|
Mutasyonların evrimsel bir gelişme sağlamadığı açık bir gerçektir. Bu gerçek hem neo-Darwinizm'i hem de sıçramalı evrim teorisini çıkmaza sürüklemektedir. (bkz. Mutasyon; Sıçramalı evrim modeli) Mutasyon bir tahrip mekanizması olduğuna göre, sıçramalı evrim savunucularının sözünü ettikleri makromutasyonlar, canlılar üzerinde "makro" düzeyde tahribatlar oluşturacaktır.
Ordovikyen devrine ait istiridye fosilleri, yaşayan istiridyelerden faksız. |
Kimi evrimciler, DNA'daki "düzenleyici genler" (regulatory genes) üzerinde oluşan mutasyonlara umut bağlamaktadır. Ama diğer mutasyonlar için geçerli olan tahrip edici özellik, bu mutasyonlar için de geçerlidir. Sorun, mutasyonun rastgele bir değişim olması sorunudur; genetik bilgi gibi kompleks bir yapı üzerindeki her türlü rastgele değişim zararlı sonuçlar verir.
150 milyon yıllık semender fosili. Bugün herhangi bir ormanda göreceğimiz semenderlerden farksız. |
Genetikçi Lane Lester ve popülasyon genetikçisi Raymond Bohlin, söz konusu mutasyon çıkmazını şöyle ifade etmektedirler:
... Makromutasyonların komplekslik artışı sağlamasının (genetik bilgiyi geliştirmesinin) ise izi bile yoktur. Eğer yapısal gen mutasyonları (küçük mutasyonlar) gerekli değişimleri oluşturmakta yetersiz kalıyorlar ise, düzenleyici genler üzerindeki mutasyonlar daha da işe yaramaz olacaktır, çünkü adaptasyon sağlamayan ve hatta yıkıcı etkiler oluşturacaktır...139
Gözlem ve deneyler, mutasyonların genetik bilgiyi geliştirmediğini ve canlıları tahrip ettiğini gösterirken, sıçramalı evrim savunucularının mutasyonlardan büyük "başarılar" beklemeleri, açık bir tutarsızlıktır.
139 Lane Lester, Raymond Bohlin, The Natural Limits to Biological Change, Probe Books, Dallas, 1989, s.141