Taung Çocuğu fosili
ucgen

Taung Çocuğu fosili

11193
Bütün Australopithecus fosilleri Afrika kıtasının güney kısmında bulunmuştur. Bu türe "Güney Afrika maymunu" anlamına gelen Australopithecus isminin takılmasının nedeni, bu hayvanların günümüzde yaşayan maymunlarla çok benzer özelliklere sahip olmalarıdır.

Bu türe ait olduğu iddia edilen ilk fosiller 1924 yılında Güney Afrika'nın Taung bölgesindeki bir kömür madeninde bulundu. Australopithecus olarak tanımlanan ilk fosil, genç bir maymunun yüz ve alt çene kemikleri ile 410 cc hacimli kafatasından oluşmaktaydı. Fosili bulan kişiler bunu Witwater Üniversitesi'nde anatomi profesörü olan Dr. Raymond Dart'a götürdüler.

Dr. Raymond Dart bu fosilin kafatasının ince yapısına dayanarak ve dişlerinin insan dişine benzediğini düşünerek bunun bir hominid fosil olduğunu öne sürdü. Kısa bir süre sonra da Nature dergisinde "Australopithecus: Güney Afrika'daki Maymun Adam" isimli bir makale yayınladı. Fosilin aslında bir şempanzeye ait olduğunu söyleyen dönemin bilim adamları Dart'ı pek ciddiye almamışlardı. Ancak bunun bir hominid olduğu fikrinde ısrar eden Dart, ünlü bir fizikçi olan Dr. Robert Broom'u da ikna ederek hayatının geri kalanını yeni bulduğu tür için destek aramaya adadı. Hatta o zamanlar bulduğu fosile bilim çevrelerinde alaycı bir şekilde "Dart Bebeği" ismi takılmıştı. Daha sonraları evrimciler bu fosile sahip çıkarak Australopithecines ismini verdikleri yeni bir tür uydurdular. İlk bulunan fosile de Australopithecus africanus ismini taktılar.


Taung Çocuğu fosili

Genç bir bireye ait olduğu düşünüldüğünden "Taung Çocuğu" ismi takılan bu fosilin bulunmasından sonra başta Leakey ailesi olmak üzere diğer paleoantropologlar da araştırmalarını hızlandırdılar. 1950'li yıllarda National Geographic dergisinin finansmanıyla yapılan kazılarda Güney Afrika Kromdraii, Swartkrans ve Makapansgat'ta da Australopithecus olduğu kabul edilen başka fosiller bulundu. Bu maymun fosillerinin bir kısmı daha kaba yapılı, bir kısmı da daha narin, ufak tefek ve ince yapılıydı. Kaba yapılı olan, diğerinden çok daha cüsseli ve ağırdı, daha büyük alt çeneye ve en belirgin özellik olarak kafasının üzerinde kemiksi bir çıkıntıya sahipti. Bütün bunlar bugünkü dişi ve erkek maymunlar arasında da mevcut olan cinsiyet farklılaşmasının tipik birer örneği olmasına rağmen, bilim adamları bunları ısrarla ayrı türler olarak yorumladılar.

Dart, Australopithecus africanus ismi takılan fosili öne sürdükten sonra zamanın bilim adamlarından önemli tepkiler almıştı. Dart'ın bulduğu fosil üzerine yorum yapan zamanın belli başlı anatomistlerinden Arthur Keith şöyle diyordu:

(Dart'ın) iddiası çok saçmadır, Africanus kafatası genç bir antropoid... Ve bugün yaşamakta olan iki antropoid grubu olan goril ve şempanzelere o kadar benziyor ki, bu fosili bu gruba dahil etmek için düşünmeye bile gerek yoktur.227

