Yumurta kabuklarının en hayati özelliklerinden biri, üzerlerinde bulunan çok küçük gözeneklerdir. Bizim gözle göremediğimiz bu mikroskobik delikler sayesinde yavru dışarıdan oksijen alarak hayatını devam ettirir. Gözeneklerin diğer önemli bir görevi de yumurta içinde oluşan su buharını dışarıya çıkarmaktır. Eğer gözenekler gereğinden küçük olsaydı yavru oksijensiz kalarak ölecekti; gereğinden daha büyük olduğunda ise, yumurtanın besin maddesi içindeki su buharlaşacak ve yumurta kuruyacak, dolayısıyla gelişmekte olan embriyo yine ölecekti.) Bu, canlıların zaman içinde kendi kendine, tesadüfen oluştuğu iddiasında olan evrim teorisi için önemli bir sorundur. Açıkça görüldüğü gibi yumurta bütün özellikleri tam şekilde var olmak zorundadır, aksi bir durum söz konusu bile değildir. Bu da yumurtanın bir anda ortaya çıktığının yani yaratıldığının bir kanıtıdır.
Kuluçka dönemi sırasında, yumurtadaki suyun ortalama %16'sı gözeneklerden dışarı buharlaşarak kaybolur. Son araştırmalar, bu su kaybının yavrunun yumurtadan çıkması için gerekli olduğunu göstermiştir.
Konunun daha da ilginç olan yönü, farklı yumurta kabuklarının su kaybetme oranlarının da, ideal olan %15-20'lik su kaybını sağlayacak şekilde ayarlanmış olmasıdır. Örneğin, dalgıç kuşu yumurtasının su kaybetme oranı, daha kuru ortamda kuluçkaya yatırılan aynı büyüklükteki bir başka yumurtadan üç kat daha fazladır.