Türkiye'nin önemi
ucgen

Türkiye'nin önemi

1409

TASCA, Türk Arap Bilim, Kültürve Sanat Derneği, 21 Kasım 2009

Adnan Oktar: Hazır. Bir de tarihi şartlar da bunu zorluyor. Şu an bütün İslam ülkeleri ve Türkiye, rahatsız durumda. Türkiye de içinde rahatsız. Mesela; PKK sorunu var, hayat pahalılığı var. Neşesizlik var bizim milletimizde, neşesi kaçtı milletin. İslam ülkeleri de öyle ama Türkiye lider olursa başsız her sistemde bu olur. Başı olmayan bir gövde yaşamıyor. Başı olan bir sistem olduğunda Türkiye liderliği çok güzel yapabilecek bir ülke. Osmanlıdan gelen bir tecrübesi var. Olgun ve yetişmiş kadroları var. Aklı başında, büyük bir idareci sınıfı var Türkiye’de. Bu çok başarılı bir güç demektir, büyük bir güç demektir. Ve buna itiraz eden de yok. İnsanlar mutlu olduktan sonra, Türkiye’nin ağabeyliğinden, liderliğinden büyük bir hizmet aldıktan sonra ve büyük bir fayda gördükten sonra Türkiye’ye niye itiraz etsinler.



Vatan TV, 12 Ocak 2008

Adnan Oktar: Hayır, hayır. Bir lider millete ihtiyaç var. Bizde bin yıllık bir tecrübe var. Hadisler de bunu göstertiyor, olaylar da bunu göstertiyor, tecrübeler de bunu göstertiyor. Yani Türk İslam Birliği, İslam aleminin çok ihtiyacı olan bir birlik. İslam alemini başka yönetecek, Türkiye’nin dışında ağabeylik yapacak da bir ülke de yok. Yani bu kalitede, bu vicdanda, bu akılda, bu dindarlıkta, dini böyle güzel yorumlayan, Ehl-i Sünnet inancını bu kadar güzel uygulayan başka bir ülke yok. Herkes bunu kabul ediyor. Ve bu zordur, yani zor bir göreve talip oluyor. TÜRKİYE’NİN BUNDAN BİR ÇIKARI YOK. HİZMETE TALİP OLACAK TÜRKİYE BURADA. BUNDAN BİR ÇIKARI OLMAZ. Bundan çevre ülkelerin çıkarı olacak. Yani herkesi çıkarı olur.


Radikal, 7 Aralık 2009






George Washington Üniversitesi’nde öğretim görevlisi Marc Lynch'in Radikal'de yer alan yazısında Türkiye'nin önemi şu şekilde ifade edilmekteydi:

Türkiye’nin bölgenin dört bir köşesinde iyi ilişkiler kurması, diplomatik nüfuzunu artırmak isteyen ve eski savaş alanlarında doğrudan menfaati olmayan kıyıdaki bir aktör için gayet mantıklı. Ve potansiyel olarak son derece yararlı. Aslında şunu bile söyleyebilirim: Türkiye, tam da ABD Başkanı Barack Obama’nın dış politikasının ihtiyaç duyduğu türde bir aktör: Kökleri derine inen ihtilafların her iki tarafıyla konuşabilirken itibarını koruyor ve kendi çıkarlarını gözetiyor. Türkiye, Suriye-İsrail görüşmelerine başka hiçbir Arap ülkesinin yapamayacağı şekilde aracılık edebilir. Türkiye İran’la uçurumu da pek az Arap ülkesinin yapabileceği şekilde azaltabilir.

Velhasıl bu nedenle, buradayken Erdoğan’ı görecek vakit bulamadığım için üzülüyorum. Türk dış politikası işlerin gidişatını gerçekten değiştirebilecek, eski bölünmeleri giderebilecek ve yeni ihtimalleri ortaya çıkarabilecek pek az imkândan biri. Obama’nın diplomasisi bu fırsatları yakalayabilecek ve yeni koşullarda güçlü ittifakı sürdürebilecek kadar yaratıcı ve ustalıklı olmak zorunda.

PAYLAŞ
logo
logo
logo
logo
logo
İNDİRMELER