Evrim teorisi bilimsellik adına ortaya atılmış bir teori değildir. Materyalist ve ateist düşünceyi desteklemek, yeryüzündeki çatışmayı sözde meşru kılmak maksadıyla ileri sürülmüştür. 150 yıl önce, tamamen ilkel şartlarda ve felsefi kaygılarla ortaya atılmıştır. Örneğin Darwin zamanındaki bilim teknolojisi düzeyinin geriliğinden, bir canlı hücresi mikroskoptan bakılınca bir su damlası gibi görülmekteydi. Dolayısıyla basit bir yapısı olduğu zannedilmekte ve tesadüfen ortaya çıkabileceği iddia edilmekteydi.
Oysa bilimin ve teknolojinin ilerlediği günümüzde, elektron mikroskobunun bulunuşundan sonra bir hücrenin, içinde enerji santralleri, güvenlik sistemleri, belli bir amaca yönelik hareket eden çalışanları olan bir şehir kadar kompleks ve mükemmel bir yapısı olduğu anlaşıldı. Genetik bilimi ile insanın ve canlıların mükemmelliği keşfedildi. Dolayısıyla günümüzde evrim teorisinin geçersizliği bilimsel olarak ortaya çıkmış oldu.
Ancak, evrim teorisi, insanların kafasında şüphe meydana getirmek, açıkça delillerini izlediğimiz yaratılış gerçeğini gizlemek maksadıyla çeşitli yollarla hala gündeme getirilmektedir. Kimi zaman seyrettiğimiz bir filmin bir sahnesinde, kimi zaman okuduğumuz bir kitabın bir sayfasında gizli ve açık mesajlar verilmektedir. Bu mesajlar çoğu zaman evrim teorisinin teknik iddialarını içermez. Evrim teorisinin beraberinde getirdiği materyalist dünya görüşünü insanların zihinlerine yerleştirmeyi hedefler.
Örneğin, evrimci düşünce insanları sözde çatışan bir hayvan türü olarak algılar, bunun günlük hayata da uygulanmasını kendince doğal ve meşru sayar. Güçlü olanların hayatta kaldığı, zayıfların yok olduğu bir dünya makul bir hayatmış gibi insanların bilinçaltına telkin edilir. İnsanların hedeflerine ulaşmalarında, şiddet sanki doğal bir yolmuş gibi gösterilir. Nereye bakarsanız şiddet sahneleri görürsünüz, şiddeti uygulayanlar kahramanmış gibi anlatılır. Bu görüntüler o kadar yaygındır ki, gerçek ile kurgu arasındaki fark anlaşılamaz hale getirilir. Herkes birbirini aldatır, yalan söyler. Fedakarlık, sadakat gibi üstün ahlaki değerler, bu düşüncenin yanılgılarına göre zayıflık belirtisi olarak anlatılır. Kişisel hırslar ve meydan okumalar ise güç ve cesaret gösterisi gibi yansıtılır. Sonuçta, insanlar olabildiğince aşağılık varlıklar olarak gösterilmeye çalışılır. İnsanın doğal karakterinin bu olduğuna ve böyle yaşamanın meşru olduğuna toplum inandırılmak istenir. İşte, evrim teorisinin sapkın iddialarının günlük hayata bu şekilde uygulanması, toplumlarda Sosyal Darwinist mantığın yerleşmesine, dolayısıyla da yeryüzünde büyük bir kargaşanın meydana gelmesine sebep olur.
Elbette ki, bu sapkın düşüncenin yayılmasını arzu eden, meydana gelen kargaşadan faydalanan ve bunu kendi çıkarları için gerekli gören karanlık odaklar vardır. Bu sebeple, bilimsel olarak çürütülmesine ve akla aykırı olmasına karşın, evrimci düşünce farklı yollarla sürekli gündeme getirilir. Darwinist zihniyetin kitle iletişim araçlarıyla insanımıza ve insanlığa yaptığı bu zararlı telkinlerin etkisi, günümüzde evrim teorisinin bilimsel geçersizliğinin sık sık gündeme getirilmesi ile kırılabilir ve kırılmaya başlamıştır.