Sayın Aydın Doğan, Türk halkı artık yalana inanmıyor

50628



İnsan, genetik olarak solucanlara, muza, hatta patatese de benzemektedir. Genetik benzerliklerin evrime delil gösterilmeye çalışılması yalnızca insanları aldatmaya yönelik beyhude bir çabadır.

Sayın Aydın Doğan,
 
İsterseniz tüm Türk halkına sorun: Halkımızın %90’ı Darwin’e inanmıyor. Bu yüzden size bağlı yayın organlarında Darwinizm’le ilgili aldatıcı haber çıkarılmasına lütfen izin vermeyin.
 
Türk halkı, “atalarımız şempanzeydi”, “atalarımız kanguruydu”, “atalarımız mikroptu” safsatalarına artık gülüp geçiyor. Onları bu yalanlarla aldatmaya çalışmak yakışık almamaktadır.
 
Darwin döneminin, 1900’lü yılların köhne bilim anlayışı ile yapılan aldatmacalar, bugün geçerliliğini yitirmiştir. Elektron mikroskobunun olmadığı, günümüz bilim adamları tarafından New York şehrinden daha kompleks olarak nitelendirilen “hücre”nin yalnızca içi su dolu baloncuk zannedildiği bir dönemin cahil bilim anlayışını bugüne uyarlayarak insanlarımızı aldatmaya çalışmak büyük bir hatadır.

20 yıl, 30 yıl, 40 yıl önceki bayat bilgileri yeni bilgiler gibi tazeleyip halkımızın önüne sunmak doğru değildir. Genetik bilimi, DNA gibi muhteşem bir molekülün içinde 1 milyon ansiklopedi sayfası kadar bilgi olduğunu ortaya çıkarmıştır. Yani insan bedeninde yüzlerce trilyon sayfalık bir kütüphane vardır. Hücrenin içine mikrokod sistemi ile işlenmiş bu bilgi Darwinizm’i tam anlamıyla çökertmektedir.

 Bu muhteşem bilgi ile karşılaşan İnsan Genomu Projesi direktörü ve İnsan Genomu Araştırma Merkezi başkanı eski ateist olan tıp doktoru Francis Collins, DNA’daki kompleksliği ve zerafeti gördükten sonra Allah’a iman ettiğini açıklamıştır. Collins, DNA’daki üstün yaratılışı Allah’ın mucizesi olarak tanımlamış, insan genomunu inceledikçe Allah’a daha fazla yaklaştığını ifade etmiştir.
 
İnsanın ve diğer canlıların genom yapıları üzerinde yapılan yeni keşifler, “ortak ata” safsatasının geçersizliğini net bilimsel delillerle ortaya çıkarmıştır. Henüz küçük bir kısmı çözülen şempanze genomu üzerinde yapılan çalışmalar arttıkça, insan ve şempanze arasındaki sahte benzerlik iddiasının büyük bir yalan olduğu ortaya çıkmıştır. “Kanguru atamızdı”, “fareden geldik” iddiaları, işte bu yenilginin ve bu hayal kırıklığının örtbas edilmesi için ortaya atılmış sahte iddialardır.
 

Bu kütüphanedeki bilgilerin benzeri yüz trilyonlarca bilgi insan bedeninde mikro kodlanmış olarak mevcuttur.

Tek bir kromozomda 1 milyon sayfalık bilgi vardır. Bir insan hücresinde ise 46 kromozom bulunur. 100 trilyon hücreden oluşan insan bedeninde yüz trilyonlarca bilgi mikrokod sistemi ile kodlanmıştır. Bu olağanüstü yapının tesadüflerle açıklanması elbette imkansızdır.


İnsan Genom Projesi direktörü Francis Collins, bir ateistken, DNA'daki muhteşem bilgi karşısında Allah'a iman ettiğini açıklamıştır.

İnsan her zaman insan, kanguru her zaman kanguru, maymun her zaman maymundur. Canlılar hiçbir değişime uğramamışlardır, milyonlarca yıl önce de bugünkü görünümlerindedirler. Fosiller bu gerçeği ispat etmiştir. Türkiye’de yapılan fosil sergilerinde bu gerçeği insanlarımız tüm açıklığıyla görmüşlerdir.
Artık halkımız evrim teorisine inanmamaktadır. Halkımız, Darwinizm’in büyük bir safsata ve sahtekarlık olduğunu bilmektedir. Artık Türk halkı aldatılamamaktadır. Çocukça izahlar ve masallarla aldatma dönemi çoktan geçmiştir.
Türk milleti, tüm varlıkları Allah’ın yarattığına inanmaktadır. Yaratılmış tüm delillerin, muhteşem yapısıyla DNA’nın, genlerin ve hücrenin, canlılardaki muhteşem sanatın üstün Yaratıcı’mız Allah’ın eseri olduğunu bilmekte, bu gerçeği açıkça görmektedirler. Bu yüzden, 40 yıl öncesinin köhne Darwinist aldatmacaların halkımız üzerinde bir etkisi olmayacaktır.
 
İşte bu sebeple, yayın organlarınızda artık lütfen doğru olmayan haberlerin çıkmasına izin vermeyin. Yıkılmış bir teoriyi savunmak uğruna, halkımızın aldatılmaya çalışılmasına müsade etmeyin. Sizin gibi bir Anadolu evladına bu yakışmamaktadır.
 
