Darwinistler, son derece mantıksız olan evrim masalını insanlara yaymak için onları büyülerler. Açıklayamadıkları her şeyin kaynağının tesadüf mucizesi olduğunu öne sürerler. Açıklayamadıkları o kadar çok şey vardır ki, tek ve en kesin çözüm olarak bunların detaylarını "düşünmemeyi" tercih ederler. Düşünmeyerek, kendilerini ve etraflarındaki insanları bir büyünün içine çeker, kendilerini ve çevrelerini aldatmaya devam ederler. Ama bu aldanış ve büyünün etkisi, şuurlu bir insan için oldukça kısadır.
Yüce Allah Kuran'da insanları, yerde ve gökte yaratılmışlar üzerine düşünmeye çağırır. Eğer bir insan, tüm varlıkların Rabbimiz'in üstün eserleri olduğunu görebiliyor ve buna inanıyorsa, bu eserler üzerine düşünmek onun ufkunu ve anlayışını daha da açacak, Yüce Yaratanımıza olan yakınlığını ve ahiret inancını daha da pekiştirecektir. Böyle bir insan, araştırıp üzerinde düşündüğü her şeyde bir sanat ve akıl olduğunu görecek, Rabbimiz'in üstün aklını, muhteşem sanatını ve gücünü daha iyi kavrayabilecektir.
Bu bölümde ilerleyen haftalarda, Yaratılış gerçeğine karşı savaş açmış bulunan, evrenin her noktasında tüm ihtişamı ile sergilenen kompleksliğe ve güzelliğe "tesadüf" yakıştırması yapan ve sırf Allah'ın varlığını reddedebilmek için bilinçsizliğin, şuursuzluğun, rastgeleliğin; şuur, akıl, nizam, düzen, anlayış ve güzellik meydana getirdiğini savunmaktan çekinmeyen Darwinistlerin "düşünmedikleri" hakikatler gözler önüne serilecektir. Darwinistlerin bu gerçekler üzerinde düşünmeleri ve içinde bulundukları yanlışı terk etmeleri en doğru davranış olacaktır.