Taklit; gözlem, teşhis, hafıza ve sonuç çıkarma gibi akıl gerektiren özellikler sonucunda ortaya çıkan bir yetenektir. Peki detaylı bir hazırlık gerektiren taklit yeteneğinin sadece şuur ve zeka sahibi insanlar değil, pek çok hayvan tarafından da kullanıldığını biliyor muydunuz?
Bir insanı taklit etmeniz gerektiğinde, bunun için nasıl bir yol izlersiniz? Kuşkusuz yapacağınız ilk şey, taklit edeceğiniz kişiyi iyice incelemek ve onun özelliklerini hafızanıza kaydetmek olacaktır. Onu taklit ederken nasıl yaptığınızı anlamak ve hafızanıza yerleştirmek için alıştırma yapmanız gerekir. Sesini, mimiklerini ya da hareketlerini taklit etmek içinse yine söz konusu kişiyi detaylı olarak analiz etmeniz, zekanızı ve yeteneklerinizi birleştirerek ona benzemeye çalışmanız gerekir.
Görüldüğü gibi detaylı bir hazırlık, gözlem ve hafıza gerektiren taklit yeteneği ile ilgili en dikkat çeken nokta ise bu yeteneğin zeka ve şuur sahibi insanların yanı sıra ilk yaratıldıkları milyonlarca yıl öncesinden beri bazı canlılar tarafından da kullanılmasıdır.
Allah doğadaki canlıların her birini içinde yaşadığı ortama göre farklı özelliklerle yaratmıştır. Her canlı, kendini korumak veya avlanmak için, yaratılışından gelen bu özellikleri kullanır. İşte bu amaçla, hiçbir akla ve bilince sahip olmayan doğadaki birçok canlı, taklit yapmak gibi beceri ve akıl isteyen, belli bir strateji ve plan dahilinde yapılan bir davranışı kolayca uygulamaktadırlar.
Doğadaki söz konusu mükemmel taklit yeteneklerine sahip canlılar Allah’ın ilhamıyla ustaca davranışlar sergilerler. İşte, bu canlılara ait bazı örnekler:
1. Taklit Uzmanı Kuşlar
Ağaç Kütüğünü Taklit Eden Patoo Kuşu
Venezuela ormanlarında yaşayan Patoo isimli kuş bir taklit ustasıdır. Kuşun tüyleri ve üstüne konduğu ağacın kabuğu, birbirine olağanüstü derecede benzer yaratılmıştır. Bu anlamda canlı zaten doğal bir kamuflaja sahiptir. Kütüğün üzerinde fark edilmesi son derece zordur. Bu özelliğe ek olarak kuş, ağaç kütüğünü adeta “taklit eder”. Kuş, yanına yaklaşıldıkça taklidini daha mükemmelleştirmek için hareket etmeye başlar. Çok yavaş bir şekilde, kuyruğunu indirir ve onu ağaç kütüğünün deliğine sokar. Böylece kuşla ağacın birleşme yeri iyice belirsizleşir.