Evrimci paleoantropologlara göre Australopithecuslar'ın insanlarla paylaştıkları ortak özellik, ağaçları terk ederek iki ayaklılığa uyum sağlamış olmalarıydı. Dart, bulduğu "Taung Çocuğu" fosilinin iki ayağı üzerinde durabildiği sonucuna ise şuradan varmıştı: Kafatasında, "magnum" adı verilen omuriliğin geçtiği kısım, Dart'a göre insandakinden geride, ancak maymununkinden ilerideydi. Bu noktadan yola çıkarak hayvanın iki ayağı üzerinde durabildiğini iddia etmekteydi. O dönemde bilim adamları tarafından kabul görmeyen bu teori, 1950'li yıllarda tekrar benimsendi. Ancak elde tam olarak iki ayaklılık tahmini yapmaya imkan verebilecek, bir iskelet parçası yoktu. Elde olan örnekler, kafatası ve oldukça dağınık haldeki birkaç uyluk, kalça ve ayak kemiğinden ibaretti. Ancak yine de evrimciler iki ayaklılık konusundaki ısrarlarını sürdürdüler.

Lord Zuckerman (Dr. Solly Zuckerman) dünya üzerinde Australopithecines ailesini belki de en ayrıntılı olarak incelemiş kişiydi. Bir evrimci olmasına karşın Zuckerman Australopithecuslar'ın maymundan başka bir şey olmadıklarını düşünüyordu. Beraberindeki dört kişilik araştırma ekibiyle zamanın en gelişmiş anatomik inceleme metotlarını kullanan Zuckerman, 1954'te başlayan ve birkaç yıl süren araştırma ve incelemelerden sonra bu yaratıkların iki ayakları üzerinde durmadıklarını ve insanla maymun arası bir forma sahip olmadıklarını açıkladı. Lord Zuckerman ve ekibinin sonuç raporu şöyleydi:

Bu yaratıklar bugün yaşayan hiçbir primat türüyle aynı olmamalarına rağmen, insan türüyle de ilişkili oldukları söylenemez. Bu yaratıkların dik durdukları ve yürüdükleri hakkındaki anatomik temel, bunların insan dışı primatların bir varyantı şeklinde yürüdükleri teorisinden çok daha çürüktür. Bu sebeple bu teori kabul edilemez.228

1950'lerin ortalarında Zuckerman tarafından ortaya konulan bu yargılar, sonraki araştırmacılar tarafından da doğrulandı. Bir beyin uzmanı olan Dean Falk, 1975'te yayınladığı makalesinde Taung kafatasının ait olduğu türün, yavru bir maymun olduğunu açıkladı. "Dart, Taung'un beyninin insana benzediğini söylemişti. Ancak bunun yanlış olduğu anlaşılmış bulunuyor... Taung'un hominid özellikleri abartılıdır" diyen Falk şöyle devam ediyordu:

İnsanlar gibi maymunlar da büyürken birtakım evrelerden geçmektedirler. Bu fosillerin analizinde Dart, bu evreleri ve kalın kaş çıkıntısı, kalın boyun, kafadaki kemiksi çıkıntı gibi özelliklerin genç maymunlarda bulunmayışını dikkate almamıştır. Henüz ergenliğe ulaşamamış maymunlarda bu tip oluşumlara rastlanmaması çok doğaldır... Dart yuvarlak kafatası ve omuriliğin pozisyonu gibi oluşumları açıklarken de taraflı bir şekilde bunun genç bir maymuna değil bir hominide ait olması gerektiğini düşünmüştür.229

Bu arada, Australopithecus africanus'un hominid olarak tanımlanan en önemli özelliği, yani kaş çıkıntılarının olmayışı, bugün yaşamakta olan genç gorillerde de görülen bir durumdur. Tüm bunlardan anlaşılmaktadır ki, evrimciler tarafından Australopithecus africanus olarak adlandırılan kafatası, insanın bir atasına değil, geçmişte ince yapılı, muhtemelen de genç bir maymuna aittir.

227. Johanson, David, James Shreeve, Lucy's Child, William Morrow and Company, New York, 1989, s. 56.
228. Solly Zuckerman, J. Huxley, A. C. Hardy, E. B. Ford, "Correlation of Change in the Evolution of Higher Primates", Evolution as a Process, London: Allen and Unwin, 1954, s.300.
229. Dean Falk, Braindance, Henry Holt and Company, New York, 1992, s. 12.

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo