Alçakgönüllü ve mülayim olmak, imanın bir özelliğidir. Kibir ise, insanın büyüklenmesidir. Bunun nedeni, imanın insana akıl, inkarın ise akılsızlık getirmesidir. İmanlı, yani akıllı olan insan, Allah (cc)'ın yüceliğinin ve büyüklüğünün farkında olan, Allah (cc)'ı gereği gibi takdir edebilen bir insandır. Kendisini Allah (cc)'ın yarattığını, Allah (cc)'ın hayatta tuttuğunu, Allah (cc)'ın nimetlendirdiğini, ve dolayısıyla Allah (cc)'a karşı aciz bir kul olduğunu bilmektedir. Aklını kullanan insan, her şeyde, Allah (cc)'ın gücünü ve kendi aczini görecektir. Allah (cc)'ın takdir ettiği bir süre boyunca yaşadığını ve sonra tekrar O'na döndürüleceğini bilir. Dolayısıyla, böbürlenmesini ve büyüklenmesini gerektirecek hiçbir özelliği yoktur. Büyüklük sahibi olan yalnızca Allah (cc)'tır. Ve o, sadece, kendisine tüm bu nimetleri veren Allah (cc)'a şükretmekle sorumludur.
Müminin Allah (cc)'a karşı boyun eğiciliği, tüm davranışlarına yansır. Yaşamı boyunca daima vakarlı, mütevazi, rahat ve güvenli bir tavır sergiler. Nimetleri yalnızca Allah (cc)'ın vereceğini, zorluklardan ancak Allah (cc)'ın kurtaracağını bilmekte ve O'na tevekkül etmektedir.
Kibir ise, insana boş bir büyüklenme ve gurur duygusu getirir. Kibirli insanlar, Allah (cc)'ı gereği gibi takdir edemedikleri, Allah (cc)'ın kudretini gereği gibi kavrayamadıkları için, sahip oldukları nimetlerin tümünün Allah (cc)'a ait olduğunu anlayamazlar. Sahip oldukları nimetler nedeniyle böbürlenirken, bir yandan da sahip olmadıkları şeyler nedeniyle komplekse kapılırlar. Allah (cc)'a teslimiyet, tevekkül ve kanaatkarlık gibi kavramlardan uzak olduklarından, sürekli olarak Kuran'a uygun olmayan bir tavır içinde olurlar. Kuran'da, böyle insanların durumu şu şekilde bildirilir:
Şüphesiz, kendilerine gelmiş bulunan hiçbir delil olmaksızın, Allah'ın ayetleri konusunda mücadele edenlere gelince; onların göğüslerinde kendisine ulaşamayacakları bir büyüklük (isteğin)den başkası yoktur. Artık sen Allah'a sığın. Şüphesiz O hakkıyla işiten, hakkıyla görendir. (Mümin Suresi, 56)
İnsan hiçbir zaman, zayıf bir varlık olduğunu, Allah (cc)'ın kulu olduğunu ve daima Allah (cc)'a muhtaç olduğunu unutmamalıdır. Bunu unutmadığı sürece, dünyada ve ahirette huzurlu ve güzel bir hayat yaşayacak ve Allah (cc)'ın kendisine sunduğu nimetlerden daha fazla zevk alacaktır. Kim Allah (cc)'a kul olursa, Rabbimiz o kişiye tüm yolları açar. Ahirette bu insanlar, cennet nimetiyle ödüllendirileceklerdir:
İşte ahiret yurdu; Biz onu, yeryüzünde büyüklenmeyenlere ve bozgunculuk yapmak istemeyenlere (armağan) kılarız. (Güzel) Sonuç takva sahiplerinindir. (Kasas Suresi, 83)