAYA TOPLAR GELİŞİMLERİNİ KEMALE ERDİRİR. ALLAH GÖRÜŞLERİNİ VE DUYUŞLARINI GÜÇLENDİRİR. ÖYLE Kİ KENDİLERİYLE KAİM (HZ. MEHDİ) ARASINDA HİÇ BİR ÖRTÜ/ENGEL KALMAZ…” (Yevm’ul-Halas, s. 269)
2012’den Sonra İslam Ahlakı Hızla Dünyaya Hakim Olmaya Başlayacak ve Hamiyet-i İslamiye Feveran Edecektir
2012’den sonra İslam dini hızla dünyaya hakim olmaya başlayacak dünyanın her yerinde Müslümanlarda müthiş bir atak olacaktır. Hz. Mehdi (a.s.) vesilesiyle şeytan insanların üzerinden çekilmeye başlayacak, materyalizm dünya çapında çökmeye devam edecek, insanların akılları ve ruhları açılacaktır. Dünyanın her yerinde Müslümanlara yönelik baskılar artacaktır. Bu; Müslümanlıkta da muazzam bir gelişme ve birlik oluşturacak, Hamiyet-i İslamiye’nin feveran etmesine vesile olacaktır.
Allah’ın “Hadi” yani “Hidayet veren, doğru yola ulaştıran” ismi, Hz. Mehdi (a.s.)’da tecelli edecektir. Hz. Mehdi (a.s.) Allah’ın izniyle dünyanın dört bir köşesindeki tüm insanların Allah’a iman etmelerine ve İslam ahlakına yönelmelerine vesile olacaktır. Bu gerçeğe bir hadiste şöyle dikkat çekilir:
Di’bel meşhur şiirlerini İmam Rıza’nın (a.s.) yanında okuduktan sonra şöyle dedi:
“HZ. MEHDİ (A.S.) MUTLAKA KIYAM EDECEK: ALLAH’IN İSİM VE BEREKETİYLE ZUHUR EDECEK” (YANİ İMAMIN KIYAMI KESİNDİR.) O, ALLAH’IN İSMİ VE BEREKETİYLE KIYAM EDECEKTİR. (Yenabi-ul Mevedde, c. 2, s.197)
Hz. Mehdi (a.s.) bütün vazifelerini yerine getirdiğinde tüm dünya çapında büyük bir uyanış olacağı ve insanların akın akın İslam dinine girecekleri Kuran’da şöyle bildirilir:
“Ve insanların Allah’ın dinine dalga dalga girdiklerini gördüğünde, Hemen Rabbini hamd ile tesbih et ve O’ndan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir.” (Nasr Suresi, 2-3)
Sayın Adnan Oktar Zohar’dan Kaynak Göstererek Mehdiyet’in 2012’den Sonra Atağa Geçeceğini Anlatıyor:
ADNAN OKTAR: “Maya takviminin bitimi 21 Aralık 2012.” 21.12. 2012 acayip bir rakam oluşmuş oluyor. 2012 tersten 21 okunuyor, buradan da 21, 21.12.2012 tarihini veriyor. “Bu tarih Musevi takviminde 5773 tarihine denk geliyor.” Şimdi bu anlattığım önemli. “2012 yılı Musevi takviminde 5772-5773 dönemine işaret eder. Maya geleneklerine göre, 21 Aralık 2012 tarihi yeniden doğuştur.” Zohar’da, yani Yahudi kaynaklarında en önemlilerindendir. “Yakup soyu için kurtuluşun başlangıcı olarak” yani İsrail’in kurtuluşunun başlangıcı olarak, “Musevi yılı 5760 yılını belirtmiş” yani Musevi inancında 5760 yılıdır. “Bu tarih 11 Eylül 1999 tarihini veriyor.” 1999 tarihi çok hayatidir. Bize operasyon yapıldığı tarih de 1999’dur biliyorsunuz. Birçok olay 1999’da oldu. Deprem de 1999’da oldu. “29 Eylül 2000 tarihleri arasındaki dönemdir.” Bakın bu tarih, “11 Eylül 1999” 11 Eylül bakın, “29 Eylül 2000 tarihleri arasındaki dönem, Kral Mesih’in (Mehdi a.s.) ortaya çıktığı belirtilen Musevi yılı 5766 Rosh Hashanah, 3 Ekim 2005 tarihinde başlamıştır.” Aynı zamanda İsa Mesih (a.s.)’ın geldiği tarihtir, inşaAllah. “Bu yıl, 2005-2006 yıllarına işaret eder.” Hz. Mehdi (a.s.)’ın faaliyetlerini yoğunlaştırdığı dönem. Musevilerle aynı bakın, ittifak halindeyiz. Peygamberimiz (s.a.v.)’in hadisleriyle de aynı, Musevilerin dedikleri de aynı. Hepsi ittifakla aynı noktada birleşiyorlar.
