Yüce Allah, Kuran-ı Kerim’de bir müminin birçok konuda nasıl davranması gerektiğini bildirmiştir. Bu konulardan biri de ayette haber verildiği gibi, müminlerin adaletli olmaları gerektiğidir. Sonsuz adalet sahibi olan Yüce Allah, ayette; Allah için hakkı ayakta tutmayı, adil olmayı emretmiş ve adaletli olmanın takvaya daha yakın olduğunu haber vermiştir.
Allah ayetinde kinin adaleti engelleme yönüne özellikle dikkat çekmiş ve Müslümanları bu konuda uyarmıştır. Ayetin emri gereği Müslümanlar yakınlık, menfaat ya da kin gibi konular sebebiyle hiçbir zaman karşılarındaki kişi ya da topluluğa karşı adaletsizlik yapmazlar. Karşılarındaki kişinin inancı, düşüncesi, felsefesi ne olursa olsun, Müslümanların kendi inançlarına aykırı da olsa, bu onların bu topluluk hakkında doğru ve adaletli kararı almalarına engel değildir. Hiçbir zaman duygularına kapılarak hareket etmez ve akılcılıktan uzaklaşmazlar.
Allah'ın Kuran'da bildirdiği gerçek adalet, insanlar arasında hiçbir ayrım yapmadan hükmetmeyi, insanların hakkını korumayı, zulme asla rıza göstermemeyi, zalime karşı mazlumdan yana tavır almayı, ihtiyaç içinde olanlara yardım eli uzatmayı emretmektedir. Bu adalet, ön yargısız düşünmeyi, tarafsızlığı, hakkaniyeti, dürüstlüğü, hoşgörüyü, merhameti ve şefkati gerektirir. Kişi, öyle bir ahlaka sahip olmalıdır ki, kendisine bir zarar gelecek olsa dahi, eğer hak karşı taraftan yanaysa, adil olabilmelidir.
Yüce Rabbimiz insanların tüm yaptıklarını bilmektedir. Allah'tan korkup sakınan ve ahiret gününde hesaba çekileceğini bilen bir kişi Allah'ın rızasını ve cennetini kazanmak için adaletle hükmeder. Yaptığı her şeyi, söylediği her sözü, aklından her geçeni Allah’ın bildiğini bilir, ayrıca tüm bunlardan ahiret gününde sorguya çekileceğini de unutmaz. İşte bu nedenle de, insanın Allah'ın rızasını kazanması, sonsuz cehennem azabından kurtulması ve Allah'ın sonsuz nimetlerine kavuşabilmesi için yapması gereken, Kuran ahlakını eksiksiz bir şekilde yaşamaktır.