Son dönemlerde Türkiye’deki bazı yayınlar, Richard Dawkins’in bir yıl önce verdiği bir konferansta yer alan Yaratılış Atlası’na yönelik açıklamalarını yeni bir konuymuş gibi haber yaparak gündem oluşturmaya çalışmışlardır.
Dawkins Büyük Bir Yenilgiye Uğramıştır, Sayın Adnan Oktar ile Görüşememesinin Sebebi Budur:
Dawkins, Sayın Adnan Oktar’a yönelik ithamlarda bulunurken, kendi fikir babası Darwin’i unutmaktadır. Kendisinin, fikirlerini canla başla savunduğu kişi; biyoloji, zooloji, mikrobiyoloji, genetik, paleontoloji, jeoloji, moleküler biyoloji, paleoantropoloji bilimlerinden haberi bile olmayan, girdiği bütün okullardan atılan, yalnızca sarhoş denizcilerle vakit geçirmek dışında başka bir amacı olmayan kara cahil Darwin’dir. Dawkins, 19. yüzyılın köhne ortamında bilimden haberi olmayan Darwin tarafından ortaya atılan, şu anda çocukların dahi güldüğü bir teorinin destekçiliğini yapmaktadır.
Bütün bunların yanı sıra Dawkins, Sayın Adnan Oktar’ın zooloji bilmediği iddiasıyla ortaya çıkıp bunu kendisiyle görüşmemek için bir bahane olarak ortaya sürmekte, ama aynı zamanda Sayın Adnan Oktar’ın tüm dünyayı sarsan eseri Yaratılış Atlası’nı elinden düşürmemektedir. Mümkün olan her imkanında bizzat konuyla ilgili toplantılar düzenlemekte, düzenlenen toplantılara katılmakta, kitabı özel olarak gündem yapmakta, insanları etrafına toplayıp kitap hakkında yorumlarda bulunmaktadır. Yazarın eserlerini kendince eleştirebilmek için elinden geleni yapmakta ama yazarın kendisiyle görüşmeyi kesin olarak reddetmektedir. Dawkins’in, Sayın Adnan Oktar’ın tüm çağrılarına rağmen karşılıklı tartışmadan şiddetle çekinmesi, fakat buna karşılık yazarın fikirlerine kendince cevap vermeye kalkışması, bu konuda analizler yapması, yazarın faaliyetlerinden ne kadar rahatsızlık duyduğunun bir göstergesidir. Dawkins’in Sayın Adnan Oktar ile görüşmemesinin tek sebebi, CİDDİ ŞEKİLDE YENİLGİYE UĞRAMIŞ OLMASI, VERECEK BİR CEVABININ OLMAMASINDANDIR.
Konuyla ilgili olarak Sayın Adnan Oktar’ın bir röportajında yaptığı açıklama şu şekildedir:
Adnan Oktar: Dawkins diyor ki, ben Adnan Oktar’la tartışmam, onu anlatmışlar iftiharla, çünkü o biyoloji eğitimi almadı, kardeşim senin deden mi deyiyim, senin Darwin amcan, eğitim aldı mı, zooloji, biyoloji eğitimi aldı mı? Her okuldan atılmış, kovulmuş. Ama şarap içme konusunda uzmanlığı var. Şarabın kaç yıllık olduğunu, nereden olduğunu falan söyleyebilir ama o konuyla ilgili bir şeyi yok. Onun safsatalarına sen halen inanıyor musun. İnanıyorsun ve cahil olduğunu bildiğin halde. Ve o devrin geri bilimi ve eksik bilim anlayışı ile ortaya attığı gayri bilimsel iddialara da inanıyor musun. İnanıyorsun. Bu bir, ikincisi, sen her gittiğin yerde liseli çocuklarla, ortaokul öğrencileriyle gidip tartışıyor musun. Tartışıyorsun. Bunlar biyoloji eğitimi almış mı? Almamışlar. Rahiplerle tartışıyor musun. Tartışıyorsun. Onlar eğitim almış mı almamış. Ha demek ki, yenilmeyeceğini tahmin ettiğin kişilerle gidip tartışıyorsun. Yani seni yenmeyeceğine dair kanaatin olan kişilerle. Sen benimle tartıştığında yerle bir olursun. Dakikasında saniyesinde yerle bir olursun. Yine hodri meydan diyorum. Ama zaten deden boylu boyunca yatıyor. Sen de başında ağlıyorsun. (Sn. Adnan Oktar’ın Tempo TV ve Kral Karadeniz TV’de 28 Eylül 2009 tarihinde yayınlanan röportajından)
Oltaya Takılı Böcek Resminden Oltaya Düşen Dawkins
Dawkins’in büyük bir buluş zannettiği, Yaratılış Atlası’nda yer alan oltaya takılı böcek resmi, milyonlarca yıl önce fosil örneği bulunmuş olan canlının, bugün halen yaşadığını gösteren bir böcek resmidir. Bunun maket olup olmaması hiçbir şey değiştirmez. Önemli olan milyonlarca yıl önce yaşamış olan bu böceğin günümüzde halen aynı şekilde var olması, yaşıyor olmasıdır.