“Kral Mesih’in (Mehdi a.s.) tüm dünyada harekete geçeceği tarih olarak belirtilen Musevi yılı, 5773 yılı ise, 2012-2013 tarihlerine işaret etmektedir. Kral Mesih’in (Muhammed Mehdi a.s.) tüm dünyayı harekete geçireceği tarih olarak belirtilen” tüm dünyada bir hareketlenme olacağı tarih, “Musevi yılı” yani dünya çapında faaliyetlerine başladığı tarih Hz. Mehdi (a.s.)’ın, “5773 yılı” bakın Zohar’da, 3000 yıllık eserde geçiyor bu, 3000 yıllık kaynak bu. “...ise, 2012-2013 tarihlerine işaret etmektedir.” Zohar Veyera bölümünde 1/119-A’da. “Haham Şimon açtı ve şöyle söyledi: Yakup ile antlaşmamı hatırlayacağım.” Vaikra 26/42. “Yakup bir vav ile birlikte yazılmıştır. Neden: Bu ayet İsrail sürgünü hakkında söylenmiştir. Çünkü onlar, Yakup’un evi sürgünde iken hatırlanacaktır. Onlar vavın sırrı ile hatırlanacaklardır. Bu da 6. bin yıldır.” Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ne diyor: “6. bin yılının içindeyiz biz” diyor, bitti demiyor, “6. bin yılın içindeyiz” diyor. “Bu da 6. bin yıldır. Hatırlanma, pekhida ise vavın sırrındandır. 6 an ve yarı zaman ve 6. bin yılda kapının üzerindeki sürgüye kalan, 60. yılda göklerin Rabbi Yakup’un soyunun hatırlanmasını yükseltecek, bu zamandan sonra tam hatırlatma zekirah zamanına kadar, 6 ve yarım yıl kalacak. Bu zamandan sonra da bir başka 6 yıl ve bunlar 72 yıl ve yarımdır.” 72,5 yıl. Bediüzzaman ne diyor? Aynısını söylüyor; dünya hakimiyetinin ne kadar süreceği, 72,5 yıl diye söylüyor. Kuyruklu yıldızın, Mehdi (a.s.)’ın da çıkacağını söylüyor Zohar’da. Peygamberimiz (s.a.v.) de aynısını söylüyor. “Ve bütün dünya Yakup soyu etrafında toplanacak.” Mehdi (a.s.) kimin soyundan? Yakup (a.s.)’ın soyundan. Şimdi bu konuyu bir daha şöyle derli-toplu anlatayım. Zohar’da, bakın 3000 yıllık kitap, Tevrat’tan sonra en önemli eserdir. Yani bizdeki hadis kitapları gibi.
“Yakup soyu için kurtuluşun başlangıcı olarak” Yakup soyu; Hz. İbrahim (a.s.) soyu, “Musevi yılı 5760 yılını belirtmiştir. Bu tarih, 11 Eylül 1999, 29 Eylül 2000 tarihleri arasındaki dönemdir.” Bediüzzaman ne diyor: “Yarım asır sonra hepsini darmadağın edecek” diyor, aynı tarihi veriyor. Tevrat’ta da belirtilen Mehdi (a.s.) aynı, Peygamberimiz (s.a.v.)’in belirttiği Hz. Mehdi (a.s.) da aynı, hepsi aynı, evet. “Kral Mesih’in (Muhammed Mehdi’nin) tüm dünyayı harekete geçireceği tarih olarak belirtilen Musevi yılı, 5773 yılı” Zohar’da, yani 2012-2013 tarihlerine işaret etmektedir. Onun için buraya gelen Museviler: “Biz İstanbul’da görüm aldık” dediler, görüm. Görüntü gördük dediler İstanbul’da. “Bir şey olacak İstanbul’da” dediler. Tapınak Şövalyeleri geldi: “Bizim bin yıllık geleneğimizde İstanbul’da birinin çıkacağını bize belirtiyorlar” diyorlar. “Bir su testisi sahibi; biz onu gördüğümüzde onun peşine takılacağız” diyorlar. Benim röportajlarımda da burada su testisi görmüşler: “Biz onu görünce anladık” diyorlar. Halbuki Hz. Mehdi (a.s.)’ın öncüsünü görmüş oldular. Su testisinin sahibi asıl Hz. Mehdi (a.s.)’dır. Biz talebesiyiz. Biz de tabii testiyi taşıyoruz, Hz. Mehdi (a.s.)’ın peşisıra, inşaAllah.