Artık tüm dünyanın kabul ettiği gerçeği, Darwinizm’in çöktüğü gerçeğinin yayın organlarınızca kabul edilmesini sağlayın. Evrim teorisi bugün, biyoloji, mikrobiyoloji, genetik, paleontoloji, biyokimya gibi tüm bilim dallarının bilimsel bulgularla yıkıma uğrattığı bir teoridir. Bunu bütün dünya bilirken böyle bir şey yokmuş gibi davranmak doğru, dürüst gazetecilikle bağdaşmamaktadır.
 
Saygılarımızla,
 
  

Tek bir DNA'daki bilgi, Britannica Ansiklopedisi'ndeki bilginin 40 katı kadardır. Bu muhteşem bilginin tesadüfen oluşması imkansızdır.

Darwinistler uzunca bir zaman, şempanze ile insan genomları arasındaki sözde %99.4’lük benzerlik olduğu iddiasını önemli bir spekülasyon malzemesi olarak kullanmışlardır. Öyle ki, insanlara, şempanze genom çalışmalarının daha henüz başlangıç aşamasında olduğu, söz konusu benzerliğin insan genomunun yalnızca binde 3’ü üzerinde yapılan bir karşılaştırmaya dayandığı söylenmemiştir. Şempanze DNA’sından alınıp incelenen gen sayısı 97 ile sınırlıdır. Bu, insan genomunda bulunduğu bilinen en az 30.000 genin sadece %0.3’üdür (binde üç). Bu, binlerce sayfası olan bir kitabın yalnızca üç paragrafını okumak gibi bir şeydir. Şempanze genomu projesi genişledikçe, insan ve şempanze genomları arasındaki fark ciddi şekilde artmaya başlamış, daha önce iddia edilen %99.4’lük benzerlik oranı bir evrimcinin sözleriyle “üzüntü verici derecede hatalı” olarak tanımlanmıştır.
 
Gerçekleşen çalışmalar, insan ve şempanzelerde ortak olarak tanımlanan genlerin bile ciddi farklar içerdiklerini, amino asit dizilimleri farklı olan genlerin şempanzelerde, insandan farklı işlevler üstlendiklerini göstermiştir. Dolayısıyla insan-şempanze genom benzerliği üzerindeki tüm iddialar yalnızca birer spekülasyondur, gerçekleri yansıtmamaktadır.
 
Canlılarda elbette genetik benzerlikler olması doğaldır. Canlıların genetik yapısı benzer malzemelerden oluşmakta, canlılar yaşamak için aynı malzemeleri tüketmekte, aynı ortamı paylaşmaktadırlar. Nitekim insanın genleri, belli oranlarda başka birçok canlıyla benzeşir. Örneğin insan ve nematod solucanlarının genleri arasında %75 benzerlik vardır ama bu durum insanın %75 solucan olduğunu göstermez. Muz ve insan arasında da %50 benzerlik vardır ama bu benzerlik de insanın %50 muz olduğunu göstermemektedir. İki canlı arasında aynı genler bulunsa bile bunların dizilim farklılığı nedeniyle tamamen farklı şekilde çalıştıkları bilinmektedir. Tıpkı şempanzede olduğu gibi. Muzdaki benzer genlerin nasıl insandaki gibi çalıştığı iddia edilemezse, şempanzede, kanguruda veya nematod solucanlarında da böyle bir şey iddia edilemez. İnsanı insan, kanguruyu kanguru, muzu da muz yapan genler, o canlılara ait olarak yaratılmış olan özgün genlerdir ve bu Rabbimiz’in üstün ve benzersiz yaratışına önemli birer delildirler.
 
Darwinistlerin genler üzerinde spekülasyon yaparken, öncelikle muhteşem komplekslikteki genlerin açıklamasını yapabiliyor olmaları gerekmektedir. Fakat Darwinistlerin genlerin oluşumu hakkında getirebildikleri tek bir açıklama bile yoktur. Tek bir DNA sarmalı, içerdiği 1 milyon ansiklopedi sayfasını kapsayan bilgi ile tüm evrimci iddialara meydan okumaktadır. Tek bir DNA sarmalındaki bu bilgi, dünyanın en büyük ansiklopedisi olan Britannica Ansiklopedisi’ndeki bilgilerin tam 40 katıdır. Bu olağanüstü bilgi her bir hücrede 23 kere, 100 trilyon hücrelik bir insan bedeninde ise trilyonlarca kere tekrar etmektedir. Her gün, 24 saat boyunca, hiç durmadan, her saniyede insanın gen bilgilerinden bir tanesi okunacak olsa, bu işlemin tamamlanması için 100 yıl geçmesi gerekir. DNA'daki bilginin kitap haline getirildiğini varsaydığımızda ise, bu kitapları üst üste koyduğumuz takdirde, kitapların yüksekliği 70 metreye erişecektir. Yapılan tespitlere göre, bu dev ansiklopedi yaklaşık 3 milyar farklı "konu"da bilgiye sahiptir. Eğer DNA'daki bilgileri kağıt üzerine yazılı hale getirseydik, kağıtların uzunluğu Kuzey Kutbu'ndan Ekvator'a kadar uzanacaktır.
 
DNA, muhteşem kompleks yapısı ve içerdiği bu olağanüstü bilgiyle, tek başına, evrim teorisini çürüten muhteşem bir delildir. Bu üstün eser ve içindeki olağanüstü bilgi, Yüce Rabbimiz’in muhteşem bir sanatıdır. Yüce Allah bir ayetinde şöyle buyurmaktadır:
 
Onu istediğimizde herhangi bir şey için sözümüz, ona yalnızca "Ol" demekten ibarettir; o da hemen oluverir. (Nahl Suresi, 40)

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo
İNDİRMELER