"Öyleyse güç yetirebildiğiniz kadar Allah'tan korkup-sakının, dinleyin ve itaat edin..." (Tegabün Suresi, 16)
Allah (cc) Kuran'da insanlara sonsuz kudretini, makamının yüceliğini ve üstünlüğünü, Kendisi`ne karşı gelenler için hazırladığı azabın şiddetini ve büyüklüğünü detaylı olarak anlatmıştır. Artık bundan sonra kişiye düşen bu gerçekleri samimi olarak ve derin derin tefekkür etmesi, niyetinde ve yaptığı işlerde hep bu gerçeklerin bilincinde bir tavır göstermesidir. Bunu da ayette belirtildiği gibi, ``gücünün yettiği en üst derecede`` yapmaya çalışmalıdır. Gücünün yettiğince Allah (cc)'ın büyüklüğünü takdir etmeli, gücü yettiğince Rabbimiz'in bildirdiği cehennem azabının büyüklüğünü, boyutlarını ve sonsuzluğunu tefekkür etmelidir. Bunun sonucunda kalbinde doğal olarak Allah (cc) korkusu oluşacaktır. Böylece mümin Kuran'da emredilen ibadetleri yerine getirmemekten, haram kılınan şeyleri ise yapmaktan gücü yettiğince korkup sakınacaktır. Korkup sakınması gereken konular ise Kuran'da kendisine detaylı olarak bildirilmiştir:
"Böylece Biz onu, Arapça bir Kur'an olarak indirdik ve onda korkulacak şeyleri türlü şekillerde açıkladık; umulur ki korkup-sakınırlar ya da onlar için düşünme (yeteneğini) oluşturur." (Taha Suresi, 113)
Kuran'da ayrıca Allah (cc)`tan saygıyla korkan bir müminin ruh hali de tarif edilmiştir. Müminin Allah (cc) korkusu başka hiçbir korkuya benzemeyen, son derece içli ve saygı dolu bir korkudur. Bu korku diğer korkular gibi insana sıkıntı ve azap veren bir korku türü değildir. Tam tersine, insana kulluğunu ve aczini hatırlatan, onun aklını ve şuurunu açıp geliştiren, insanı çok üstün bir ahlak seviyesine ulaştıran ve Rabbimiz'e olan sevgisini de güçlendiren bir korkudur.
Bu korku müminin ahirete olan özlemini, ümit ve şevkini artıran bir korkudur. Allah (cc) korkusu, müminin Allah (cc)'a olan yakınlığını ve sevgisini kat kat artıran, ona büyük manevi hazlar yaşatan asil bir duygudur. Kuran'da iman edenlerin taşıdıkları bu içli ve saygı dolu korkunun tarif edildiği ayetlerden bazıları şöyledir:
"Gerçek şu ki, Rablerinden gayb ile (O'nu görmedikleri halde) içleri titreyerek-korkanlara gelince; onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ecir vardır. " (Mülk Suresi, 12)
"... Rablerinden içleri saygı ile titrer, kötü hesaptan korkarlar. " (Rad Suresi, 21)
Mümin Allah (cc)'tan korkarken Rabbimiz'in şefkatini, merhametini, bağışlayıcılığını, O'nun lütfeden, tevbeleri kabul eden, ihsanı bol olan isimlerini de hatırından çıkarmaz. Bu da müminin korkarken, bir yandan da içinde çok şiddetli bir umut taşımasına sebep olur. İçindeki Allah (cc) korkusu, Allah (cc)'ın bu sıfatlarını da çok derin ve geniş bir biçimde tefekkür etmesine, Rabbimiz'in üstünlüğünü ve büyüklüğünü çok daha iyi takdir edebilmesine, dolayısıyla Allah (cc)'a daha fazla yakınlaşmasına vesile olur. Allah (cc)'ın merhametinin, şefkatinin, bağışlamasının büyüklüğünü daha iyi idrak eder. Bu yüzden de Allah (cc)'a, korku ve umut dolu bir ruh hali içinde yönelir.