BM Suriye özel temsilcisi Lakhdar Brahimi, Şam rejimi tarafından yaklaşık 600 gündür kuşatma altında bulunan ve hiçbir yardımın giremediği Humus’ta bir insanlık dramı yaşandığını belirtiyor.
Bir milyon nüfuslu kentin muhaliflerin kontrolünde bulunan 13 mahallesi, yaklaşık iki yıldır kuşatmayla birlikte ağır bombardımana maruz kalıyor. Bugüne kadar, bölgede ölen sivillerin sayısının 1.500’ün üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Kuşatma altındaki yaklaşık 4 bin kişinin çok acil ilaç ve gıda yardımına ihtiyaç duyduğu belirtiliyor. http://tr.euronews.com/2014/01/26/cenevre-den-humus-a-insani-yardim-umudu/ WFP Suriye Direktörü Hollingworth bölgedeki durumu, "Kimse kendi karnını doyuramıyor, çocuklarını ve ailelerini doyuramıyor. İnsanlar, açlıklarını bastırmak için çevreden topladığı yabani otları yemek zorunda kalıyorlar.. Bölge tamamen yıkılmış durumda." sözleriyle anlatıyor. http://www.zaman.com.tr/suriye_humusta-insanlik-oluyor_2199371.html
Cenevre’de yapılan görüşmelerde Suriye hükümeti ve muhalif gruplar arasında; kadınlar, 55 yaş üzeri erkekler ve 15 yaşın altındaki çocuklar başta olmak üzere sivillerin şehirden çıkmalarına izin verilmesi ve bölgeye insani yardımların ulaştırılması konusunda anlaşma sağlandı. 7 Şubat’ta başlayıp16 Şubat’a kadar devam edeceği düşünülen tahliyelerde şu ana kadar 1.100 kişi tahliye edildi. Bir yandan da BM ekipleri 20 aydır ilk defa bölgeye girerek, ihtiyaç sahiplerine acil yardımları ulaştırıyor. Bu arada, tahliyeler esnasında rejim tarafından göz altına alınan 300 kişinin 190’ından ise hala haber alınamadığı bildiriliyor.
UN ve muhalif delegasyon üyeleri, sadece Humus’la ve birkaç günle sınırlı kalacak bir insani koridor uygulamasının asla yaralara merhem olmayacağını bildiriyor. Muhaliflerden Munzer Akbik, “Şam’ın doğusunda, doğu Ghouta’da kuşatma altında yüzbinlerce kişi var. Bu insanlar açlık sınırında kuşatma altındalar, birçok yerde bu böyle. Humus’ta yapılan geçici bir durum. Bizim istediğimiz insani uluslararası yasaların tüme ülkeye uygulanması.” diyerek durumun boyutlarını dile getiriyor. http://tr.euronews.com/2014/02/07/kusatma-altindaki-humus-a-insani-yardim-goturulmesine-izin-verildi/
Suriye’de her on kişiden dördü yardıma muhtaç! BM Acil Durumlar Koordinatörü Valerie Amos, Suriye'deki durumun gittikçe kötüleştiğini ve ülkede acil insani yardıma ihtiyacı olan insanların sayısının 9 milyon 300 bine ulaştığını bildiriyor. http://www.dw.de/her-on-ki%C5%9Fiden-d%C3%B6rd%C3%BC-yard%C4%B1ma-muhta%C3%A7/a-17204269 UNHCR, Suriye için 6,5 milyar $ miktarında rekor bir yardım çağrısında bulundu ancak bu para toplanamıyor. http://www.unhcr.org.tr/?content=417
Bu arada, dünya ülkeleri Suriye’de ölüm ve yaralanmaları durdurmak yerine, yarası olanlara yardım edebilir miyiz düşüncesi geliştirmeye çalışıyor. Bu girişimler sonuçsuz ve yetersiz kaldığı gibi dertlere de derman olmuyor. Nitekim, Avustralya, Ürdün ve Lüksemburg’un hazırladığı, Suriye’de tüm bölgelere kesintisiz yardım ulaştırılmasını öngören karar tasarısı dün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde görüşülmeye başlansa da, Rusya bu teklifi veto edeceğini açıkladı.
Görüldüğü üzere İslam coğrafyasındaki problemler ne BM, ne de diğer örgütlerce çözülebiliyor.
Diğer taraftan, savaş tüm acımasızlığıyla can almaya devam ediyor. İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları İzleme örgütü, son 3 hafta içinde ülkede hayatını kaybeden sivillerin sayısının Cenevre II görüşmelerinin öncesine göre daha fazla olduğunu açıkladı. Günde ortalama 230 sivilin hayatını kaybettiğine dikkat çeken insan hakları örgütü, görüşmelerin başladığı Ocak ayın sonundan bu yana 4 bin 959 kişinin öldüğünü aktardı. BM, 3 yıldır süren savaş sonucunda 136 bini aştığı düşünülen ölü sayısının, bölgeden gelen bilgilerin sağlıklı olmaması nedeniyle bundan sonra güncellenmeyeceğini duyurdu. http://www.zaman.com.tr/dunya_suriyede-olenlerin-sayisini-artik-aciklamayacak_2192032.html
Çözüm İslam Ülkeleri Birliği
Sadece Suriye değil. Ortadoğu’nun birçok bölgesinde, Afrika’da, Asya’da onlarca İslam ülkesinde büyük acılar yaşanıyor. Ölümler, sağlıksız koşulların artması, yaralanmalar dışında büyük bir mülteci dramı da yaşanıyor.
Yaşanan tüm bu sorunlar için insani koridorlar açmak, kısa süreli ateşkesler ilan etmek veya çökmüş bir sisteme sürekli para toplamaya çalışmak asla kalıcı bir çözüm değil. Ülkelerin kendi kendine yetecek hale gelmesini sağlamadan sürekli yardım toplayarak günü kurtarmak da akılcı değil. Örneğin bir Afrika ülkesindeki açlığı bu ay gidersek önümüzdeki ay yine açlık oluşacak. Suriye’de bir mahalleye yardım ulaştırsak yarın o mahallede yine insanlık dramı yaşanacak ve savaş sürdüğü müddetçe acılar diğer mahallelere de yayılacak.
İşte tüm bu sorunları çözmenin tek yolu Müslüman devletlerin Avrupa Birliği modelli bir birlik kurmasıdır. 57 İslam ülkesini kapsayacak bu birlik, kendi iç problemlerini acilen çözme yolunda her imkana sahip olacaktır. Bu birlik İslam ülkelerinde barış ve huzuru tesis etmenin dışında dünya çapında yardıma ihtiyacı olan her bölgeye de koşacak bir ruh haline sahip olacaktır.
Sayın Adnan Oktar'ın Daily Mail'de yayınlanan makalesi: