Darwinizm'in bir yalan olduğunun açıkça söylenmesi, evrim teorisini yalanlayan delillerin birer birer tüm detaylarıyla ortaya konulması, kuşkusuz 150 yıllık tarihi boyunca evrim teorisinin hiç karşılaşmadığı bir şeydi. İnsanların büyük kısmı, inançlarına aykırı gelmesine ve sahte bir din olduğunu açıkça anlamış olmalarına rağmen, Darwinizm'e karşı hep suskun duruyor, bu çarpık sistemi mecburen kabule zorlanıyorlardı. Eğitmenler, akla, mantığa, bilimsel delillere ve inançlarına ters düşmesine rağmen, öğrencilerine evrimi öğretmek zorunda kalıyorlardı. Çünkü bu insanlar üzerinde yoğun bir caydırma politikası uygulanıyordu. Darwinizm, ancak baskı, şiddet ve zorbalıkla yaşatılabiliyordu.
Ama artık durum değişmiştir. Darwinizm'in geçersizliği kesin ve inkar edilemez bilimsel kanıtlarla ortaya konmuştur. Darwinizm'in büyük bir yalan olduğu, yıllardır insanları aldattığı, sahtekarlıklarla ayakta tutulmaya çalışıldığı açık ve kesin bir şekilde ispatlanmıştır. Muhteşem eser Yaratılış Atlası, bilim adamlarının, üniversite profesörlerinin, ülke yöneticilerinin evlerine girmiş, öğrenciler de dahil olmak üzere konuya ilgi duyan herkes bu esere internetten kolayca ulaşabilmişlerdir. Bu durum, Darwinistler tarafından şaşkınlıkla, dehşetle, korku ve endişeyle karşılanmış; evrim yanlıları kendi akıllarınca Yaratılış Atlası'nın okunmasını engellemeye çalışmış fakat başarılı olamamışlardır. Teorilerinin büyük bir açmaz ile karşı karşıya olduğunu kendileri de açıkça görmeye başlamışlardır.
Bu gerçekler karşısında Darwinistler cephesinde artık derin bir sessizlik hakimdir. Bir takım koyu Darwinistler ise, evrimi çürüten çok sayıda bilimsel delilin sunulmasının ve insanların buna ilgi gösterip gerçeği görmelerinin üzerine, Darwinizm'in çöküşünü fark etmiş olmalarına rağmen, adeta oyuncağı elinden alınmış çocuk gibi "bir şey olmadı ki" mantığını uygulamaya geçirmişlerdir. "Her ne olursa olsun ben yine de Darwinizm'e inanıyorum ve savunmaya devam edeceğim" diyerek, bu durumun etkisini kendilerince hissettirmemeye çalışmaktadırlar. Oysa bu da, hiçbir neticeye ulaşmayacak olan bir başka Darwinist oyundur.
Allah'ın, "...Hiç şüphesiz, şeytanın hileli-düzeni pek zayıftır." (Nisa Suresi, 76) ayetinde belirttiği gibi deccalin düzeni olan Darwinizm çok çabuk çöken bir sistemdir. Öyle ki, proteinlerin tesadüfen oluşamayacağının, ara fosil olmadığının kanıtlanmasıyla biter. Bir Darwinist, bu bilgiden sonra artık bir daha Darwinist olamaz. Ancak mantıksız bir inatla, "ben inanıyorum ve inanmaya devam edeceğim" diyebilir. Ama bu da gerçek düşünceleri değildir. Darwinizm'e inanması artık imkansızdır. Adeta ağzına sürülen acı biberden dolayı ağzının hiç yanmadığını iddia eden inatçı bir çocuk gibi, şu anki Darwinizm savunucularının bazıları da aynı inadı sürdürmektedirler. Fakat kuşkusuz bir çocuğun ağzının yanmadığını iddia etmesi önemli değildir. Sonuçta ne kadar reddederse reddetsin, ağzına sürülen acı biber nedeniyle acıyı hissetmiştir. Dolayısıyla, Darwinizm'in geçersizliğini ispatlayan sayısız bilimsel delilin ardından, şu anda dünyada Darwinizm'in bir aldatmaca olduğunu bilmeyen muhtemelen tek bir Darwinist bulunmamaktadır.
