Charles Darwin, 1871 yılında yayınladığı The Descent of Man (İnsanın Türeyişi) isimli kitabında maymunlar ve insanların ortak bir ataya sahip olduklarını, çevre koşullarının etkisiyle bu iki türün zaman içinde farklılaştığını öne sürüyordu. Darwin aynı zamanda "insan ırkları arasındaki eşitsizliğin apaçıklığı" hakkında da birçok çıkarım yapıyordu.243
Darwin'in bu kitapta ortaya koyduğu görüşlere göre, insan ırkları evrimin farklı basamaklarını temsil ediyordu ve bazı insan ırkları diğer insanlara göre daha çok evrimleşmiş ve ilerlemişlerdi. Bazıları ise, neredeyse hala maymunlarla aynı düzeydeydi. Darwin kitabında bu aşağı ırkların yok olmaları gerektiğini, gelişmiş insanların onları yaşatmak ve korumak için çalışmalarının gereksiz olduğunu iddia etmiş ve bu durumu damızlık hayvan yetiştiricileri ile karşılaştırmıştır:
Yabanıl insanların vücutça ve kafaca zayıf olanları eleniverir; ve sağ kalanlar, çoğunlukla, gerçekten sağlıklı kimselerdir. Öte yandan biz uygar insanlar, elenme sürecini engellemek için elimizden geleni yaparız; geri zekalılar, sakatlar ve hastalar için bakımevleri kurarız; yoksulları koruma yasaları çıkarırız; tıp uzmanlarımız, her hastayı yaşatmak için en son ana dek bütün ustalıklarını gösterir… Böylece uygarlaşmış toplumların zayıf bireyleri kendi soylarını sürdürmektedir. Evcil hayvan yetiştiriciliği yapmış hiç kimse bunun insan ırkına büyük bir zarar vereceğinden kuşku duymaz.244
Darwin söz konusu kitabında zenciler ve Avustralya yerlileri gibi ırkları gorillerle aynı statüye sokmuş, sonra da bunların "medeni ırklar" tarafından zamanla yok edilecekleri kehanetinde bulunarak şöyle demiştir:
Belki de yüzyıllar kadar sürmeyecek yakın bir gelecekte medeni insan ırkları, vahşi ırkları tamamen yeryüzünden silecekler ve onların yerine geçecekler. Öte yandan insansı maymunlar da… kuşkusuz elimine edilecekler. Böylece insan ile en yakın akrabaları arasındaki boşluk daha da genişleyecek. Bu sayede ortada şu anki Avrupalı ırklardan bile daha medeni olan ırklar ve şu anki zencilerden, Avustralya yerlilerinden ve gorillerden bile daha geride olan babun türü maymunlar kalacaktır.245
Darwinizm, ortaya atıldığı tarihten itibaren ırkçılığın en önemli sözde bilimsel dayanağı olmuştur. Canlıların bir yaşam mücadelesi içinde evrimleştiklerini varsayan Darwinizm toplumlara uygulanmış ve ortaya "Sosyal Darwinizm" olarak bilinen akım çıkmıştır. (bkz. Sosyal Darwinizm) Darwin'e göre "medeni insana" düşen görev, bu evrimsel süreci hızlandırmak üzere zaten yok olacak olan geri kalmış ırkların yok edilmelerini sağlamaktır. (bkz. Darwinizm ve Irkçılık)
Nitekim günümüzde halen rastladığımız ırkçı ve ayrımcı uygulamalar da, Darwin tarafından bu şekilde sözde meşrulaştırılan fikirlerden destek almaktadır.
243 Stephen Jay Gould, The Mismeasure of Man, W.W. Norton and Company, New York, 1981, s.72
244 Charles Darwin, İnsanın Türeyişi, s.171
245 Charles Darwin, The Descent of Man, 2nd Edition, New York: A L. Burt Co., 1874, s.178