Canlılarda görülen fedakar davranışlar, evrimciler tarafından açıklanamayan önemli bir konudur. (bkz.
Fedakarlık bölümü) Örneğin, erkek ve dişi penguenler, yavrularını adeta "ölümüne" korurlar. Erkek penguen, yavrusunu 4 ay ayaklarının arasında hiç ara vermeden tutar. Bu süre içinde yemek de yiyemez. Dişi penguen ise bu sırada denize giderek yavrusu için yemek arar ve topladığı yiyecekleri kursağında taşır. Doğada çok sayıda örneği görülen bu tür fedakar davranışlar evrim teorisinin temel iddialarını geçersiz kılmaktadır.
Erkek ve dişi penguenler, yavrularını adeta "ölümüne" korurlar. Doğada çok sayıda örneği görülen bu tür davranışlar evrim teorisinin temel iddialarını geçersiz kılmaktadır. |
Nitekim ünlü evrimci Stephen Jay Gould, doğadaki fedakarlığın evrim için "
can sıkıcı bir problem"
62 olduğunu ifade eder. Evrimci Gordon R. Taylor da canlılardaki fedakarlık için: "evrim teorisine büyük engel teşkil etmektedir" diyerek evrimcilerin karşı karşıya oldukları çıkmazı dile getirir. Çünkü doğanın fedakarlık, şefkat gibi bütünüyle manevi öğeler içermesi, tüm doğayı maddenin rastlantısal etkileşimleri olarak gören materyalist bakış açısına kesin ve net bir darbe vurmaktadır.
Ancak, evrim senaryolarının geçersizliğini kabullenmek istemeyen bazı evrimciler, "Bencil Gen Kuramı" diye isimlendirdikleri bir iddia ortaya atmışlardır. Öncülüğünü evrim teorisinin günümüzdeki en ateşli savunucularından Richard Dawkins'in yaptığı bu iddiaya göre, canlıların fedakarlık gibi görünen davranışları aslında "bencillik"lerinden kaynaklanmaktadır. Çünkü bu hayvanlar, evrimcilere göre fedakarlık yaparken, yardım ettikleri canlı veya canlıları değil, genlerini düşünmektedirler. Yani bir anne yavrusu için canını feda ederken, aslında kendi genlerini korumayı amaçlamaktadır. Yavrusu kurtulursa genlerini sonraki nesillere aktarabilme imkanı daha fazla olacaktır. Bu anlayışa göre, insan da dahil olmak üzere, tüm canlılar birer "gen makinası"dır. Ve her canlının en önemli görevi, genlerini bir sonraki nesle aktarabilmektir.
Evrimciler, canlıların nesillerini devam ettirme, genlerini gelecek nesillere aktarma isteğine programlı olduklarını ve bu nedenle bu programlarına uygun davranışlara sahip olduklarını söylerler. Aşağıdaki alıntı, evrimcilerin hayvan davranışları için yaptıkları klasik açıklamaya bir örnek teşkil etmektedir:
Kendini tehlikeye atan bir davranışın nedeni ne olabilir? Bazı fedakar davranışlar bencil genlerden kaynaklanırlar. Kendini perişan edene kadar yavruları için yiyecek arayan canlılar büyük bir ihtimalle genetik olarak programlanmış davranışlar sergiliyorlar bunlar, ebeveynlerin yavrularda bulunan genlerinin bir sonraki nesle aktarılmasını sağlayan davranışlardır. Doğuştan ve içgüdüsel olarak düşmana yönelik verilen bu karşılıklar, araştırmacılara bir amaca yönelik davranışlar gibi görünebilir. Ancak bunlar aslında koku, ses, görüntü ve diğer ipuçları tarafından devreye sokulan davranış programlarıdır.
63
Sonuç olarak evrimciler, canlıların davranışlarının ilk bakışta maksatlı gibi görünebileceğini; fakat aslında canlının bunları bilerek, düşünerek bir amaca yönelik olarak değil, programlanmış olarak yaptığını söylemektedirler. Ama bu programın kaynağı olarak gösterilen genler, kodlanmış bir bilgi paketinden ibarettir ve genlerin düşünme gibi bir yetenekleri de yoktur. Dolayısıyla eğer bir canlının geninde, onu fedakarlığa yönelten bir komut varsa, bu komutun kaynağı genin kendisi olamaz.
Bir canlının genlerinin, neslini devam ettirmek için fedakar davranışlarda bulunmaya programlanmış olması da, bu canlının genlerini bu şekilde programlayan akıl ve bilgi sahibi bir Gücün varlığını, dolayısıyla Allah'ın varlığını açıkça gösterir.
62 Gordon Taylor, The Great Evolution Mystery, s.223
63 Janet L. Hopson ve Norman K. Wessells, Essentials of Biology, McGraw-Hill Publishing Company 1990, vol 45, s.837-839