Her yaz mevsiminin sonuna doğru ortaya çıkan ağustos böcekleri türlerinin devamını sağlayabilmek için şaşırtıcı bir yöntem kullanırlar. Erkekler sürekli gürültü çıkararak dişilerin dikkatini çekmeye çalışırlar. Böylece 3 haftalık kısa yaşam süreleri içinde olabildiğince çok çiftleşebilmeleri mümkün olur.
Çiftleşmeden sonra dişiler ağaç gövdelerine ve ince dallara yarıklar açarak yumurtalarını bırakırlar. Bir süre sonra yumurtadan çıkan yavrular yere düşer düşmez hızlıca toprağın alt kısımlarına kendilerini gömerler. Larva halindeki böcekler yer altında uzun yıllar kalarak kendilerini sellerden ve su baskınlarından koruyacak yuvalar inşa ederler. Bu yuvaların inşasında özel malzeme olarak kendi dışkılarını kullanırlar.
Yer altındaki yuvalarında yıllar boyunca ağaç köklerini emerek sağ kalırlar. Bu dönemden sonra ani bir mucize gerçekleşir. Yıllarca toprak altında kalan yavruların hepsi aynı anda topraktan yüzeye doğru çıkarlar.
Ancak burada çok daha dikkat çekici bir durum vardır. Hep aynı anda yer yüzeyine çıkan ağustos böcekleri bunu doğumlarını takip eden sadece asal sayılı yıllarda yaparlar. (11, 13, 17, 19 yılları gibi)
Bu matematiksel zamanlamanın sebebinin diğer birçok canlıda olan çift sayılı çiftleşme döngülerine rastlamamak, böylece olası avcı potansiyeline denk gelmemek için olduğu tahmin edilmektedir. Çünkü ağustos böceklerinin hepsi aynı anda ve tek gecede topraktan çıkar. Eğer bunu diğer canlıların çift sayılı yaşam döngülerinde veya rastgele günlerde yapmış olsalardı diğer canlılara yem olur ve nesilleri büyük tehlike altında olurdu. Böylelikle ağustos böcekleri daha büyük bir asal sayıda döngü yaparak, ihtimal sayısını en düşük seviyeye çekmektedirler. (Bu durumda her 85 yılda bir olmaktadır) Böylece; bu asal sayı döngüsüyle türlerinin devamı için mükemmel bir zamanlama yakalamış olurlar.
Eğer evrenin tesadüfen meydana geldiğini savunan evrimci mantıkla düşünülecek olunursa, ağustos böceklerinin rastgele zamanlarda ortaya çıkması ve sürekli olarak diğer canlılara yem olmaları gerekirdi. Fakat böyle olmamaktadır. Trilyonlarca ağustos böceği matematiksel bir hesaplamayla dünyanın her yerinde aynı anda ve topluca ortaya çıkmaktadır.
Ağustos böcekleri adeta matematik hesaplama yapmayı bilir gibi hareket etmektedirler. Peki, hiçbir aklı olmayan küçücük bir böcek ancak insanın kavrayabileceği böyle bir matematik bilgisine nasıl sahip olabilir? Trilyonlarca ağustos böceği nasıl hep birden ve aynı anda yeryüzüne çıkabilir? Kendi aralarındaki bu muazzam iletişimi sağlamaları nasıl mümkün olabilir?
Şüphesiz ki ağustos böceğine ve diğer bütün canlılara yapacaklarını ilham eden ve onları yaratan Yüce Allah’tır. Rabbimiz ayetlerde şöyle buyurmaktadır:
“Göklerde ve yerde bulunanlar O'nundur; hepsi O'na gönülden boyun eğmiş bulunuyorlar. Yaratmayı başlatan, sonra onu iade edecek olan O'dur; bu O'na göre pek kolaydır. Göklerde ve yerde en yüce misal O'nundur. O, güçlü ve üstün olandır, hüküm ve hikmet sahibidir. (Rum suresi, 26-27)”