Göz bebeklerimizin loş bir ortama girince hemen büyüyüp, ışığa bakınca aniden küçülmesi… Gözümüze doğru gelen bir nesne karşısında gözlerimizi farkında olmadan kapatmamız… Yanlışlıkla sıcak ütüye dokunduğumuzda elimizi hemen geri çekmemiz… Allah`ın insan vücudunda yarattığı bu mükemmel sistem, bizim kararımız dışında hayatımız boyunca bizi korur.
Düşünmeye bile kalmadan, sürekli ve seri bir biçimde işleyerek vücudumuzu tehdit eden tehlikelerden bizi koruyan reflekslerimiz, devreye girmek için hiç vakit kaybetmezler. Böylece Rabbimiz`in kontrolü altında tuttuğu bu muazzam sistem vesilesiyle, rahat bir yaşam sürdürürüz.
Göz Bebekleri Neden Büyür ve Küçülür?
İris, göze rengini veren ve gözün diyafram görevini üstlenen bir yapıdır. İrisin ortasındaki boşluğa göz bebeği (pupilla) ismi verilir. İrisin en önemli fonksiyonu; göze gelen ışık miktarını -göz bebeğini daraltmak veya genişletmek suretiyle- ayarlamaktır. Örneğin; aydınlık bir ortamda kuvvetli ışık hüzmeleri göze çarpar. Bu esnada hemen iristeki kas lifleri kasılarak göz bebeğinin daralmasını sağlarlar. Güneşe çıktığınızda iris kamaşmayı en aza indirmek için çok hızlı bir biçimde küçülür. Tersine, eğer ışık çok az ise, o zaman bu işle görevli kas lifleri istem dışı çalışarak göz bebeğini genişletir. Böylece göz bebeği büyüyerek retinaya daha fazla ışık girmesini sağlar.
Göz bebeğinin çapının değişikliği, ışık miktarına bağlı olduğu gibi, aynı zamanda kişinin yakın veya uzak objelere bakmasına da bağlıdır. Yakın bir objeye bakıldığında göz bebeğinin çapı iyice küçülürken, tersine uzaktaki bir nesneye bakıldığında çap büyür. Eğer iris böyle bir işleve sahip olmasıydı, sadece belirli bir ışıkta etrafı iyi görebilirdiniz. Biraz daha loş bir ortam zifiri karanlık haline gelir, biraz daha aydınlıkta ise gözleriniz tamamen kamaşırdı. Sistemin diğer bir mucizevi yönü ise bütün bu haberleşme, hesaplama ve fonksiyonların saniyeden daha alt birimlerdeki bir zaman aralığında gerçekleşmesidir.
Göz Kırpma Refleksi Nasıl Bir İşlev Görür?
Görme gibi hassas bir işlevi üstlenen gözlerimiz, dışarıdan gelen zararlı faktörlere oldukça açıktır. Göz; göz kapakları, kirpikler, göz kırpma refleksi ve göz yaşı salgısı gibi unsurlarla bu etkenlere karşı korunur. Örneğin, göz kapaklarının yapısındaki kaslar kırpma refleksi ile kapağın periyodik hareketini sağlar. Böylece göz kapağı dakikada yaklaşık 10-20 kere istemsiz olarak kapanır. Bu refleks mekanizması tehlikelere karşı bir sigorta görevi görür.
Geri Çekilme Refleksinde Hız Hayati Bir Önem Taşır
Refleks dediğimiz ani hareketler, omurilik içindeki devreler aracılığıyla olağanüstü hızlı bir biçimde cereyan ederler. Olağanüstüdürler, çünkü hareket kararı beyinden değil, omurilikten gelir ve oldukça hızlıdır. Uyarıcı beyinde yorumlanmaz yani beyne iletilmez. Bunun nedeni beyne iletilmesi durumunda değerlendirilmeye alınıp, nasıl hareket edileceğine karar verilmesinin vakit kaybına sebep olacak olmasıdır. Yani eğer bu mekanizma beyinden yönetiliyor olsaydı, yanlışlıkla bir sobaya dokunduğumuz zaman, yanma hissini hissetmekle elimizi çekme refleksi arasında bir zaman dilimi geçerdi. Bu da elimizin biraz daha fazla yanmasına sebep olurdu. Oysa biz bir sobaya değdiğimizde anında geri çekiliriz ve elimizi minimum hasarla kurtarmış oluruz.
Görüldüğü gibi kontrolümüz dışındaki tüm refleks mekanizmasının gösterdiği gerçek, insanın sahip olduğu her şeyi sonsuz güç sahibi Allah`ın yarattığı ve Kendi idaresinde tutmakta olduğudur. Bu sistem Allah`ın insanlar üzerindeki sayısız korumasından sadece biridir:
``İşte gaybı da, müşahede edilebileni de bilen, üstün ve güçlü olan, esirgeyen O'dur. Ki O, yarattığı her şeyi en güzel yapan ve insanı yaratmaya bir çamurdan başlayandır.`` (Secde Suresi, 6-7)