Dawkins, tesadüf iddialarının mantıksız olduğunu kabul etmek zorunda kalınca, Darwinizm’in büyük bir açmaz içinde olduğunu anlayınca, daha fazla çözüm getiremeyip çıkış yolu bulamayınca, tüm varlıkların yaratıldığını kabul etmek zorunda kalmıştır. Ancak tüm iddialarını bir anda geri almakta zorlandığından, kendince uzaylıları ilah olarak görmektedir. (Allah’ı tenzih ederiz) Elbette bu bile, Dawkins’in tesadüf iddialarından vazgeçmek zorunda kaldığını ve artık Darwinist olmadığını görmek için yeterlidir. Şu anda geriye Dawkins’in şu soruyu cevaplaması kalmıştır: Uzaylıları kim yarattı?
Dawkins, muhtemelen yakın bir zamanda bu soruya da doğru yanıtı verecektir. Çünkü varlıkların yaratıldıklarını kabul ettikten ve Darwinizm’in sahteliğini gördükten sonra, bir insanın, tüm evrendeki ihtişamlı Yaratılışın Allah’a ait olduğunu kabul etmemesi imkansızdır. Nitekim bir röportajında Dawkins, yaşamın uzayda bir yerde, ÜSTÜN BİR AKIL tarafından yaratılıp var edildiğini itiraf etmektedir. 1
Bir bilim adamının, kromozom gibi olağanüstü komplekslikteki bir Yaratılış harikasını “uzaylıların yaptığı” gibi akıl almaz bir iddiayla ortaya çıkması, elbette ki Darwinist bilim dünyası açısından içler acısıdır. Fakat çok daha mantıksız bir iddianın –tesadüflerin- savunuculuğunu yapmaktansa, canlı varlıkların uzayda üstün bir akıl tarafından var edildiği iddiasını savunmak, Dawkins’in gözünde de Darwinizm’in bittiğinin göstergesidir. Zaten eldeki muhteşem Yaratılış delilleri karşısında hala Darwinizm’i savunuyor olmak aklı başında bir insan için mümkün değildir.
Sayın Adnan Oktar’ın 13.10.2009 tarihli İngiliz The Times gazetesinde vermiş olduğu Dawkins’e Çağrı ilanı.
ADNAN OKTAR: Darwinistleri biz bilime davet ediyoruz. Bilimden kaçıyor Darwinistler, bilimi kullanmıyorlar, bilime sırt çevirmiş durumdalar. Biz de bilimi kullanmaları için onları teşvik ediyoruz. Mesela paleontolojiden kaçınıyor. Paleontoloji bilimi Darwinizm’i yerle bir eden bir bilim. 250 milyon adet fosil var, Yaratılışı ispat eden fosil var. Şimdi bir insan bu fosilleri görmezden gelip bunları incelemek istemiyorsa, “bunları ben görmek istemiyorum” diyorsa bilimden kaçıyor demektir. Bilim ne diyor? “Bir protein tesadüfen meydana gelemez” diyor. Proteinin molekül yapısını incelemekten kaçınıyorsa bunun tesadüfen meydana gelme olasılığını araştırmak istemiyorsa, bu bilimden kaçmak demektir. Kromozomların yapısını elektron mikroskopta insanlar inceliyor, yapısını görüyoruz. Bunun incelemekten kaçınıp, kromozomların oluşunu uzaylılara bağlıyorsa, “uzaylılar atmosferden dünyaya attı kromozomları” diyorsa, bu safsatanın en kötülerinden birisidir ve bilimden kaçmaktır bu. Biz bunları bilime davet ediyoruz yani gerçeğe ve doğruya davet ediyoruz. Yani, mesela Dawkins gibi bir adam, dünyada şu anda Darwinizm’in hamisi, yani en üst kademede bilinen kişi ki biz İngiliz gazetesine de ilan verdik, “gel tartışalım” diye, duymadıysa duysun gibisinden. İngiltere’nin en büyük gazetelerinden birisine. Times’a, evet. İlan verdik. “Gel tartışalım” diye. Şiddetle kaçınıyor. Bilim adamıysa gelsin tartışalım. Gidiyor lise öğrencileriyle tartışıyor, rahiplerle tartışıyor, hahamlarla tartışıyor. Bunu bilenlerle gelip tartışsın. Fazla değil yarım saatini alacağız. En iyi şekilde ağırlayacağız Türkiye’de. Saygıda, nezakette asla kusur etmeyiz ama şiddetle kaçınıyor çünkü burada bilimsel gerçeklerle karşılaşacak, fosillerle karşılaşacak. Paleontolojinin ve diğer bilim dallarının gösterdiği gerçeklerle karşılaşacak. Bakın Dawkins, herkesin güvendiği Dawkins ne diyor biliyor musunuz? “Kromozomları uzaydan uzaylılar gönderdi dünyaya” diyor. Yani bu bilim mi? Rezalet bu. Pagan dinini savunuyordu, şimdi de uzay pagan dinini savunmaya başladı. Yani bu tam bir safsata başka bir şey değil.
ADNAN OKTAR: İmkansızla bir yere varılmaz. Yani imkansız olan bir şey. Çünkü 250 milyon adet fosille geçersizliği ispat edilmiş bir teori. Proteinlerin yapısıyla da, kromozomların yapısının incelenmesiyle de açıkça ortaya konmuş ve Dawkins gibi bir adam bile uzaylılar yaptı demeye başladı, insanları uzaylılar meydana getirdi diyor. Yani bir Yaratılış var diyor Dawkins; bir Yaratan var ama uzaylılar onlar diyor. Uzaylıları kim yarattı dediğinde susuyor.
Bunlar çaresizlikten söyledikleri sözler. Yani inanca karşı ne yapacaklarını şaşırdılar. Bir çırpınış içindeler.