Mal yığıp biriktirmek, din ahlakını yaşamayan insanların yaşamları boyunca akıllarını en çok meşgul eden, onları en çok kaygılandıran konulardan biridir. Dünyada da ahirette de kişiye bir fayda sağlamasa da malı yığıp biriktirmek neden bazı kişiler için güzel ahlak sahibi olmaktan daha önemlidir?
Yüce Allah’ın Rızasını Ve Cenneti Kazanmak İçin Malları Nasıl Değerlendirmek Gerekir?
Yüce Allah Kuran’da, insanları dünyaya tutkuyla bağlayabilecek bazı konular olduğunu haber vermiş ve onları bunlarla imtihan ettiği konusunda uyarmıştır. Yüce Allah’ın bildirdiği dünyaya ait imtihan konularından biri de mal sevgisidir. Şüphesiz mal sahibi olmak; Kuran ahlakına uygun olan, her Müslümanın en meşru haklarından biridir. Ancak Kuran’da Allah tarafından haber verilen tehlike, kişinin gerçekte Allah’a ait olan tüm malı ve mülkü sahiplenerek imkanı olduğu halde yardıma muhtaç diğer insanlara yardım etmemesi, bu zenginliği yığarak hırsla dünya hayatına bağlanmasıdır. Kuran ahlakından uzak yaşayan insanların mala karşı duydukları bu sevgi, sahip olunan malın kullanılmaması, paranın harcanmaması ile sonunda onları dünyaya bağlayan bir hastalık haline dönüşür. Çünkü artık bu para ve mala bir çoğalma isteği ile bağlanmışlardır. Bu istek adeta bir hırs şeklinde öldükleri ana kadar devam eder. Yüce Allah bir Kuran ayetinde bu gerçeği şöyle haber verir:
“(Mal, mülk ve servette) Çoklukla övünmek, sizi 'tutkuyla oyalayıp, kendinizden geçirdi'. Öyle ki (bu), mezarı ziyaretinize (kabre gidişinize) kadar sürdü.” (Tekasür Suresi, 1–2)
Malı Yığıp Biriktirenler Neler Kaybeder?
Büyük Bir İbadetten Mahrum Kalırlar
Malını biriktirip, cimrilik ederek Allah yolunda harcamayanlar çok büyük bir ibadetten ve Yüce Allah’ın rahmetinden mahrum kalırlar. Çünkü Yüce Allah kullarını malların infak edilmesi konusunda "… Sizi kendilerinde halifeler kılıp harcama yetkisi verdiği' şeylerden infak edin. Artık sizden kim iman edip infak ederse, onlara büyük bir ecir vardır." (Hadid Suresi, 7) ayetiyle uyarıp, müjdeler. Bu nedenle kişinin kendisini çevresiyle kıyas ederek, “Benden daha zengin, mal mülk sahibi varken ben neden vereyim” gibi son derece çarpık bir mantığa kapılması, büyük hata olur. Çünkü burada hatırda tutulması gereken önemli bir sır vardır. Ancak imani olgunluğa erişmiş müminlerin sahip olduğu bu sır, insanın her ibadeti yalnızca kendisi ve ahireti için yaptığı gerçeğidir. Bu bakımdan eğer bir kişi cimrilik etmek için çeşitli bahaneler ileri sürerse bu öne sürdüğü mazeretler kendisinden başka kimseye zarar vermeyecektir. Malını Allah yolunda harcamaya ihtiyacı olan bizzat kendisidir. Bu ibadeti yerine getiren kişi halis niyetle verdiği her sadakanın Allah Katında çok büyük bir karşılığı olduğunu bilmelidir. Dolayısıyla cimrilik eden de ancak kendi nefsi aleyhine cimrilik etmiş olur. Bu gerçek bir Kuran ayetinde şöyle bildirilmiştir:
“İşte sizler böylesiniz; Allah yolunda infak etmeye çağrılıyorsunuz; buna rağmen bazılarınız cimrilik ediyor. Kim cimrilik ederse, artık o, ancak kendi nefsine cimrilik eder. Allah ise, Ganiy (hiçbir şeye ihtiyacı olmayan)dır; fakir olan sizlersiniz…” (Muhammed Suresi, 38)
Dünyayı Kaybederler
Malı yığıp biriktiren ve çok mala sahip gibi görünen kimse aslında Yüce Allah'ın kendisine verdiği emanete sahiptir. Çünkü kâinattaki malın ve mülkün tek sahibi Yüce Allah'tır ve bu mülkü dilediği kişiye dilediği kadarıyla ve dilediği süreyle verir. Bu bakımdan insanın cimrilik etmesinin hiçbir mantığı ve makul yönü yoktur. Ayrıca Rabbimiz dilerse kişinin biriktirdiği malı tamamen elinden alabilir. Nitekim doğal bir afetle kişinin malının bir anda enkaza dönüşmesi bunun en açık örneğidir. Kuran’da bu konuda örnek gösterilen kişi Karun’dur. “… Biz, ona öyle hazineler vermiştik ki, anahtarları, birlikte (taşımaya) davranan güçlü bir topluluğa ağır geliyordu… ” (Kasas Suresi, 76) ayetiyle Karun’un zenginliği Kuran’da bildirilmiştir. Ancak şımarıp cimrilik etmesi nedeniyle“Sonunda onu da, konağını da yerin dibine geçirdik. Böylece Allah'a karşı ona yardım edecek bir topluluğu olmadı. Ve o, kendi kendine yardım edebileceklerden de değildi.” (Kasas Suresi, 81) ayetiyle Karun’un malı ve mülkünün Yüce Allah’ın kudreti karşısında ona hiçbir şey kazandırmadığı ve sonuçta dünyayı kaybettiği haber verilmiştir. İman etmeyerek kendilerine Allah'ın verdiği dünya malında cimrilik yapanlar, ancak Allah'tan gelen felaketlerle içine düştükleri yanılgının farkına varırlar. Bu felaketlere bile aldırmayıp aldanışlarını sürdürürlerse, bu durumda varacakları yer ise Allah'ın ebedi azabıyla dolu olan cehennem olacaktır.
Ahireti Kaybederler
İnsan malını yığıp biriktirse bile bu maldan yararlanacak zamanı dünyada yaşayacağı birkaç on yılla sınırlıdır. Ancak iman etmeyen insanlar yaşamları süresince bu gerçeği fark edememektedirler. Ölümle dünyayı kaybettikleri gibi ahiretteki sonsuz yaşamlarında da malları onlara bir yarar sağlamamakta aksine dünyada mal hırsı yaptıkları için cenneti kaybettirmektedir. Yüce Allah Kuran’da bu gerçeği şöyle haber vermiştir:
“Ki o, mal yığıp biriktiren ve onu saydıkça sayandır. Gerçekten malının kendisini ebedi kılacağını mı sanıyor? Hayır; andolsun o, 'hutame'ye atılacaktır."Hutame"nin ne olduğunu sana bildiren nedir? Allah’ın tutuşturulmuş ateşidir.” (Hümeze Suresi, 2–6)