Aar Somalili küçük bir çocuk. 4 yaşında. Akranlarına oranla görünümü oldukça küçük. Aar’ın birçok sağlık sorunu da var. Çok çabuk yoruluyor. Geçmek bilmeyen baş ağrısı var. Nefes almakta güçlük çekiyor. Hareket yeteneği zayıf, yaşıtları gibi oradan oraya koşup oynayamıyor. Dikkat dağınıklığı da var.
Aar’daki tüm bu rahatsızlıkların sebebi bir mikrop ya da genetik bir rahatsızlık değil. Aar yeterli beslenemiyor; doğumu itibariyle düzgün emzirilemeyen Aar, sonrasında da yeterli gıda ile beslenemedi.
Aar gazetelerde okuduğumuz ya da televizyonlarda gördüğümüz yetersiz beslenme istatistiklerinin somut bir örneği.
795 milyon insanın aç olduğu dünyada her 9 kişiden 1'i açlık çekiyor. 5 yaş altı her 3 çocuktan 1'i yeterli düzeyde gelişemiyor. İşte Aar bu çocuklardan biri. Eğer Aar bir an önce düzenli beslenemezse bu yıl kendisi gibi açlık nedeniyle ölecek olan 6 milyon çocuktan biri olacak. BM verilerine göre, günde 16 bin 500 çocuk yetersiz beslenme veya açlık sebebiyle hayatını kaybediyor. (1)
Her insan gibi Aar’ın da her zaman kaliteli ve yeterli miktarda, ihtiyaçlarını karşılayacak sağlıklı gıdaya ulaşabilmesi hakkı. Ancak yeryüzündeki teknik ya da siyasi nedenlerle bu mümkün olmuyor. Oysa açlık çeken bir çocuğun günlük ortalama masrafı BM Dünya Gıda Programı'nın yaptığı çalışmalara göre sadece 25 Sent.
Şöyle bir durup düşünün; insanlar her gün neler için para harcıyor? Alkol, sigara, silahlar, yenilenen mobilyalar, modaya uymak için alınan yeni giysiler. Bu harcamalardan tek birinden bile tasarruf edilecek olursa haftalarca hatta aylarca bir çocuğu doyurmak mümkün. Daha somut bir kıyaslama yapalım; 2014 yılında dünyada silahlanmaya ayrılan para 1,5 trilyon USD yani günde yaklaşık 4 milyon Dolar. (2) Sadece bir günlüğüne silahlara ayrılan para ile 1 yıl boyunca tüm dünyadaki çocukların açlıktan ölümüne engel olmak fazlasıyla mümkün.
Dünyada Ekim ayının 16. günü Gıda günü olarak kutlanıyor. Bugünde çeşitli konferanslar, paneller düzenleniyor, bildiriler sunuluyor. Ülkelerin tarım bakanları artan tarımsal üretimi, bilim adamaları tarım arazilerinde yükselen verimlilikleri, yardım kuruluşları geçen yıla göre artan yardım miktarı rakamlarını açıklıyorlar. Ne var ki tüm bu açıklamalara rağmen dünyada yaşayan her 100 kişiden 11'i yani yaklaşık 800 milyon insan yetersiz beslenmeyle karşı karşıya kalmaya devam ediyor. (3)
Bu felaketin çok çeşitli nedenleri var. Gıda israfı bu nedenlerden sadece birisi. Aslında insanlık her yıl dünya nüfusunun tamamını besleyecek kadar gıda üretiyor, ne yazık ki üretilen bu ürünlerin üçte biri yani 1,3 milyar ton gıda finansal ve coğrafi sınırlar nedeniyle yok oluyor. Ülkelerdeki gıda yetersizliğinde gıda ithalatı ve ihracatına yönelik hatalı gıda politikalarının da büyük rolü var. (4) Yalnızca Amerika Birleşik Devletleri'nde israf edilen gıda miktarı 222 milyon ton. Bu da yaklaşık olarak Sahraaltı Afrika'da üretilen bütün gıdaya eşit.
Tarım arazilerinin ve su kaynaklarının doğru değerlendirilememesi, zararlılarla düzgün mücadele edilememesi, gıda üretiminin artmasını sağlayacak yatırımların yetersiz kalması, hızlı nüfus artışı ve kötü iklim koşulları da dünyanın belli bölgelerindeki gıda yetersizliğinin diğer nedenlerinden bazıları.
Pek çok yerel ya da global kuruluş gıda sorununa çözüm üretmek için büyük kaynaklar harcayarak projeler geliştiriyor. Ancak bunların soruna tam bir çözüm getirdiğini söylemek mümkün değil. Çünkü bu projeler genellikle insani ya da ahlaki yönden eksik kalıyor.
Gerçek ve kesin çözüm; bencilliği ortadan kaldıran, kardeşliği, birliği, insanlar arasında ayrım yapmamayı teşvik etmek ve güzel ahlakın yaygınlaştırılması için çalışılmasıdır.
Gıda programları ahlaki bir boyut ile desteklendiğinde hiçbir şekilde israf olmayacak, hatta israfa sebebiyet verecek aşırı bir tüketim de olmayacaktır. Yardımlaşmanın teşviki ve adaletin her alanda gözetilmesiyle birlikte insanların hem ahlaki hem de ekonomik olarak güçlenmesi sağlanacaktır.
Sözgelimi kadınlara bakış açısının olumlu olarak değiştirilebilmesi durumunda açlıkla mücadelede önemli bir başarı elde edilmesi mümkün. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre az gelişmiş ülkelerde yaşanan cinsiyet ayrımcılığı nedeniyle kız çocukları ve kadınlar erkeklere göre daha çok açlık çekiyor. (5) Bazı ülkelerde kadınların ancak ailedeki herkes yemek yedikten sonra karınlarını doyurma hakkı bulunuyor. Ayrımcılık gebe kadınları da etkiliyor. Gelişmekte olan ülkelerde doğan her 6 bebekten 1'i bu yüzden yetersiz kiloyla hayata gözlerini açıyor. Açlık yaşanan bölgelerde anne olsun veya olmasın tüm kadınlara değer verildiği takdirde önce onların beslenmesi ve bakımı esas alınacak, bu sayede de yeni sağlıklı nesillerin doğması ve yetişmesi mümkün olacaktır.
Oysa herkes yiyeceğini yoksul ve yetimlerle paylaştığında, herhangi bir çıkar beklentisi olmadan başkalarına yardım ettiğinde açlık sorunu ortadan kalkacaktır. Böylece o toplumda zenginlik artacak, refah artacak, yoksulluk, açlık azalacaktır. Bu bir ütopya ya da gerçekleşmesi zor bir hayal değil.
Referanslar:
(1) http://www.un.org/en/globalissues/briefingpapers/food/childhunger.shtml
(2) http://www.sondevir.com/analizler/173899/dunya-yeniden-silahlanma-yarisina-girdi-video
(3) http://www.fao.org/3/a-i4646e/i4646e01.pdf
(4) http://www.unep.org/wed/2013/quickfacts/
(5) http://www.who.int/whr/2003/chapter1/en/index2.html
Adnan Oktar'ın MBC Times'da yayınlanan makalesi:
http://www.mbctimes.com/english/celebrating-world-food-day-does-not-satiate-hungry-people