Dawkins, evrimi çürüten yüzlerce delilin Yaratılış Atlası ile açıkça ortaya konulmasının ardından büyük bir telaş ve panik içine girmiş durumdadır. Her nedense, Yaratılış Atlası eserlerinin tüm ciltlerinde verilmiş olan binlerce fosil hakkında tek kelime etmemekte, bir maket resmini çok dahiyane bir buluşmuş gibi her yerde dile getirip kendi cehaletini sergilemektedir. Rahatça anlaşılabileceği gibi Dawkins’in, bu canlının da, diğerlerinin de günümüzde yaşıyor olması ve milyonlarca yıl boyunca değişmemiş olması gerçeği karşısında söyleyecek hiçbir sözü bulunmamaktadır.
İşte Dawkins’in gösterdiği bu beyhude çaba, Yaratılış Atlası’nın ne kadar doğru ve etkili olduğunu göstermektedir. Bu durum, aynı zamanda Yaratılış Atlası vesilesi ile evrimin dünya çapında nasıl güçlü bir çöküşe gitmiş olduğunun da göstergesidir.
Bütün bunların yanı sıra, tek bir maket resmini kendince bir koz olarak gören Dawkins’in kendisi zaten tüm makalelerinde ve tüm konferanslarında yalnızca maketlerden, çizimlerden ve rekonstrüksiyonlardan başka bir şey kullanmamaktadır. Kullanamaz çünkü EVRİME DELİL OLARAK SUNABİLECEĞİ TEK BİR TANE BİLE FOSİL GETİRMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR. İnsanları maketlerle aldatırken, tamamen bilimsel delillerden oluşan Yaratılış Atlası’nda, milyonlarca yıllık bir canlının halen yaşadığını bilimsel olarak belgeleyen bir maket resmini aleyhte kullanmaya çalışmaktadır. İşte bu durum, tüm diğer Darwinistler gibi Dawkins’in de bilimsellikle bir ilgisinin olmadığını, cehalet içinde yaşadığını açıkça sergilemektedir.
Dawkins’in de, diğer tüm Darwinistlerin de bilimsellikle bir ilgilerinin olması imkansızdır, çünkü BİLİM, EVRİM TEORİSİNİ GÜN GEÇTİKÇE DAHA FAZLA ÇÜRÜTMEKTEDİR.
Konuyla ilgili olarak Sayın Adnan Oktar’ın bir röportajında yapmış olduğu açıklamalar şu şekildedir:
Adnan Oktar: Ben Yaratılış Atlası’nın bir yerinde hayvanın plastik modelini kullandım. Bu kişi de, onu böyle heyecanla yakalamış gibi ortaya çıktı, Vatan gazetesi de onu almış, hayvanın niye orijinalini koymamışız da plastik modelini koymuşuz. Kardeşim sen hiç alakası olmadığı halde çizim resimler koyuyorsun ve hiç alakası olmayan resimler koyuyorsun, biz sana bir şey diyor muyuz. Çizim resimlerine. Plastik modeli ile canlı resmi aynı olduğuna göre, keyif benim değil mi, istediğimi koyarım tabiki.
Sunucu: Burada ince bir ayrıntı da var aslında tartışmayı kabul etmeyip de adım adım takip söz konusu. Öyle bir ayrıntıyı bulabilmesi için hepsini bir okuması gerekiyor.
Adnan Oktar: Diyordur o, bu kitabı yazan kişiyle ben nasıl tartışayım? Çünkü on sayfasına bile cevap veremez. 5 sayfasına bile cevap veremez. Ben şimdi yine 4., 5. ciltlerini hazırlıyorum kitabın, orada da mesela kurbağaların plastik modellerini kullandım. O bir orijinal görünüm sağlar, bir hoşluktur onun içinde bir espri var. Mesela ben bu kişinin bu oltaya takılmasını sağlamış oldum. Tek eleştirdiği konu bu. Ben özellikle de oltalı yaptım. Ortasında olta var bir tane, olta görülüyor açıkça. Oltalı koydum böceği, o oltaya takıldı. Şimdi her yerde anlatıyor, bakın oltalı böcek diye.
