Cumhuriyet Bilim Teknik (CBT) dergisinin 14 Eylül 2004 tarihli sayısında, "İnsanı insan yapan kalıtım özelliği" başlıklı bir haber yayınlandı. Haberde, insanı insan yapan özellikleri DNA’sındaki tekrarlı dizilimlerde arayan Achilles Dugaiczyk"in spekülasyonu aktarılıyordu. İnsanda, diğer primatlarda bulunmayan ve yaklaşık 2.200 adet tekrarlayan dizilimin saptanmış olduğuna dikkat çekilen yazıda, Dugaiczyk’in "DNA tekrarlarındaki önemli artış ve genetik şifremiz üzerinde buna bağlı yapılaşmalar bizi insan yapan anahtar olabilir" şeklindeki spekülasyonuna yer veriliyordu.
Ancak DNA’nın akıl ürettiği yönündeki materyalist bakış açısı, hiçbir bilimsel dayanağa sahip değildir. Nitekim Anthony P. Monaco, Nature dergisinde yayınlanan bir kitap değerlendirmesinde bunu açıkça itiraf etmiştir. Psikolog Gary Marcus’un The Birth of the Mind: How a Tiny Number of Genes Creates the Complexities of Human Thought isimli kitabının değerlendirmesini yapan Monaco, söz konusu yazısında şunları ifade etmiştir:
"Bu kitap gösteriyor ki genler beyinleri inşa ediyor ve beyinler esnek olacak ve öğrenecek şekilde bir tasarıma sahipler ancak genlerden akla sıçrayış direk bir atlayış değil. [Genlerin nasıl akıl ürettiği sorusu] henüz cevaplanabilmiş bir soru değil ve cevabın nereden geleceği tam olarak açık da değil. (1)
İnsan aklını tekrarlı DNA dizilimlerinde aramanın hem çaresiz hem de akıl dışı bir çaba olduğu ortadadır. DNA, karbon, şeker ve azot gibi moleküllerin meydana getirdiği nükleotidlerden meydana gelen büyük bir moleküldür. İnsanı insan yapan özelliklerin; aklının, duygu ve düşüncelerinin kaynağının böyle bir molekül olamayacağı açıktır. Bu moleküller nihayet, bir çekirdek etrafında dönen elektronların oluşturduğu atomlardan meydana gelmektedir. Atomların ise düşünme, bilme ve hissetme kapasitelerine sahip olmadıkları apaçık bir gerçektir.
Bir ayna karşısında kendisini izleyen, hisseden bir insanın, moleküllere bakan moleküllere indirgenemeyeceği açıktır. İnsan bilinçli, irade sahibi, düşünebilen, konuşabilen, akledebilen, karar verebilen, muhakeme yapabilen bir varlıktır. Bütün bu özellikler de onun sahip olduğu "Ruh"unun işlevleridir. Kuşkusuz, insanı insan yapan şuursuz moleküller değil, Allah’ın üflediği ruhtur. Allah Kuran’da şöyle buyurmaktadır:
Sonra onu "düzeltip bir biçime soktu" ve ona ruhundan üfledi. Sizin için de kulak, gözler ve gönüller var etti. Ne az şükrediyorsunuz? (Secde Suresi, 9)
CBT yetkililerini, bilim dışı materyalizm propagandasına son vermeye ve insanın kökeninin yaratılış olduğunu kabullenmeye davet ediyoruz.
Not: Söz konusu CBT haberinde, insanların şempanzelerle %98 oranında benzer olduğu iddia edilmekte ayrıca DNA’nın tekrarlayan bölgeleri Junk DNA (Boş DNA) olarak adlandırılmaktadır. Şempanzelerin insana genetik olarak bu oranda benzer olduğu, kısmi DNA parçalarından yapılan genellemelere dayanmaktadır. Ayrıca böyle bir benzerlik gerçekten bulunsa dahi bu, evrim teorisine bir kanıt oluşturmamaktadır. Junk DNA iddiası ise fonksiyonu bilinmeyen DNA bölgelerinin evrimsel bir sürecin atığı olarak yorumlanmasına yani evrimci ön yargılara dayanmaktadır. Ancak daha sonradan, söz konusu DNA parçalarının fonksiyonları birer birer ortaya çıkarılmıştır.
Bu konularda daha fazla bilgiyi şu linkleri tıklayarak edinebilirsiniz:
http://www.netcevap.net/morrisgoodman.html
http://www.netcevap.net/nature040527.html
http://www.harunyahya.org/evrim/birzamanlar/birzamanlar09.html