Bir okuyucu şöyle yazmış “İslam’da zorlama yok diyorsunuz. Ancak Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u kılıç zoruyla Hristiyanlardan aldı. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?”
O konu hakkında bilgin eksik olduğu için böyle söylüyorsun. Hristiyanlar o zaman başlarında bulunan mevcut hükümetten nefret ediyorlardı. Ve yönetimde Hristiyanları istemiyorlardı. Osmanlı yönetimini istiyorlardı. Adil, şefkatli, merhametli olduğu için. Çünkü dinlerinde de özgür olacaklarını bildikleri için, Fatih Sultan Mehmet’e elçiler gönderdiler, rica ettiler, “bu beladan bizi kurtar” diye.
Müthiş ahlaksızlık yaygındı. Halka muazzam zulüm ediyorlardı. Halkın, oradaki bütün insanların talebi üzerine Fatih Sultan Mehmet müdahalede bulundu İstanbul’a. Ve İstanbul’un hiçbir şeyine de karışmadı. Herkes dininde, imanında, inancında, dilinde özgür oldu. Hiçbir şeye karışmadı Fatih Sultan Mehmet.
Yani mesela dört tane kız çocuğunu bir topluluk alsa ama Hristiyan ve zulmediyorlar, canını yakıyor. Ve çocuklardan biri de çıksa oradan pencereden bağırsa, “Burada dört tane kız çocuğu var. Burada zulmediyorlar. Bizi Allah için kurtarın” dese, “Onlar Hristiyan, ellemeyelim” diyemezsin. Kapıyı omuzlayıp girersin ve kurtarırsın. Yani bu polis görevidir. Ama dinine müdahale edersen, inancına müdahale edersen, bu zulümdür.
Mesela o zamanlar, Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u aldığında sadece Yunan kilisesi vardı. Fatih Sultan Mehmet Ermeni kilisesini de getirttirdi. Bütün Hristiyanlara serbest oldu İstanbul. Musevilere de serbest hale getirdi. Museviler giremiyordu. Musevileri de aldı, en güzel yerine yerleştirdi Osmanlı, İstanbul’un. Bütün dinler, bütün mezhepler istediği gibi İstanbul’da yaşadılar o dönemde.
Yani Fatih Sultan Mehmet oraya girerken, kapıları açanlar da yine Hristiyanlar oldu. Yani tamam top kullandılar ama asıl içeriden müdahale oldu. İçerden destek olmasa, İstanbul’u alamazdı Fatih Sultan Mehmet. Yani içeriden müthiş destek gördü, halkın desteğini gördü. (Adnan Oktar, 24 Mayıs 2013, A9 TV)