Yaşları, meslekleri, sosyal konumları her ne olursa olsun iman etmeyen insanların elde ettiği hiçbir nimet onlara kalıcı mutluluğu getirememektedir. Yaptıkları en büyük yanlışlardan biri ise, söz konusu insanların içerisinde bulundukları durumun çözümünü Kuran'da aramamalarıdır.
Oysa yaşadıkları hayatın açmazda olduğunu açıkça görürler. Hayat tarzlarının, inançlarının, kişiliklerinin umdukları sonucu vermediğini, kendilerini mutlu etmediğini ve hatta sıkıntıya soktuğunu hayatlarının her anında hissederler. Ancak buna çözüm olarak cahiliyenin sunduğu diğer alternatifleri deneme yoluna giderler ki bu da onlara birşey kazandırmaz. Çünkü cahiliye sistemlerinin temelde birbirinden hiç farkı yoktur. İnsanlar, mekanlar ve şartlar değişir belki, ama yaşanan kaygılar, hedefler hep sabit kalır. Maddi imkansızlıklar içerisinde yaşayanın da, çok zengin olanın da, kariyer sahibi olan, zengin kültür birikimine sahip olanın da, en cahil ya da sıradan insanın da asıl hedefi hep dünya hayatı üzerinedir.
Oysa dünya hayatı hırsla bağlanmaya değmeyecek kadar kısadır. Burada dünyevi anlamda kazanılan hiçbir şey baki kalmaz. Ölümle birlikte insanlardan mutlaka uzaklaşır. Bu nedenle dünya adına atılan her adım sıkıntılıdır.
Çözümü ise Kuran'da insanlara şöyle bildirilmiştir: Bir insan ancak Allah (cc)'a yöneldiği zaman huzura kavuşur, insanlar ancak Allah (cc) ile dost olup O'nun beğendiği hayatı yaşadıklarında bu sıkıntılardan kurtulabilirler.
Allah (cc) bir ayette bu önemli sırrı insanlara şöyle bildirmiştir:
"Bunlar, iman edenler ve kalpleri Allah'ın zikriyle mutmain olanlardır. Haberiniz olsun; kalpler yalnızca Allah'ın zikriyle mutmain olur." (Rad Suresi, 28)
Allah (cc) ile dost olan bir insan ise yol gösterici olarak Rabbimiz'in indirdiği hak kitaba kusursuzca uyar. Artık onun inançlarını, kişiliğini ve yaşam tarzını belirleyecek tek ölçü Kuran ve Peygamber Efendimiz (sav)`in sünnetidir. Kuran'ın Allah (cc)'ın izniyle insanları karanlıklardan nura çıkarıcı özelliği vardır:
"Elif, Lam, Ra. Bu bir Kitap'tır ki, Rabbinin izniyle insanları karanlıklardan nura, O güçlü ve övgüye layık olanın yoluna çıkarman için sana indirdik." (İbrahim Suresi, 1)
Bu nedenle Kuran'ın kazandırdığı güzel ahlakta sıkıntı, huzursuzluk, kaygı ve karmaşa yoktur. Mutlaka güzel bir hayat, mutlaka dengeli bir ruh hali ve mutlaka güzel tavırlar vardır. Allah (cc) bu ahlakı yaşayan müminlere, yaptıklarının en güzeliyle karşılık vereceğini vaat etmiştir:
"Çünkü Allah, yaptıklarının en güzeliyle karşılık verecek ve onlara Kendi fazlından artıracaktır. Allah, dilediğini hesapsız rızıklandırır." (Nur Suresi, 38)