Kuşu ele verebilecek tek ipucu, gagası ve gözleridir. Bu yüzden aynı yavaşlıkta, gagası dik olarak gökyüzüne dönene kadar başını kaldırır, gözlerini kapar ve iyice gerinir. Kuşa 90 cm. uzaklıkta olunduğunda bile kuş hareketsiz ve donuk durur. Bu sayede ağaç kütüğünden ayırt edilmesi imkansız bir hale gelir. Tehlike uzaklaştığındaysa rahatlar ve taklit yapmayı bırakır. (David Attenborough, The Life of Birds, s.164)
Yavrusunu Korumak İçin Yaralı Taklidi Yapan Altın Kuşu
Patagonya’da yaşayan Altın Kuşu, yuvasını açık alanlardaki otlaklara yapar. Anne kuşun karnında olgunlaşan yumurtanın üzeri, yumurtlamadan hemen önce toprak deseniyle kaplanır. Bu desenler yumurtaya kamuflaj sağlaması için yaratılan özel bir korumadır. Böylece yumurtalar otların arasında fark edilmezler. Bir tehlike, yırtıcı bir kuş veya bir insan yuvaya doğru yaklaştığında ise, altın kuşu çok şaşırtıcı bir taklit sergiler: Kuş yuvasından fırlayarak koşmaya başlar. Sonra otların üzerinde yaralı ve kanadı kırılmış bir kuş taklidi yapar. Yabancı canlı kendisine doğru yaklaşınca tekrar koşmaya başlar. Aradaki mesafe açılırsa hemen yere yatarak yaralı numarasını tekrarlar. Amacı, yaklaşan yabancının dikkatini yuvadan uzaklaştırmaktır. Tehlikeyi yeterince uzaklaştırdığında taklit sona erer. Altın kuşu, uçarak yuvasına geri döner. (Russel Freedman, How Animals Defend Their Young? s.51)
Görüldüğü gibi kuş burada, muhteşem bir akıl yürütme ve bir taklit sergilemektedir. Bu aklın ve yeteneğin kuşa ait olamayacağı, kuşun tüm bunları Yüce Rabbimiz’in ilhamıyla yaptığı çok açıktır. Allah’ın canlılar üzerindeki hakimiyeti bir Kuran ayetinde şöyle bildirilmiştir:
“ … O’nun alnından yakalayıp- denetlemediği hiçbir canlı yoktur…” (Hud Suresi, 56)
Yılan Sesini Taklit Eden Kuşlar
Bazı hayvanlar düşmanlarını yanıltmak için seslerini çeşitli şekillerde kullanırlar. Örneğin ağaç deliklerinde yuva yapan birçok kuş rahatsız edildiğinde bir yılan gibi tıslar. Yuvaya saldıran yırtıcı hayvanlar da, delikte muhtemelen bir yılan olduğunu düşünerek bu deliği kurcalamazlar. Küçük tırtıllardan bazıları da tehlike hissettikleri anda tıslarlar ve vücutlarındaki sahte göz beneklerini şişirirler. (Jill Bailey, Mimicry and Camouflage, s.50)
Baykuşun Korunma Amaçlı Taklitleri
Yavru bir baykuş korkutulduğunda, dışa açılan kanatlarını ve kafasındaki tüylerini çok iri gözükene kadar kabartarak korkutucu bir görünüm alır. Bir yandan da davetsiz misafirlere büyük gözlerini ardına kadar açarak bakar. Bu sayede yavru baykuşun yüzü çok daha büyük bir hayvanın yüzü gibi görünür. (Jill Bailey, Mimicry and Camouflage, s.44)
Göz benzeri benekleri olan baykuşun (Glaucidium perlatum) başının arkasında belirgin gözleri bulunan taklit bir yüz bulunur. Yüce Allah’ın baykuşa özel olarak verdiği bu taklit yüz, arkadan gelen düşmanları caydırıp uzaklaştırmak içindir. (Prof. Peter JB Slater,The Encyclopedia of Animal Behaviour, s.62)
2. Taklitçi Katydidler
Katydidler cırcır böceği ve çekirge benzeri canlılardır. 6 bacaklı olan katydidlerin yarasa ve kuşlardan, yılan ve çayır farelerine kadar, keskin görüşe sahip pek çok düşmanı vardır. Allah bu canlıları kendilerini başka canlılara benzeyerek koruyacakları özelliklerle yani doğal kamuflajla birlikte yaratmıştır. Bu özelliklerine ek olarak, katydidler son derece kapsamlı savunma taktiklerine sahiptirler. Örneğin katydidlerin “korkutma gösterileri”, saldıran hayvanların uzun bir süre duraksamasına sebep olur. Bu sırada katydidler, kaçıp uzaklaşabilecekleri kadar zaman kazanmış olur.