Artık Darwinistler, evrim teorisini koruyabilmek için insanları aldatmaya çalışmanın hiçbir fayda vermediğinin farkındadırlar. Artık, 150 yıldır hayali senaryolarla ve çeşitli sahtekarlıklarla suni olarak var etmiş oldukları ve zorla ayakta tutmaya çalıştıkları Darwinizm sona ermiş durumdadır. Bu hayal ürünü hikayenin gerçek olmadığını bir kere öğrendiğinde, bir Darwinist'in artık bu sapkın inancı sürdürmesi mümkün değildir. Darwinistler, bu kadar zaman boyunca yalnızca sözde bir kurtarıcı beklemişlerdir. Bir bilim adamının çıkıp, yıllardır beklenen hayali ara fosilleri ortaya çıkaracağını zannetmişlerdir. Ama şu anda bunun hiçbir zaman olmayacağı gerçeğini gözleriyle görmüş, buna beyinleriyle inanmış durumdadırlar. Notre Dame Üniversitesi felsefe profesörü Peter van Inwogen'in şu sözleri dikkate değer bir gerçeğe işaret etmektedir:
Eğer Darwinistler bilimsel gerçeklerle dolu bir kitabı, önemsemeyerek, yanlış anlayarak veya ona gülüp geçerek karşılarlarsa, bu durum bugün Darwinizm'in bilimsel bir teori olmaktan çok bir ideoloji olduğu yönündeki gitgide yayılan şüpheler için önemli bir kanıt olacaktır.
Darwinistler her ne kadar "bir şey olmadı ki" deyip dursalar da, gösterilen tepkilerden, alınan tedbirlerden, yaşanan yoğun panikten bu yenilginin büyük bir şok etkisi yapmış olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Elbette yıllarca Darwinizm yalanına inanmış ve ilerleyen yaşına kadar aldatılmış olmak bir bilim adamının ağırına gidebilir. Genelde insanlar aldatılmış ve o aldatmacayı körü körüne savunmuş olmayı kabul etmek istemezler. Bu nedenle tüm bunlardan ilk kaçış yolu Darwinizm aleyhindeki delillere karşı "inanmıyorum" iddasıyla ortaya çıkmaktır. Ama aslında bu kişi, ortaya konulan delillerin doğru olduğuna %100 inanmıştır. Altı ay kadar sonra ona sorulduğunda, öfkesi daha dinginleşmiş olacak, cevapları başkalaşacaktır. Muhtemelen "Darwinizm olabilir de olmayabilir de" diyecektir. Kaçış yolları bulmaya çalışacak, "yeni deliller ileride ortaya çıkabilir" gibi ortalı bir mantık öne sürecektir. Oysa bu sapkın ideolojinin delilsiz bir aldatmaca olduğunu çok iyi biliyordur. Fakat ani kabul ona zor gelebilir. Ama aslında, Darwinizm bu kişi için tam anlamıyla bitmiştir.
Zamanla yağ taneciklerinin suya düşerek proteine dönüştükleri fikrini savunmuş olmak kendisine de saçma ve inanılması güç gelecektir. Tek bir tane dahi ara fosil olmadığı gerçeğini nasıl anlayamadığını hayretle anlayacak, kendi durumuna şaşacak, belki de 50 yıl boyunca böyle bir safsatayı savunmuş olmanın şaşkınlığını yaşayacaktır. Darwinizm büyüsüne kapılmış olmanın, bir yalana destekçi olmuş olmanın utancını duyacaktır. Bugün günümüzün en tutkulu Darwinistleri bile bu ruh halini yaşamaktadırlar. Çeşitli ifadelerinden bu anlaşılmakta, şüpheye düştükleri açıkça görülmekte, kimi zaman bunu açıkça itiraf etmektedirler. Oysa yanlış olan inançtan dönmek, doğru olanı kabul etmek için hiçbir zaman geç değildir. Hatadan dönüp doğruları kabul etmek büyük bir erdemdir. Gerek bilimsel delilleri gördükten sonra yapılacak en doğru şey, Darwinizm'in büyük bir safsata olduğunu açıkça kabul etmektir.