Müslüman, Allah’ın her yarattığı güzellikten ruhen çok derin heyecan duyar. Etkileyici bir manzara, mis gibi kokan bir çiçek, ihtişamlı bir ev, şık bir kıyafet, sevimli bir hayvan, özenle hazırlanmış bir sofra, güzel bir müzik kişiye manevi olarak şiddetli zevk verir. Müminlerin ruhunda oluşan bu coşku ise, tüm bu güzelliklerin Allah’ın yarattığı birer nimet olduğunun ve Allah’ın bir lütuf olarak kendilerine bu nimetleri sunduğunun bilinmesinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle müminler hoşlarına giden herşeyi Allah’ın birer nimeti ve hediyesi olarak görürler. Bu nimetlerin, Allah’ın kullarına olan sevgisinin bir yansıması olduğunun bilinciyle hareket ederler.
Allah’a iman eden, gördüğü her görüntüyü, işittiği her sesi Allah’ın çeşitli hayır ve hikmetlerle yarattığını bilen bir mümin, hiçbir güzelliğe karşı kayıtsız kalamaz. Müslümanın, gördüğü bu güzelliklere karşı hem ahlakıyla hem de fiili olarak hoşnutluğunu ifade etmesi Kuran ahlakının bir gereğidir. Bu nedenle bir güzellik gördüğünde mutlaka o güzelliği yaratanın Allah olduğunu dile getirir ve “MaşaAllah” diyerek övgüsünü Allah’a yöneltir.
İnsan güzelliği de Allah’ın dünyada yarattığı en değerli nimetlerdendir. Allah’ın ruhunu taşıyan, iman eden, akıl sahibi olan bir varlıktaki maddi manevi her türlü güzel özellik, insan ruhunda çok derin etki uyandırır. Akıllı ve hikmetli konuşan, şuurlu bakan, incelikleri ve ruh zenginlikleri olan üstün ahlaklı bir insan, karşısındaki insanlar için de güzel bir nimete dönüşür. Sahip olduğu özelliklerin her biri, Allah’ın ruhunun tecellileri olduğu için, müminlerde bir hayranlık uyandırır.
Allah'ın yarattığı nimetleri bu bakış açısıyla değerlendiren bir mümin, gördüğü hiçbir güzelliğe karşı duyarsız kalmaz. Nasıl ki insan Allah’ın yarattığı güzel bir mazarayı gördüğünde, güzel bir sofra gördüğünde mümin bunları mutlaka fark edip Allah'a karşı şükrünü dile getiriyorsa, güzel bir insan görülüğünde de, müminler o güzelliğin Allah’tan bir nimet olduğunu bilir ve o güzelliği Allah’ın tecellisi olarak görüp mutlaka takdir ederler. Allah’ın tecellisiyle, Allah’ın güzelliğiyle karşı karşıya olduklarını bilmelerinden kaynaklanan bir heyecan duyarlar.