“Sağlıkta şiddet engellenemiyor”, “Kadına şiddet arttı”, “Spor Ahlakı ve Şiddet Sorunu”, “Bir Türlü Önlenemeyen Utanç”, “Üç silahlı saldırı daha”…
Başlıklar tanıdık hem de her ülke için, gelişmiş ya da geri kalmış ayrımı olmadan… Durum öylesine vahim bir hal aldı ki şiddet konusu gelişmişlik kriterlerini bile değiştireceğe benziyor.
Sağlık ve eğitim hizmetlerinin durumu, işsizlik oranı, gelir dağılımı en öncelikli gelişmişlik kriterlerinden. Kişi başına düşen milli gelir, bölgesel eşitsizlik de öyle. Son dönemlerde uzun ve sağlıklı yaşam, bilgi edinme imkanı, siyasi özgürlük, okullaşma gibi oranlar da insani gelişme endeksi içerisine alındı. Peki ya gelişmişlik kriteri olarak insani davranışlar alınırsa dünyadaki durum ne olur?
Bu sorunun cevabı oldukça net: Toplumsal insani davranışlar birçok ülkeyi “az gelişmiş” kategorisine taşıyabilir. Trafikteki şiddet, engellilere taciz, silahlı saldırılar, kadınlara şiddet, ırkçı katliamlar gibi bozuk ahlaki davranışlar gösterge olarak alınırsa birçok ülke gelişmişlikte sınıfta kalacaktır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yayımlanan bir rapora göre “şiddetin girmediği kıta ve ülke yok; ve bundan toplumların çoğu etkileniyor.” (http://www.who.int/violence_injury_prevention/violence/world_report/en/summary_en.pdf)
İlk olarak dünyadaki kadına yönelik şiddete bakalım:
Dünya genelinde 10 milyonlarca kadın evden çalışma hayatına kadar her yerde sözlü ya da fiziki tacize uğruyor, şiddet görüyor hatta öldürülüyor. Kadına şiddet, “demokrasinin beşiği” olarak da tanımlanan Avrupa’da oldukça yaygın. Öyle ki her 3 kadından 1’i fiziksel veya psikolojik şiddete maruz kalıyor ve kadınların yüzde 5'i tecavüze uğruyor. Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansının (FRA), Avrupa Birliği ülkelerinde yaptığı araştırmaya göre, her 10 kadından biri, 15 yaşından önce cinsel şiddete maruz kalıyor, her 20 kadından biri ise tecavüze uğruyor. Her 5 kadından biri de eşleri tarafından fiziksel veya cinsel şiddet görüyor. (http://fra.europa.eu/en/speech/2014/violence-against-women-across-eu-abuse-home-work-public-and-online)
Dünya sıralamasında gelişmiş ülkeler arasında 10. Sıradaki Danimarka’da kadınların %52'si şiddet görüyor. Danimarka’nın hemen arkasından %47 ile Finlandiya ve %46 ile de İsveç geliyor. (http://www.bbc.com/news/world-26444655)
Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu mali işbirliği, koordinasyon ve yatırım bölüm başkan yardımcısı Andreas Laggis’in bu konudaki bir araştırması ise İngiltere’deki ve dünyanın 4. gelişmiş ülkesi olarak bilinen Hollanda’daki durumla ilgili şaşırtıcı örnekler içeriyor:
"Birleşik Krallık'ta aile içi şiddet sonucu her 3 günde 1 kadın ölür. Hollanda'da, tüm kadınların 5’te 1’i eş veya eski eş tarafından şiddete maruz kalır." (http://www.hurriyet.com.tr/42-percent-of-turk-women-facing-abuse-10991382)
Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonunun Finansal İşbirliği, Koordinasyon ve Yatırım bölümünün başkan yardımcısı Andreas Laggis tarafından yapılan bir araştırma üzerine verilen bir konferansta Avrupa çevresinden bazı şaşırtıcı örnekler verildi.
"Birleşik Kırallık'ta, her üç günde bir kadın aile içi şiddet nedeniyle hayatını kaybediyor, bütün kadınların beşte biri eşleri ya da eski eşleri tarafından şiddete maruz kalıyorlar." (http://www.hurriyet.com.tr/42-percent-of-turk-women-facing-abuse-10991382)
Söz konusu ülkelerde “Demokrasi, insan hakları, özgürlük ve adalet” gibi değerlerin toplumsal barış ve küresel ilişkiler açısından taşıdığı önem sıklıkla vurgulansa da bu değerlerle taban tabana zıt olan şiddet eylemlerinde dikkati çeken bir artış var. Amerika sokaklarında her gün insanlar silahlarına sarılıp çatışıyor, ırkçı kavgalar, bıçaklanmalar yaşanıyor.
