Hz. İsa, Yüce Allah`ın insanları doğru yola çağırmakla görevlendirdiği seçkin bir elçisidir. Hz. İsa`yı diğer peygamberlerden ayıran özelliklerinden en önemlisi onun ölmemiş, Allah Katına yükseltilmiş ve yeryüzüne tekrar geri dönecek olmasıdır. Ancak Hz. İsa`nın yeniden yeryüzüne gelmesi ile ilgili yapılan tartışmaların, gün geçtikçe artması beraberinde birçok iddia ve soruyu da getirmektedir. Bu nedenle yazımızda, Hz. İsa`nın yeniden dünyaya dönüşü konusunda yapılan yanlış bilgilendirme ve yönlendirmeleri Allah`ın izniyle düzeltmek amaçlanmıştır.
Hz. İsa`nın Biyolojik Ölümü Henüz Gerçekleşmemiştir
Maide Suresinin 117. ayetinde geçen "...Beni vefat ettirdiğinde (teveffeyteni) üzerlerindeki gözetleyici Sendin..." ifadesindeki vefat ettirmek kelimeleri bazı kişilerin iddia ettiği gibi biyolojik bir ölüm değildir. Vefat ettirmek, her zaman biyolojik olarak insanın ölümü manasında kullanılmamaktadır. Örneğin bu ayette "vefat ettirme" olarak tercüme edilen kelimeyle, Enam Suresi'nin 60. ayetinde kullanılan kelime aynıdır. Ancak "Vefat" kelimesinin Arapça karşılığı Türkçe'de kullanılan ölüm anlamından farklı anlamlar taşımaktadır.
"Sizi geceleyin vefat ettiren (teveffakum) ve gündüzün "güç yetirip etkilemekte olduklarınızı" bilen, sonra adı konulmuş ecel doluncaya kadar onda sizi dirilten O'dur..." (Enam Suresi, 60)
Bu ayetten de anlaşılacağı gibi, Allah uyuyan insanın da canını almaktadır, ama bu haliyle insan bildiğimiz manada ölmüş olmaz. Teveffa kelimesinin, uyku manasında kullanıldığını söyleyenlere göre -ki çoğunluk bu görüştedir- ayetin tefsiri "Seni uyutacağım" şeklindedir. Sonuç olarak Hz. İsa'nın uykudakine benzer bir duruma sokularak Allah Katına yükseltildiğini, olayın bildiğimiz ölüm olmadığını, sadece bu boyuttan bir ayrılış olduğunu söyleyebiliriz. (En doğrusunu Allah bilir.)
Hz. İsa`nın Yeniden Geleceğini Düşünmek İslam`a Aykırı Değildir
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki Ahzab Suresi'nin 40. ayetinde de bildirildiği gibi Peygamber Efendimiz (sav), "Allah'ın Resulü ve peygamberlerin sonuncusudur." ve Hz. İsa'nın ikinci kez yeryüzüne gelecek olması -bazı kimselerin öne sürdüğü gibi- bu gerçeği değiştirmez. Hz. İsa, Hz. Muhammed (sav)'den sonra gönderilen bir peygamber olarak değil, Hz. Muhammed (sav)'in şeriatını devam ettirecek ve dünyaya Allah`ın izniyle din ahlakını hakim kılacak bir elçi olarak gelecektir.
Hz. İsa'nın ikinci kez gelişiyle İslam ahlakının hakim olacağı bir hadiste şöyle bildirilmiştir:
"İslam'dan başka (hiçbir dini) kabul etmeyecek... Din müçtehid (yol gösteren) olacak... Allah'tan başka hiçbir kimseye ve hiçbir şeye ibadet edilmeyecek..". (Ruhu'l Meani, 7/60)
Hz. İsa Gökyüzünde Değil, Zamandan ve Mekandan Bağımsız Ayrı Bir Boyutta Yaşamaktadır
Hz. İsa`nın Allah Katına yükseltilmesini bizim bağımlı olduğumuz zaman ve mekan kavramları ile değerlendirmek son derece yanlış olacaktır. Belirtilmelidir ki, Hz. İsa'nın Allah Katına yükseltilmesi ile kasıt, Hz. İsa'nın bilinen anlamda gökyüzünde yaşamaya başlaması değildir. Hz. İsa'nın yükseltilmesinden kasıt, Allah'ın Hz. İsa'yı zamandan ve mekandan bağımsız ayrı bir boyuta almasıdır. (En doğrusunu Allah bilir.)
