Sayın Adnan Oktar son dönemlerde çeşitli televizyon kanalları ve gazetelerle yaptığı röportajlarda, Türk-İslam Birliği'nin tesis edilmesinin, tüm dünya barışı ve huzuru için hayati önem taşıdığına dikkat çekmektedir. Konunun önemi, Harun Yahya'nın eserlerinden faydalanılarak hazırlanan gazete ilanlarıyla da kamuoyuna duyrulmaktadır.
Bu açıklamalarda Sayın Adnan Oktar'ın dikkat çektiği yönlerden biri de, Türk-İslam Birliği'nin kurulmasının ticari ve ekonomik olarak sağlayacağı faydalardır. Bu nedenle Sayın Oktar, Türk-İslam ülkelerinin ortak yatırımlar yapmasının, bu ülkeler arasında ticari canlılık oluşturulmasının, teknolojik ve alt yapı olarak gerekli yatırımların yapılmasının önemini hem eserlerinde hem açıklamalarında hem de diğer ilmi çalışmalarında özellikle vurgulamıştır.
Son dönemlerde Türk-İslam Birliği yolunda atılan adımların gittikçe artması ve hızlanması, Sayın Adnan Oktar'ın eserlerinin ve çalışmalarının etkisinin önemli bir göstergesidir. Türkiye'nin önde gelen sivil toplum örgütleri Türk-Müslüman dünyasının iş birliğinin önemine dikkat çeken açıklamalar yapmakta, çeşitli sivil insiyatifler bu konuda önemli adımlar atmaktadır. Bunlardan biri de, 5-6 Temmuz 2008 tarihinde düzenlenen İslam Konferansı Teşkilatı toplantısında TOBB Başkanı Sayın Rıfat Hisarcıklıoğlu'nun yaptığı açıklamalardır.
Sayın Hisarcıklıoğlu konuşmasında şunları dile getirmiştir:
Sabah Gazetesi, 6 Temmuz 2008 |
Sayın Adnan Oktar da İslam Birliği'ne Çağrı isimli kitabında konuyla ilgili olarak şu hususları dile getirmiştir:
"Müslüman ülkelerin ekonomilerinin işleyişi ve ekonomik yapıları arasında farklılıklar vardır. Bazı ülkelerin ekonomisi yer altı zenginliklerine (petrol zengini ülkelerde olduğu gibi) dayalı iken, bazılarının ekonomisi (coğrafi yapılarının elverişli olması nedeniyle) tarıma dayalıdır. Bu farklılık kısmi de olsa toplum yapıları için de geçerlidir. Kimi ülkelerde çoğunluk kırsal kesimde yaşarken, kimi ülkelerde şehir kültürü daha hakimdir. Ancak bir ülkenin diğerini eksik yönde desteklemesi, birinin diğerinin ihtiyacını karşılaması, herkesin uzmanlaştığı konularda diğerlerine yardımcı olması ile bu farklılıklar önemli bir zenginlik kaynağına dönüştürülebilir. Bu da İslam Birliği ile sağlanabilir." |
"Ekonomik iş birliği, hem istikrarın sağlanması hem de kalkınma açısından önemlidir. Pek çok Müslüman ülkenin acil ihtiyacı, ekonomisinin istikrara kavuşması ve sağlam temeller üzerine oturtulmasıdır. İslam dünyasında endüstrinin gelişimine önem verilmesi, gerekli yatırımların yapılması zaruridir. Bütün olarak bir kalkınma projesi geliştirmek gerektiği de açıkça görülmektedir. Eğitim, ekonomi, kültürel yapı, bilim ve teknoloji birarada gelişmelidir. Bir yandan çalışma alanları teknolojik olarak geliştirilirken, öte yandan çalışanların eğitim düzeyinin ve kalitesinin artırılması sağlanmalıdır. Toplumlar daha üretici olmaya özendirilmelidir." |
"Yapılacak ortak yatırımlar ve ortak girişimler bu noktada önemli bir adım olacaktır. Ortak girişimler sayesinde, hem ülkeler karşılıklı olarak birbirlerinin tecrübelerinden istifade edecekler, hem de oluşturulan yatırım sahaları her iki tarafın ekonomisi için de gelir kaynağı olacaktır." |
"İslam dünyasının imkanlarını ve gücünü birleştirmesini sağlayacak ortak girişimlerle, yüksek teknoloji ürünü olan pek çok malzeme Müslüman ülkelerde de üretilebilecektir. Oluşturulacak İslam ortak pazarı sayesinde, bir ülkede üretilen ürünler, gümrük, kota gibi sınırsal engellere takılmadan bir diğer ülkede kolaylıkla pazarlanabilecektir. Ticaret alanı genişleyecek, tüm Müslüman ülkelerin pazar payı artacak, ihracat gelişecek, bu, Müslüman ülkelerdeki sanayileşme sürecini hızlandıracak, ekonomide sağlanacak kalkınma ile teknolojide de gelişme yaşanacaktır. Müslüman ülkeler diğer yatırım gruplarına karşı ortak bir güç olarak hareket edebilecek ve küresel ekonominin önemli bir parçası haline geleceklerdir." |
Sayın Adnan Oktar'ın eserlerinden faydalanılarak hazırlanan gazete ilanlarında ise Türk-İslam dünyasının iş birliğinin önemli şu şekilde vurgulanmıştır:
