DİDEM ÜRER: Bangladeş’te Hindistan yanlısı Hasene hükümeti uzun zamandır İslami cemaatlere yaptığı baskılarla biliniyor. Son olarak hükümetin Peygamber Efendimiz (sav)’e ve İslam’a yönelik uygun olmayan ifadeleri engelleyici ve caydırıcı bir önlem almamasının ardından, ülkede ayaklanma baş gösterdi. 1 milyon kişi protesto için toplandı, hükümet bunun üzerine iç savaş başlattı. Askeri birlikler topluluğun üstüne rastgele ateş açarak insanları öldürdü. İddialara göre iki gündür devam eden olaylarda 2500 kişi şehit edildi.
ADNAN OKTAR: Dünya kan gölü, bazı insanların haberi bile yok, muhatap dahi olmuyorlar, ağızlarına dahi almıyorlar. Çorba nasıl içilir, kavun sünnet midir, evden çıkarken nasıl konuşmak gerekiyor, yemeği hangi elle yemek gerekir gibi, acil olmayan konular üzerinde duruyorlar. Yeryüzü birbirine girmiş, bütün dünyada sel gibi kan akıyor, İslam alemi mahvolmuş hiç ilgilenmiyorlar. Bazıları da bilgili olduklarını düşünüp böyle düşünen kişilerin peşine takılıyorlar. Oysa Müslüman, Müslümanların içine düştüğü felaketi görür, tehlikeleri görür, o tehlikelerden çıkış için Müslümanlara yol gösterir. İttihad-ı İslam için gayret eder, Mehdiyet için gayret eder. İsa Mesih’in gelişi için, talebelerinin kolay faaliyet yapması için gayret eder. Allah’a aşıktır, kendi aleminde, kendi keyfinde, kendi işinde gücünde olmaz. Bazı kişilerin bu konulardan bahsedince keyfi kaçıyor. Sadece aldığı maaş, yediği yemek, gezdiği yerleri anlatmakla yetiniyorlar.
Müslüman alemini mahvediyorlar. Deccal ordusu İslam alemini adeta çembere almış, mahvediyorlar genç kızları, delikanlıları. Suriye’de ayrı Bangladeş’te ayrı.
Ayrıca Müslümanlara hakarete insanları alıştırmaya çalışıyorlar. "Dinine imanına hakaret etse ne olur, şahsına mı hakaret ediyor senin" diyorlar, "Ne olur sadece Allah’a hakaret ediyor” diyor (haşa), "Dinine hakaret ediyor bir şey olmaz" diyorlar. "Alışın" diyorlar. Diğer ülkelerde de öldürmeye alıştırıyorlar, "Ölsün ne yapacaksınız?" diyorlar. “Onu öldürüyor adam, sen ne ilgileniyorsun arkadaşım?" diyor. "Öldürsün sana ne onlardan?" diyor. Böyle akıl almaz bir zulüm, akıl almaz bir vicdansızlık dünyayı kasıp kavuruyor.
Mesela Bangladeş’teki bu durum kimsenin umurunda bile olmaz. Avrupa’da diskolarda insanlar oynuyor, diğer yerlerde herkes keyfinde zevkinde. Bir Müslüman öldüğünde, bazı Evanjelikler Yecüc-Mecüc’ün öldüğünü düşündükleri için, deccal ordusunun öldüğünü düşündükleri için Allah’a şükrediyorlar. Bir ibadet gibi görüyorlar Müslümanın ölmesini, iftihar ediyorlar. "Ne güzel bak deccal ordusu yok oluyor, şeytan onlar" diyor. Bush’da mesela hemen Müslümanları şeytan ilan etti. "Şeytan öldürüyoruz biz, insan öldürmüyoruz, onlar şeytan" diyor. Böyle dehşet verici bir durum var.
İttihad-ı İslam’la ilgilenmeyenler de akıl almaz şekilde Deccal’in oyununa gelip Müslümanları adeta felç ediyorlar, güçlerini kırmaya gayret ediyorlar. Kitap dağıtmaları, CD dağıtmaları, konferans yapmaları çok elzemken, ilimle irfanla İslam’ı dünyaya hakim etmeleri çok elzemken ‘hiç bir şey yok’ diyorlar.
Peki bunlar ne? Suriye’de olanlar ne, Afganistan’da olanlar ne? Irak’ta, Bangladeş’de olanlar ne?… Her yer öyle… oluk oluk kan akıyor!" (Adnan Oktar, 8 Mayıs 3013, A9 TV)