|
20 yıl, 30 yıl, 40 yıl önceki bayat bilgileri yeni bilgiler gibi tazeleyip halkımızın önüne sunmak doğru değildir. Genetik bilimi, DNA gibi muhteşem bir molekülün içinde 1 milyon ansiklopedi sayfası kadar bilgi olduğunu ortaya çıkarmıştır. Yani insan bedeninde yüzlerce trilyon sayfalık bir kütüphane vardır. Hücrenin içine mikrokod sistemi ile işlenmiş bu bilgi Darwinizm’i tam anlamıyla çökertmektedir.
Bu kütüphanedeki bilgilerin benzeri yüz trilyonlarca bilgi insan bedeninde mikro kodlanmış olarak mevcuttur. |
Tek bir kromozomda 1 milyon sayfalık bilgi vardır. Bir insan hücresinde ise 46 kromozom bulunur. 100 trilyon hücreden oluşan insan bedeninde yüz trilyonlarca bilgi mikrokod sistemi ile kodlanmıştır. Bu olağanüstü yapının tesadüflerle açıklanması elbette imkansızdır. |
|
Gerçekleşen çalışmalar, insan ve şempanzelerde ortak olarak tanımlanan genlerin bile ciddi farklar içerdiklerini, amino asit dizilimleri farklı olan genlerin şempanzelerde, insandan farklı işlevler üstlendiklerini göstermiştir. Dolayısıyla insan-şempanze genom benzerliği üzerindeki tüm iddialar yalnızca birer spekülasyondur, gerçekleri yansıtmamaktadır. Canlılarda elbette genetik benzerlikler olması doğaldır. Canlıların genetik yapısı benzer malzemelerden oluşmakta, canlılar yaşamak için aynı malzemeleri tüketmekte, aynı ortamı paylaşmaktadırlar. Nitekim insanın genleri, belli oranlarda başka birçok canlıyla benzeşir. Örneğin insan ve nematod solucanlarının genleri arasında %75 benzerlik vardır ama bu durum insanın %75 solucan olduğunu göstermez. Muz ve insan arasında da %50 benzerlik vardır ama bu benzerlik de insanın %50 muz olduğunu göstermemektedir. İki canlı arasında aynı genler bulunsa bile bunların dizilim farklılığı nedeniyle tamamen farklı şekilde çalıştıkları bilinmektedir. Tıpkı şempanzede olduğu gibi. Muzdaki benzer genlerin nasıl insandaki gibi çalıştığı iddia edilemezse, şempanzede, kanguruda veya nematod solucanlarında da böyle bir şey iddia edilemez. İnsanı insan, kanguruyu kanguru, muzu da muz yapan genler, o canlılara ait olarak yaratılmış olan özgün genlerdir ve bu Rabbimiz’in üstün ve benzersiz yaratışına önemli birer delildirler. Darwinistlerin genler üzerinde spekülasyon yaparken, öncelikle muhteşem komplekslikteki genlerin açıklamasını yapabiliyor olmaları gerekmektedir. Fakat Darwinistlerin genlerin oluşumu hakkında getirebildikleri tek bir açıklama bile yoktur. Tek bir DNA sarmalı, içerdiği 1 milyon ansiklopedi sayfasını kapsayan bilgi ile tüm evrimci iddialara meydan okumaktadır. Tek bir DNA sarmalındaki bu bilgi, dünyanın en büyük ansiklopedisi olan Britannica Ansiklopedisi’ndeki bilgilerin tam 40 katıdır. Bu olağanüstü bilgi her bir hücrede 23 kere, 100 trilyon hücrelik bir insan bedeninde ise trilyonlarca kere tekrar etmektedir. Her gün, 24 saat boyunca, hiç durmadan, her saniyede insanın gen bilgilerinden bir tanesi okunacak olsa, bu işlemin tamamlanması için 100 yıl geçmesi gerekir. DNA'daki bilginin kitap haline getirildiğini varsaydığımızda ise, bu kitapları üst üste koyduğumuz takdirde, kitapların yüksekliği 70 metreye erişecektir. Yapılan tespitlere göre, bu dev ansiklopedi yaklaşık 3 milyar farklı "konu"da bilgiye sahiptir. Eğer DNA'daki bilgileri kağıt üzerine yazılı hale getirseydik, kağıtların uzunluğu Kuzey Kutbu'ndan Ekvator'a kadar uzanacaktır. DNA, muhteşem kompleks yapısı ve içerdiği bu olağanüstü bilgiyle, tek başına, evrim teorisini çürüten muhteşem bir delildir. Bu üstün eser ve içindeki olağanüstü bilgi, Yüce Rabbimiz’in muhteşem bir sanatıdır. Yüce Allah bir ayetinde şöyle buyurmaktadır:
|