Azerbaycan Nova Vremya, 6 Ekim 2008 Adnan Oktar: Ben onu on yıl önce kitabımda yazmıştım. On yıl önce iddia edilen Ergenekon örgütünü anlatmıştım. Mesela Turgut Özal’a suikast düzenledi iddia edilen Ergenekon. Süleyman Demirel’e suikast düzenlediler, ikisi de cumhurbaşkanı. Sayın Süleyman Demirel’e konuşma yaparken suikast yapılmıştı. Yine Sayın Turgut Özal’a da konuşma yaparken suikast yapılmıştı iddia edilen Ergenekon örgütü. Nihat Erim başbakan, iddia edilen Ergenekon örgütü öldürdü. Birçok bakanımızı öldürdü iddia edilen Ergenekon örgütü. Adnan Menderes’in asılmasını organize ettiler. Yani sel gibi kan akıttılar. Ama genellikle hükümetler çekindiler iddia edilen Ergenekon’un gücünden ve imkanından. Ama Darwinizm konusunda yenilince iddia edilen Ergenekon, yani fikren ve inanç olarak yenilince bütün uzantılarında bir güç kaybı meydana geldi. Kendilerine saygıları kalmadı, kendilerine öz güvenlerini kaybettiler. Özellikle Fransa bunların kalesiydi, Fransa’da Darwinizm’i yerle bir etmek, İtalya’da, Almanya’da, İngiltere’de her yerde yerle bir edince bunların ateizme olan inançları kalmadı. Bu sefer ortada kaldılar. Şu an dikkat edin hepsi gücünü kaybetmiş vaziyette yani fikri güçleri yok. Yani artık eskisi gibi yazarlarının bir gücü yok, savunanlarının bir gücü yok, şoka girmiş durumdalar fikren yenildikleri için. Fikren yenilme çok önemlidir. Fikren yenilince devletin onlara karşı müdahalesi de çok kolay olmuş oldu. Adnan Oktar: ... Bir de bunların kadroları var, elemanları var. Bunlar çok teknik çalışıyorlar. Daha önce yaptıklarında da öyle. Jandarma Kumandanımız çok takva, çok derin imanlı, çok mübarek, muhterem bir insandı Eşref Bitlis. Bakın hedefi nasıl tespit ediyorlar. Ve çok teknik çalıştıkları için geriye iz bırakmıyorlar genelde. İz aramaya gerek yok çünkü bu kadar helikopter uçuyor kimseye bir şey olmuyor da niçin Muhsin Başkana tam rast geliyor bu. Ve bir hafta öncesinden dendi bak. Suikast yapılacak, bir lidere suikast yapılacak dendi. Biz de dedik ki bağırdık buralardan “liderlerde yiğitlik aramayın yani kahramanlık aramayın, halkın arasına teşvik etmeyin, halkın arasına girmesi için teşvik etmeyin. Halkımız tamam muhteremdir, mübarektir ama içlerine kahpe girebilir. Camdan dedim, şık olarak kurşun geçirmez siperler meydana getirin, onların içinde konuşma yapsınlar dedim. Bu kahpelerin oyununa gelmeyelim dedim. Daha lafımız bitmeden bu kahpeliği yaptılar adamlar. Daha sözümüz bitmeden. Ama olacak olur. Kader neyse o olur. Bundan sonra o aşkla, o şevkle biz inşaAllah Türk-İslam Birliği oluştuğunda onun mezarının başında böyle tekbirlerle, dualarla ona, şehidimize bu müjdeyi vereceğiz inşaAllah. Onların dünyayla bağlantıları Allah katında oluyor, değişik durumlar oluyor. Ama yani ne olup bittiğini Allah onlara bildirir. Öyle söyleyeyim inşaAllah.
Adnan Oktar: Her nerde olurlarsa olsun, enselerinden yakalanmaları gerekiyor. Şu akla bak, yani başbakanlar şehit ettiler. Milletvekillerini şehit ettiler. Gün Sazak rahmetli, Türk milliyetçisi idi şehit ettiler. Nihat Erin, başbakandı şehit ettiler. Generaller Eşref Bitlis namazında niyazında nur gibi insandı, onu da şehit ettiler. Gaffar Okkan, son derece temiz delikanlı, dindar tertemiz bir insandı, nerede munis efendi, dindar, vatanını seven bir insan varsa gidip onun üzerine gidiyorlar. Ve mutlaka, mesela Uğur Mumcu son derece dürüst bir insandı, Muhsin Yazıcıoğlu mübarek şehidimiz. Böyle bir kahpe örgütlenme, böyle kansız bir örgütlenme bir de kabadayılık yapıyorlar ama ucuz kabadayılık yani zarfın içine mermi koyup gönderiyor, bilmem ne. Sulu ve cıvık çok kahpece hareketler, çok gıcık hareketler yani fakat en çok şımardıkları nokta, yargı içerisindeki adamlarına güveniyorlar. Aman aman aman yani ne bilgi varsa vatandaşlar göndersinler ve bu konuda da çok titiz davranılması lazım, yani işte yargı mensubudur biz giremeyiz, dinleyemeyiz; olmaz kanunlar değişsin gerekirse, dinlenecek. Yani polis takibi olacak dinlenecek, teknik takipte olacak biz nasıl dinleniyorsak, nasıl takip ediliyorsak, nasıl bizim evimize ellerini kollarını sallayarak geliyorsa o aslanlar, onları da izleyecekler. Böyle şey yok. Yani birinci sınıf Müslüman, ikinci sınıf vatandaş öyle bir şey yok ki, bütün Türkiye’de ki vatandaşlar birinci sınıftır, hepsi de eşittir, hepsi eşit muameleye tabi olacaktır. Yani hukuk hepsine uygulanacaktır, ben hakimim ben yargıtay üyesiyim bana dokunmayın olmaz. Değil mi? |