Bünyesinde 70 binden fazla çalışanı var,
ABD'de en çok indirilen 10 mobil uygulamasının beşinin sahibi,
Halka arzı sırasında 85 dolardan işlem gören hisseleri 600 dolara kadar yükseldi,
Mobil ve dijital reklam gelirlerinde en çok pay hak eden şirket,
2017 yılında mobil kısımdan elde edeceği gelirin 50 milyar doları bulması bekleniyor.
Bu bilgiler dünyanın önde gelen teknoloji firmalarından birisi olan Google’a ait. Pek çok ülkede şubesi var ve internet üzerindeki ürünleri ticari değerinin ötesinde bir anlam taşıyor. Google, bugün çeşitli şekillerde tüm dünyayı değiştirebilecek kadar büyük bir etki yaratıyor. Bu özelliği ile artık sadece bir teknoloji ülkesi olarak kalmıyor aynı zamanda küresel bir aktör olarak da kabul görüyor.
Uluslararası ilişkiler sektörünün üzerinde en çok durduğu konulardan birisi “aktör” kavramıdır. Uluslararası ilişkilerde bağımsız karar alabilme ve bağımsız hareket edebilme kabiliyetine sahip birimlere aktör denmektedir. Devletler, bireyler, ulusal baskı ve çıkar gurupları, uluslararası örgütler, ulus üstü örgütler uluslararası ilişkilerin en bilindik aktörleridir. Farklı tiplerde ve organizasyonlarda olmalarına karşın tüm aktörlerin ortak noktası ise diğer aktörlere etki edebilme özelliklerinin olmasıdır. Google da, tıpkı General Motors, IBM, Exxon-Mobil, Shell, Unilever ve Microsoft gibi küresel aktörlerden birisi olarak kabul ediliyor.
Google, sadece bir arama motorundan ibaret değil, farklı alanlarda çok sayıda servis ile hizmet veriyor. Google internet sitelerine ait istatistikleri incelemede Google Analytics, ücretsiz çevrim içi posta uygulaması Gmail, belge düzenleme paketi Google Docs, farklı dillerdeki insanların iletişimini sağlayan Google Çeviri, internet tarayıcısı Google Chrome, sosyal medya ağları Youtube ve Google plus, dünyayı 3 boyutlu görüntüleyen Google Earth ile yeryüzündeki çok geniş bir kitleye çok çeşitli imkanlar sunuyor.
Google bir teknoloji firması ama servislerinin yol açtığı bir sosyal boyutu da var. Örneğin Google Earth ile bir şehirdeki ormanlık alanı gözlemleyebilir ve geçen zamanla şehirleşme nedeniyle ormanın ne kadarının tahrip edildiğini ölçebilirsiniz; veya bir ülkenin güvenlik kuvvetleri ile halk arasındaki çatışmayı canlı olarak izleyebilirsiniz. Üstelik paylaşılan bilgiler, belgeler ve videolar için yapılan yorumlar bir anda kitleleri yorumcu haline getirebilir, yeni toplumsal hareketleri organize edebilir.
Günümüzde online verilerin kolayca ve hızlıca ulaşılabilir olması, vatandaşların ve devlet dışı aktörlerin güç kazanmasına yol açıyor. Ulusal hükümetler, uluslararası bürokratlar ve geleneksel siyasal elitler aleyhine küresel sivil toplumu güçlendiriyor.
Daha düne kadar ülkelerin ana haber kaynakları hükümetlerdi. Dolayısıyla, hükümetler kendilerine hangi bilgiyi sunarsa ajanslar sadece onları kamuoyuna sunabiliyorlardı. Bugün siber çağda ise insanlar, haber ve bilgiye hükümetlere rakip olacak kalitede, hızda ve miktarda sahip oluyorlar. Bu sayede STK’lar, düşünce kuruluşları ve çeşitli çıkar grupları hükümetlerin uygulamalarını daha çok ve daha etkin sorgulayabiliyorlar. Çevre, küresel yoksulluk, kamu sağlığı, kişisel haklar ve özgürlükler gibi uzmanlık konularında hükümet dışı kuruluşlar artık çok daha etkili.