Yaban arısı katydidleri kısa antenleri, neredeyse saydam, zarımsı ön kanatları ve dar karın bölgeleri ile en ince detayına kadar yaban arılarını taklit eder. Gerçek yaban arılarından tek farkları iğnelerinin olmamasıdır. Hatta duruşları bile gerçek yaban arılarından farksızdır. Taklit o kadar başarılıdır ki avcı hayvanlar, bu canlılara yaklaşmaya dahi cesaret edemezler. (International Wildlife, May/June 1998, s.24-28)
3. Termitin Kokusunu Taklit Eden Böcek
Yırtıcı Redovid böceği (Salyarata varilgata) ağaçlarda yaşayan bir tür termit ile beslenir. Avını yakalama yöntemi çok ilginçtir. Önce, termit yuvasındaki yiyeceklerin arasına saklanır. Termitlerin kendilerine özgü bir kokuları vardır. Termitler kördürler ve yuvalarına giren düşmanlarını da koku farkı sayesinde tanırlar. Termit yuvasında saklanan Redovid böceği de bir süre sonra termitler gibi kokmaya başlar, bu yüzden kendi kokusu anlaşılmaz. Bu böcek türü düşmanlarına karşı yırtıcı olan termitlerin saldırısından termitlerin kokusunu taklit ederek korunmuş olur. (Bilim ve Teknik Dergisi, Sayı.235, s.7)
Sizin için hayvanlarda da elbette ibretler vardır... (Nahl Suresi, 66)
Görmedin mi ki, gerçekten, göklerde ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanlardan birçoğu Allah’a secde etmektedirler. (Hac Suresi,18)
4. Savunma Amaçlı Taklit Yapan Diğer Canlılar
Farklı koloniler arasındaki savaşlarda, karıncaların uyguladıkları bir takım taktikler vardır. Bunlardan en yaygın olarak uygulananı karıncaların kendilerinden daha uzun ve büyük olan canlıları taklit etmeleridir. Karıncalar bacaklarını mümkün olduğu kadar düzleştirerek ve kafalarını kaldırarak daha uzun boylu ve daha “caydırıcı” görünmeye çalışırlar. (Bert Hölldobler-Edward O.Wilson, Journey to The Ants, Harvard University Press, Cambridge, 1994, s. 70)
Kedi güvesi tırtılı korktuğu zaman adeta “şahlanarak” korkunç bir görünüm kazanır. Başını içeri çekerek “omuzlarını” kamburlaştırır. Böylece ortaya parlak kırmızı bir halkayla bunun üzerinde duran iki siyah nokta çıkar. Tırtılın aldığı bu şekil, bir surata çok benzer. Kırmızı halkaysa bir uyarıdır. (Hayvanlar Ans., C.B.P.C Publishing, Böcekler, s.150)
Taklit Yetenekleri Olan Tüm Canlılar Allah’ın Kontrolüyle Hareket Eder
Alemlerin Rabbi olan Allah canlılarda eşi benzeri olmayan, eksiksiz sistemler var etmiştir. Doğadaki canlı türlerinin her birinde, ayrı ayrı yaratılmış özellikler, üstünlükler vardır. Bu yazıda yalnızca birkaçına değindiğimiz canlılardaki taklit yetenekleri, bu canlıların Yüce Rabbimiz’in üstün aklı ve ilhamıyla hareket ettiklerini açıkça gözler önüne sermektedir. Tüm bu muhteşem yaratılışın sahibi, göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbi olan Yüce Allah’tır.
Akıl sahibi insanlara düşen ise Allah’ın yaratması üzerinde düşünmek ve O’nu övüp yüceltmektir. Allah, Kuran ayetlerinde şöyle buyurur:
“Şu halde övgü, göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve alemlerin Rabbi Allah’ındır. Göklerde ve yerde büyüklük O’nundur. O, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Casiye Suresi, 36-37)