Hz. İsa Ölümsüz Değildir
Bazı kimseler, Enbiya Suresinin 34. ve 35. ayetlerinde bildirilen "… hiçbir beşere ölümsüzlüğü vermedik…" ve "Her nefis ölümü tadıcıdır…" ifadelerine dikkat çekerek Hz. İsa`nın da ölmüş olduğunu öne sürmektedir. Ancak ayetlerde Allah'ın Hz. İsa'yı inkar edenlerin kurduğu tuzaktan koruyup kurtardığı bildirilmiştir. Bu ise, elbette Hz. İsa`nın ölümsüz olduğu anlamına gelmemektedir. Unutulmamalıdır ki "O, yalnızca bir kuldur…" (Zuhruf Suresi, 59) ayetiyle bildirildiği gibi, Hz. İsa da Allah'ın yarattığı bir kuldur ve herkes gibi ölümlüdür.
Hz. İsa`nın Gelişine İnanmak, Hıristiyanlığı Savunmak Anlamına Gelmez
Hz. İsa, Allah Katında övülmüş, seçkin kılınmış, mübarek bir peygamberdir. Üstün ahlakı ve derin imanı tüm müminler tarafından saygıyla anılmakta ve örnek alınmaktadır. Hz. İsa'nın ahlakını övmek, böyle kutlu bir insanın yeniden dünyaya gelecek olmasından heyecan duymak, bu gerçeği tüm iman edenlere müjdelemek, güzel tavır örnekleridir. "Hıristiyanlığa destek vermek olur" gibi akıl ve mantık dışı bir mazeret öne sürerek, Hz. İsa'nın geleceği gerçeğini göz ardı etmeye çalışmak kesinlikle makul bir davranış değildir. Ayrıca belirtilmelidir ki, Hz. İsa yeniden dünyaya geldiğinde, Kitap Ehli'nin sapkın inançlarını ortadan kaldıracak, insanları Allah Katında hak olan dine yani İslamiyet'e çağıracak, Kuran'la ve sevgili Efendimiz (sav)'in sünnetiyle hükmedecektir. Bu gerçek bir hadiste şöyle müjdelenmiştir:
``Kırk (40) yıl Allah'ın Kitabı ve benim sünnetimle hükmeder, vefat eder.`` (Kitab ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy il Ahir Zaman, s. 92)
Hz. İsa`nın Ölmediği ve Tekrar Yeryüzüne Geleceği İnancı Hıristiyanlığa Ait Tahrif Edilmiş Bir İnanç Değildir
Hz. İsa'nın Allah Katına yükseltilmesi konusunda Hıristiyanların, üçleme ve Hz. İsa'yı sözde ilahlaştırma (Allah`ı tenzih ederiz.) gibi sapkın inançlarından kaynaklanan birtakım yanlış yorumları bulunmaktadır. Hıristiyanların bu yorumları dejenere edilmiş, gerçek din ahlakına uygun olmayan yorumlardır ve Kuran`da bu dejenere olmuş inanç ve hükümlerin hangileri olduğu belirtilir. Ancak Hıristiyanların Hz. İsa'nın tekrar yeryüzüne geleceğine dair inançları Kuran'da açık ve net olarak pekiştirilmiştir. Eğer Hz. İsa'nın yeniden yeryüzüne dönecek olması Hıristiyanların tahrif edilmiş inançlarından biri olsaydı (ki bu doğru değildir), hiç şüphesiz diğer tüm sapkın inanışlarda olduğu gibi bu da Kuran'da bildirilirdi.