Bizim için bu bir şereftir, bu kişinin bizden kaçması. Güreşte de pehlivan çıkar, beklenir rakibi, çıkmayınca alkışlar arasında kolunu kaldırırlar. Tuştan daha büyük olaydır o, adam korkup gelmemiştir. Ben istedim ki hem de tuşla da mağlup edelim. Çıksın, ama çıkamıyor, anında ezerim çünkü. (Sn. Adnan Oktar’ın Tempo TV ve Kral Karadeniz TV’de 28 Eylül 2009 tarihinde yayınlanan röportajından)
Timsah ile Sincap Arasında Ara Fosil Yoktur, ÇÜNKÜ “ARA FOSİL DİYE BİR ŞEY YOKTUR”
Darwinistlerin saçma iddiası, tek bir hücreden bugünkü canlı çeşitliliğinin ortaya çıktığı şeklindedir. Yani Dawkins’in kendince eleştirdiği timsahtan sincaba geçiş ne kadar saçma ise, Dawkins’in canla başla savunduğu sincaptan kuşa geçiş veya şempanzeden insana geçiş de bir o kadar saçmadır. Dawkins’in, biyolojiden, zoolojiden, paleontolojiden hiçbir şekilde anlamayan, tam bir “kara cahil” olan fikir babası Darwin’in, ayılardan balinaların oluştuğuna dair iddiası da aynı sapkın mantığın ürünüdür. İşte bu yüzden, Dawkins’in SANKİ EVRİMİN MANTIKLI BİR İDDİASI VARMIŞ GİBİ, “biz timsahtan sincaba geçişi iddia etmedik ki” diye ortaya çıkması son derece gülünçtür.
Dawkins’in bu iddiasına şahit olan bir kişi, Dawkins’in iddia ettiği tarzda hayali bir geçişin gerçekten ara fosilleri varmış izlenimine kapılabilir. Zaten Dawkins’in yapmaya çalıştığı da budur. Ara fosil hakkında bilgisi olmayan insanları bu demagojik sözlerle aldatabilmektir. O halde burada, bilimsel delillerini yüzlerce kez vermiş olduğumuz önemli bir bilgiyi tekrarlamakta fayda vardır. Bu bilgi özetle şöyledir:
Dawkins’in ve tüm diğer Darwinistlerin iddia ettiği şekilde,
TEK HÜCRELİDEN ÇOK HÜCRELİYE GEÇİŞİ GÖSTEREN TEK BİR TANE ARA FOSİL YOKTUR.
SUDAN KARAYA GEÇİŞİ GÖSTEREN TEK BİR TANE ARA FOSİL YOKTUR.
SÜRÜNGENLERİN MEMELİLERE DÖNÜŞTÜKLERİNİ GÖSTEREN TEK BİR ARA FOSİL YOKTUR.
KARADAN HAVAYA GEÇİŞİ GÖSTEREN TEK BİR ARA FOSİL YOKTUR.
KARADAN DENİZ MEMELİLERİNE GEÇİŞİ GÖSTEREN TEK BİR ARA FOSİL YOKTUR.
UÇAN MEMELİLERİN HAYALİ EVRİMİNİ GÖSTEREN TEK BİR ARA FOSİL YOKTUR.
ŞEMPANZELERDEN İNSANA GEÇİŞİ GÖSTEREN TEK BİR TANE BİLE ARA FOSİL YOKTUR.
Dawkins her neyi iddia ederse etsin, nasıl bir geçişi savunursa savunsun, bunu doğrulayacak TEK BİR TANE BİLE ARA FOSİL YOKTUR.
CANLILAR MİLYONLARCA YIL BOYUNCA DEĞİŞMEMİŞLERDİR.
Zaten Dawkins’in sıkıntısı da bundandır. Bu gerçek, Darwin’in “Türlerin Kökeni” aldatmacasından sonra, yani 150 yıl sonra ilk defa olarak tüm dünyaya ilan edilmiştir. Bunu gösteren önemli kaynak Yaratılış Atlası, işte bu yüzden Dawkins’in bir numaralı hedefi olmuştur. Dawkins, beklemediği bir anda OLTAYA DÜŞMÜŞTÜR. Yapacak bir şeyi olmadığını bildiğinden, karşılıklı tartışamayacağını ve Sayın Adnan Oktar’ı yenemeyeceğini bildiğinden, aciz, zavallı, çocukça yöntemlere başvurmaktadır. İşte bu, Darwinist yenilginin ilanıdır.