(Adnan Oktar'ın 6 Aralık 2010 tarihli Kahramanmaraş Aksu TV'deki röportajından)
ADNAN OKTAR: Ahzab Suresi, açtığımda orası geldi. “Ey Peygamber, gerçekten Biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.” Cenab-ı Allah hangi gelişmelerle gönderdiğini Peygamberimiz (sav)’e söylüyor. Şeytandan Allah’a sığınırım. Bak “Biz seni bir şahid”, her olaya, insanlara her şeye şahid oluyor, Peygamberimiz (sav). “Ve bir müjde verici”, Müslüman ne yapacak? Müjde verecek. İttihad-ı İslam müjdesi verecek, Müslümanların birleşmesi, güzel günlerin müjdesini verecek, cennet müjdesi verecek, Allah sevgisi müjdesi verecek, sevinç müjdelerinin önü arkası olmayacak ve bu müjdeleri de bizzat Müslümanlar kendileri, bir bir görecek. Mesela biz şimdi İttihad-ı İslam müjdesi veriyoruz. Bunu Müslümanlar görecekler. Mehdi (a.s)’ı görme müjdesi veriyorum, bunu görecekler. İsa Mesih’i görme müjdesi veriyorum, bunu görecekler. İslam ahlakı bütün dünyayı aydınlatacak. Her yere nurunu saracak bunu görecekler. Barış ve kardeşlik her yere hakim olacak, her yere nurunu saracak bunu görecekler. Bu müjdelerin verilmesi Müslümanlığın şartıdır. Kuran’ın hükmüdür, inşaAllah. “Ve bir uyarıcı”, işte aman anarşiye girmeyin, teröre girmeyin, dalalete girmeyin. Darwinizm, materyalizm bir aldatmacadır, bir oyundur. Bunlara karşı insanları uyarıyoruz, inşaAllah. “Uyarıcı olarak gönderdik” ebcedi 1997. Şeddeli 2034 tarihini veriyor. Her ikisi de net Mehdiyet’in tarihi. Bak ikisi de 1997 Mehdiyet’in önemli bir devridir ki, 97’lerde biliyorsunuz 28 Şubat oldu, değil mi?