Bu anlamda Google’ın dünyada demokrasi ve insan haklarına önemli bir katkı sunduğunu söylemek mümkün. Ancak ortaya çıkan görüntü maalesef pespembe değil. Google’un aracılık ettiği bilgi çeşitliliği aynı zamanda önemli bir eleştiri konusu. İnternet kalite kontrolün olmadığı bir mecra. Dileyen dilediği bilgiyi düzenleyip tüm dünyaya sunabiliyor. Özellikle siyasi bir konuyu araştırırken Google’ın sunduğu bilginin güvenilirliğini bilmek mümkün değil. Dahası Google’ın sunduğu arama sonuçlarının bir gayeye göre listeleyip listelemediği de anlaşılabilir değil.
Eğer bu özelliği dikkate alınacak olursa Google, siyasal radikalizm, ırkçılık, pornografi ya da dinsel bağnazlığın en büyük dağıtımcısı olduğu bile söylenebilir. Şüphesiz Google da bunun farkında ve gerekli kontrol mekanizmalarını kurma çabası içinde. Ancak internette 1 milyar web sitesinin olduğu düşünülürse bunun pek de kolay olmayacağı açık.
Google bilgi dağıtırken aynı zamanda kullanıcılarının da bilgilerini topluyor. Bu bilgiler kişilerin resimlerinden, siyasal eğilimlerine, yazın nereye gittiklerinden hangi yemekleri sevdiklerine kadar çok çeşitli bilgiler içeriyor. Bu yönüyle Google’ı dünyanın en büyük istihbarat firması olarak düşünmek hiç de yanlış değil. Bu bilgilerin ne kadarı kiminle paylaşılıyor? Bu, günümüzün en önemli sorularından birisi ve maalesef net bir cevabı da yok. İşte bu nedenle birçok ülke kendi arama motorunu, kendi mail servislerini kurarak koruma kalkanı kurma ihtiyacı hissediyor.
Bir diğer eleştiri ise Google’ın yeni nesle etkisi ile ilgili. Bu kişilerin iddialarına göre Google, bilgiden bilgiye atlamayı kolaylaştırıyor. Bu nedenle de gençlerin düşünme ve öğrenme yeteneklerine zarar veriyor ve onların odaklanma yeteneğini yok ediyor.
İnternet dünyası, bir kısım sakıncaları içinde barındırsa da, gerçekte çok önemli gelişmelerin kapısını açabilecek önemli bir dünya. Öyle ki, bugün sosyal medya ve internet ile ulaşılabilen bilgi hazinesi, kitlelerin zihinlerini etkileyecek güce sahip durumda. Bu silahın iyi kullanılması, dünyada önemli dengelerin değişmesine vesile olabilir. Bu önemli kitle gücü, barışın mantığının ve gerekliliğinin yaygınlaşması için kullanılabilir. Nefret kitleleri propaganda ve telkin ile yaratılmıştır; aynı yöntemler sevgi ve dostluğun yaygınlaşması için kullanılabilir. Bunun için sadece internette kullanılan dilin değişmesi dahi kafidir. Google gibi büyük internet platformları bunu sağlayacak güce sahiptir. Günümüzün savaşlarının, katliamlarının, sömürülerinin ve acımasızlığın kaynağı olan propaganda, çok rahat bir şekilde olumlu telkinler için kullanılabilir. Unutulmamalıdır ki, insan ruhu olumlu fikre ve bunu kabullenmeye daha açıktır. Google gibi platformlar, tüm yeteneklerini ve imkanlarını, dünyayı şekillendiren kitleleri değiştirmeye yönlendirmeli; mutlu, özgür ve barış içinde milletler oluşturabilmeli; olumsuz tüm zincirleri kırabilmelidirler.
Adnan Oktar'ın The Pioneer'da (Hindistan) yayınlanan makalesi: