Ramazan sona erdi ve Müslümanlar dünya çapında bir ibadet ayını daha Şeker Bayramı ile kutladılar.
Bu, başkalarını affetmenin, onlarla barışmanın, bağlantıyı kaybettiğiniz akrabalarınızla yeniden bir araya gelmenin, evden uzakta yaşayanların geri dönüp sevdikleriyle güzel anlar paylaşma zamanıdır.
Yaşlılar, çocukları ve torunları onları ziyaret edip, tatillerini onlarla birlikte geçirdikleri için müthiş heyecan duyarlar.
Bu arada, çocuklar da mutludur çünkü yetişkinler onları hediyeler ve harçlıklarla ödüllendirirler.
Tüm bunların arasında yoksullar unutulmazlar. Hayırsever Müslümanlar sadaka verirler, başkalarının ihtiyaçlarının karşılanmasına yardımcı olur ve bundan manevi bir haz duyarlar.
Ancak tüm bu güzellikler yaşanırken, İslam dünyasının farklı bölgelerinde yaşayan Müslümanların acılarını da unutmamalıyız.
Şeker Bayramının bir sevinç vakti olduğu doğrudur, ancak birçok Müslüman karşı karşıya olduğu siyasi ve sosyal sıkıntılardan dolayı bu sevinci tam olarak yaşayamaz.
Yaşanan sıkıntıların çoğu bölünmelerden ve Müslümanlar arasındaki ayrışmalardan kaynaklanmaktadır.
Oysa Allah, Müslümanların birlik içinde olmalarını ve birbirlerini sevmelerini emretmektedir.
Bu Kuran'da bildirilen, Müslümanların uyması gereken bir hükümdür.
Bunu yapmazsak, Allah, yeryüzünde bir fitne ve bozgunculuk olacağı konusunda bizleri uyarmaktadır.
Dünya çapında halen bayram ruhuna tamamen aykırı bambaşka bir yapı hakim.
Dünya, nefret kampanyalarından, acımasız politikalardan, şiddet ve katı ayrımcılıklardan dolayı büyük bir acı çekiyor.
Tüm bunlara rağmen, sürmekte olan bu kargaşaya son verebilmenin bir yolu var.
İnsanlar sevginin önemini anladıklarında, dünyamız kesin olarak değişecektir.
Çünkü sevgi, bu dünyadaki varlığımızın asıl ve tek nedenidir.
Allah, insanları, hayvanları, bitkileri, tüm evreni sadece sevgi için yaratmıştır.
İnsanlar sevgiye emek verdiğinde dünyamız gerçek anlamını bulacak ve daha iyiye doğru değişmeye başlayacaktır.
Allah'ı samimi olarak sevdiğimiz zaman, insanlara olan bakışımız da değişecektir.
Milleti, ırkı veya dini ne olursa olsun, herkes sevildiğinde, kalplerdeki nefret ve öfkenin dindiğinin farkına varılmış olacaktır.
Sevgi; küskünlükler, intikam dolu düşünceler, öfke, nefret ve kalplerimizde bulabileceğimiz tüm diğer olumsuz düşüncelerin tek tedavisidir.
Hayat kısa ve geçicidir. Trilyonlarca insan şimdiye kadar nefret, öfke gibi duygularla yaşamıştır ancak şimdi hiç biri hayatta değildir.
Oysa ki, hayatları boyunca göstermeleri gereken tek şey güzel ahlaktı.
İnsanlar çatışmalara girmek yerine affedici olmayı seçtikleri takdirde, Allah'ın kötülüklerini örtmesini ve cennetini umabilirler.
İnsanlar kalben gerçek aşkı ve barışı yaşamaya başladıklarında Allah'ın nimetlerinin dünyanın her yerinde sevgi ve barışın tırmanışı ile tecelli ettiğini görecekler.
Böylece, bayramlarımız sevgili Peygamberimiz (sav)'in zamanında olduğu gibi daha sevinçli ve daha canlı olacak, hayatımızın her günü bayram olacak ve her bayram hak ettiği şekilde yaşanacaktır.
Adnan Oktar'ın Gulf Daily News'de yayınlanan makalesi:
http://www.gdnonline.com/Details/99265/Love-is-the--only-cure