Yüce Allah bu ayetinde müminlerin Kuran ahlakına uygun olmayan bir tavır gösterdiklerinde hemen ardından Allah’ı hatırlayıp tevbe ettiklerini ve Allah’tan bağışlanma dilediklerini haber vermekte ve Kendi Katında kabul görecek tevbenin nasıl olması gerektiğini bildirmektedir.
İman eden bir insan, elbette ki hata yapmamaya ve günah işlememeye, Allah'ın sınırlarını korumaya çok dikkat eder ve her an şuurunun açık olması için çaba gösterir. Ancak buna rağmen bir hata yaptığında, tevbe edip Allah'tan bağışlanma dilemesi de çok güzel bir mümin özelliğidir. Yüce Allah, sonsuz rahmeti ile insanlara, her zaman hatalarından dolayı bağışlanma dileme ve tevbe etme olanağı tanımıştır.
Aslında müminin yaptığı her hata, onun Allah’a yakınlaşmasına yol açar. Çünkü yaptığı davranışın hata olduğunun bilincinde olması, müminin şükretmesine vesile olur. Hata yaptıktan sonra bağışlanma dilemesi ve ardından tevbe edip Allah’a sığınması da onun Allah’la olan bağlantısını güçlendirir.
Allah'ın sonsuz şefkat ve merhameti insanlar için çok büyük bir lütuf, çok büyük bir nimettir. Allah'ın Gaffar (mağfireti, bağışlaması çok olan), Kabil (kabul eden, icabet eden, bağışlayan), Vehhab (bağışı çok olan, karşılıksız armağan eden), Halim (kullarına karşı çok yumuşak olan) ve Tevvab (bağışlayan ve esirgeyen, tevbeleri kabul edip günahları iyiliklere çeviren) isimleri, hatalarından pişmanlık duyan ve tevbe edip Allah'a yönelip dönen müminlerin üzerinde tecelli eder.