Efendim, önümüzdeki günlerde İsrail’in ünlü Kabala uzmanları gelecek. Biliyorsunuz, Kabala Musevilikte çok önemlidir. Zohar; Kabala ilminin temel eseri. Rakamlarla, şifrelerle ilgilenen bir yönü de var. Musevi inancında Tevrat’ın batın yönünden tefsirini yapıyor Zohar, ince manalarını çıkartır, detay manaları çıkar, Tevrat’taki şifreleri çözer, inşaAllah. Orada bakın, açık açık 11 Eylül 1999, 29 Eylül 2000 tarihleri arasında Mehdiyet’in tırmanışa geçeceğini, dünyaya yönelik de, 2012-2013 döneminde başlayacağını söylüyor, dünyaya yönelik. Peygamberimiz (s.a.v.) ne diyordu? Bediüzzaman ne diyordu? Biz ne diyorduk? Aynısını. Kabala ne diyor? Aynısını. Zohar tefsirinde ne deniyor? Aynısı. Musevi kaynaklı. Meğer bütün Hahamlar biliyorlarmış bunu. Bana pek ses çıkartmadılar, son anda duydum bildiklerini. Talmut’ta da geçiyor, hepsi biliyor. “İsrail’in dışından çıkacak kurtarıcı” diyorlar, “biz bunu biliyoruz” diyorlar, yani “İsrailli olmayacak” diyorlar, “İsrail dışından gelecek” diyorlar. (24 Aralık 2011, A9 TV)
Sayın Adnan Oktar 2012’de Neler Olacağını Anlatıyor:
ADNAN OKTAR: 2012’den sonra insanların beyni, ruhu değişecek. Bambaşka bir aleme, bambaşka bir bakış açısında girecek insanlar. Hatta onu kıyamet olarak almıştı birçok insan. Ta milattan önceki devirlere ait yazıtlarda da vardır. 2012, ya bir kıyamet deniyor ya da insanların ruhunda esaslı bir değişim.
SUNUCU: Nasıl bir değişim?
ADNAN OKTAR: Maddenin hakikatini görecek insanlar. Şu an maddenin hakikatini bilmiyorlar. Mesela ben sizi şu an görüyorum. Beynimin içinde şöyle küçük bir yerde siz şu an oluşuyorsunuz ama o kadar canlı ve o kadar net ki hakikaten uzak görünüyor şu an.
Hakikaten uzak görünüyor. Mesela şu kadar görünüyorsunuz beynimin içinde. Küçük bir şey, bir insan gibi görünüyorsunuz o bana yetiyor ve hepsi de şu kadarcık yerde oluyor. Mesela ışık var beynin içinde pırıl pırıl, dışarıda ışık yoktur, dış alemde. Ve beynimin üstünde, apartmanda oturur gibi beynimin üstünde oturup sizi seyrediyorum şu an gözlerimden. Tabii bunun farkına varacak insanlar. Yani anlatsak da herkes tam anlayamıyor şu an. Mesela dışarıda ses yok. Ses beynin bir yorumu. Sırf beyne has birşeydir. Bu beyindeki ruhun yorumudur. Ses; dalga vardır dışarıda. Dalga yani o kadar. İnsanlar dışarıda muazzam gürültü, ses duyar. Dışarıda çıt yoktur yani hiçbir ses yoktur. Bütün ses beynin içinde ruh tarafından algılanır, o ses dalgalarını beyin ses olarak algılıyor. Görüntü de öyle; gözümüz görmez, bakıyor gibi görünür ama gözler görmez. Gözler bir çift kameradır. Etten kamera. Onlar ışık ışınlarını belirli bir noktaya düşürürler. Orada o kimyasal enerji elektrik enerjisine dönüşüyor. Elektrik enerjisi alıp onu beynimize götürüyor. Tabii bu çok harika bir sistem, o ayrı mesele. O elektriği ruhumuz dünya olarak görüyor, elektrik akımını. Çok düşük amperli bir elektrik. Çok çok düşük. O etin içinden geçer. Kablosuz mablosuz öyle geçer gelir ve bu kadar üç boyutlu net görüntü oluşur. Mesela ben o kadar eminim ki sizin uzağımda oturduğunuza şu an.
SUNUCU: Çok ince detaylar, çok uzun süre tartışılması gereken konular gibi geliyor bana.
ADNAN OKTAR: 2012’den itibaren zihinleri tam açılacak insanların ve çok net görülecek.
SUNUCU: Ondan sonra anlayacağım, ufkum genişleyecek ondan sonra.
ADNAN OKTAR: Herkesin inşaAllah. (23 Kasım 2009 Adıyaman Asu ve Kral Karadeniz)