Türk-İslam Birliği'nin ticareti canlandıracak, ekonomiyi güçlendirecektir. Ekonomide, siyasi alanda ve kültürel sahada Müslüman ülkeler arasında gerçekleştirilecek bir bütünlük, geri kalmış olanların hızla ilerlemesine, gerekli imkana ve alt yapıya sahip olanların bunları en verimli şekilde kullanabilmelerine olanak tanıyacaktır. Ekonomik büyüme, bilim ve teknolojiye yapılacak yatırımları artıracaktır. Ekonominin gelişimi ile birlikte eğitim seviyesinde de doğal bir yükselme olacak, toplum çok yönlü gelişecektir. Türk-İslam Birliği, Müslüman alemini kalkındıracaktır. Oluşturulacak İslam ortak pazarı sayesinde, bir ülkede üretilen ürünler, gümrük, kota gibi sınırsal engellere takılmadan bir diğer ülkede kolaylıkla pazarlanabilecektir. Ticaret alanı genişleyecek, tüm Müslüman ülkelerin pazar payı artacak, ihracat gelişecek, bu, Müslüman ülkelerdeki sanayileşme sürecini hızlandıracak, ekonomide sağlanacak kalkınma ile teknolojide de gelişme yaşanacaktır. Ekonomisi güçlü bir Türk-İslam alemi, Batı dünyası ve diğer toplumlar için de önemli bir refah kaynağı olacaktır. Bu toplumlar karşılarında güven içinde, tedirginlik duymadan iş birliği yapabilecekleri, ticari faaliyet içinde olabilecekleri bir güç bulacaklardır. Ayrıca Batılı kurum ve kuruluşların sürekli olarak bu bölgelerin kalkınması için aktardıkları fonlara da gerek kalmayacak, bu fonlar dünya ekonomisinin güçlenmesi için kullanılacaktır. |
8 Mart 2008 TARİHLİ BASIN TOPLANTISI Basın: İslam Birliğine dayalı bir siyasal sistemden bahsettiniz, bu konuyu biraz açabilir misiniz? Bu sistem nasıl kurulacak? Bugünkü uluslar sisteme nasıl entegre olacak. Biraz açar sanız? Adnan Oktar: Bu sistemi açıklayayım. Bu sistemde her devlet bağımsız devlet oluyor bir kere. Yani Türkiye, Türkiye olarak kalıyor, Azerbaycan Azerbaycan olarak kalır, Türkistan Türkistan, herkes ayrı. Bu bir gönül birliği, bir sevgi birliğidir. Bir muhabbet birliği, insan sevgisine dayalı, teröre ve şiddete karşı işbirliği yapan, EKONOMİK KALKINMADA İŞBİRLİĞİ YAPAN, fedakarlık inancını, cömertlik inancını daha ön plana getiren, Allah sevgisini ön planda tutan bir düşünce. |
SAYIN ADNAN OKTAR'IN BOSNA TV RÖPORTAJINDAN (3 Haziran 2008) Muhabir: Sizin bir sonraki görüşünüz, konunuz İslam Birliği bu konuda diğer entellektüeller fikir belirttiler. Sizin peki görüşünüz ne bu konuda? Adnan Oktar: Türk İslam Birliğinin oluşması için ortam tam anlamıyla müsait hale geldi. Hemen hemen hiçbir engel yok şu an. Hadi bakalım desek olacak gibi şu an. Mesela geçen gün bir gazete ilanı vermişti arkadaşlarımız Azerbaycan ile Türkiye birleşsin diye. Her yerden çok güzel, olumlu mesajlar geldi. Azerbaycan'ın Cumhurbaşkanı da bunu istiyor. Filistin ile görüşüyoruz istiyorlar bunu, İslam birliğini. Suriye istiyor, Irak istiyor, Fas, Tunus, Cezayir hepsi istiyor, istemeyen yok. Sadece adı konacak o kadar. Ama tabi bunun bir sahibi vardır bir zamanı vardır onun oluşması için Allah zamanı bekletiyor. Muhabir: Bildiğiniz gibi Avrupa Birliği kurulmuş durumdadır. Fransa Başkanı Akdeniz ülkeleri birliğinin kurulması için bir insiyatifte bulundu. Ve bu birliğe İslam ülkelerinin de girmesini öngörüyor. Kuzey Afrika ülkeleri ve tabi ki Türkiye dahil buna Bosna Hersek dahil. Bununla ilgili bir yorumunuz var mı? Adnan Oktar: Bakın bu işte çok açık Avrupa Birliği Hırıstiyanlık bazında şu an birleşmiş durumda Bugün bir Hıristiyan birliğini oluşturdular. Demek ki bu oluyormuş. Hıristiyan birliği oluyorsa Müslüman birliği de olur. En olmayacak gibi görünen şey Hıristiyan birliğiydi bu çok rahat oldu. Akdeniz birliği bile olabilecek gibi gördüklerine göre İslam Birliği bunlardan çok çok daha mantıklı ve çok daha kolay. Yani Türk ülkeleri de bölünmüş durumda yani Ankara, Konya, İzmir gibi dağılmış durumda. Türkistan, Azerbaycan yani tamamen suni bir bölünme var Kazakistan. Hepsi İslam ülkesidir. Ki bu Türk İslam birliğinde biz Musevilerin de rahat etmesini İsrail'inde kurtulmasını istiyoruz. İsrail'in de rahat etmesini istiyoruz. Ermeninstan'ın da kurtulmasını ve rahat etmesini istiyoruz. Türk İslam birliği aynı zamanda gayri müslümlerin de huzur içinde cennet gibi yaşayacağı güvenlik içinde yaşayacağı bir birlik. Egoist bir birlik değil bu. |