Dünyanın başka yerlerinde de durum aynı. Orta Afrika’daki silahlı saldırılarda bir günde 100-150 insan hayatını kaybediyor. Keşmir’de, Myanmar’da onlarca insan terör olaylarında katlediliyor. Ortadoğu’da şiddet her gün can alıyor, Filipinler’de, Tayland’da vahşet durmuyor.
Her yıl 1.6 milyondan fazla insan şiddet yüzünden hayatını kaybediyor. Şiddet dünya çapında, %14’ünün erkeklerden, %7’sinin bayanlardan oluştuğu, 15-44 yaşlarındaki insanlar için önde gelen ölüm nedenlerinden. (http://www.who.int/violence_injury_prevention/violence/world_report/en/summary_en.pdf) Şiddet nedeniyle ölenlerden çok daha fazla sayıda, zihinsel ve bedensel açıdan zarar görmüş ciddi sağlık problemleri yaşayan insan da var.
Global şiddeti temelinden önleyecek köklü çözümler yerine şiddeti kısmen azaltmayı amaçlayan, yüzeysel tedbirler alınmaya çalışılması da düşündürücü.
Şiddetin toplum sağlığına ve dolayısıyla da ülke bütçesine yükü de oldukça fazla. 2004 yılında, doğrudan ve dolaylı olarak şiddetin ekonomik maliyetinin Tayland'da gayri safi yurtiçi hasılanın %0,4'ü, Brezilya'da %1,2'si, Jamaika'da %1,2'sine eşdeğer olduğu tahmin edilmektedir. Amerika Birleşik Devletleri'nde, çocuklara karşı kötü muamele kaynaklı oluşan yıllık ekonomik yük 124 milyar dolardır. (WHO, Global status report on violence prevention 2014) (http://www.who.int/violence_injury_prevention/violence/status_report/2014/report/report/en/)
Bir insanın hiç tanımadığı birini neden bıçakladığını veya neden rastgele ateş ettiğini anlamak çok zor. Sorun bu kişilerin eğitim eksikliği kesinlikle değil. Trafikte silahlı kavga başlatıp terör estirenlerin, saygısızca davrananların çoğu okumuş ve trafik kurallarından haberdar insanlar. Dünya, eşine fiziksel şiddet uygulayan üniversite mezunlarıyla dolu.
Şiddet toplumun kanıksadığı bir problem olmaktan aciliyetle çıkarılmalı, iyi bir analiz ile şiddet sarmalının kırılmasına yönelik çözümler alınmalıdır. Bu konuda herkesin kabul ettiği gerçek ise şiddeti sadece güvenlik önlemleriyle durdurmanın mümkün olmadığıdır. Şiddete karşı yeni bakış açıları, muhalefet-iktidar ayrımı olmadan ortak anlayışlar ve global bir gelecek vizyonu geliştirmek zorundayız. Politikacılar, yazarlar, eğitimciler, etkin STK’lar, think-tankler, üniversiteler kısacası toplumun her kurumu ve kesimi şiddetin sonlandırılmasına öncelik vermelidir. Siyasi görüşü, yaşam felsefesi ya da inancı ne olursa olsun herkes bu konuda üzerine düşeni yapmalıdır.
Etkin medya kullanımı ile, sorunların şiddete başvurulmadan çözülebileceğinin insanlara telkin edilmesi, okullarda bu yönde eğitim verilmesi güzel ahlakın, kadına saygının özendirilmesi, güzel bir yaşam için toplumsal kuralla uyulmasının gerekliliğinin anlatılması, yaşlı ve çocukların korunmasının teşviki, şefkatin yaygınlaştırılması alınacak önlemlerden sadece birkaçı. Unutmayalım ki şiddet ciddi bir sorun ve hayatın her alanına etki ederek hiç beklenmedik bir anda bizim de karşımıza çıkabilir.
Adnan Oktar'ın Daily News'de (Güney Afrika) yayınlanan makalesi