İslam aleminde, ekonomik iş birlikleri oluşturulması ve ortak yatırımlar yapılması Türk-İslam Birliği'nin önemli hedeflerinden biridir. Kalkınmanın hızlanmasına, ekonominin güçlenmesine, fakirliğin ve yokluğun hızla azalmasına vesile olacak bu girişimler Türk İslam dünyasının birliğinin pekişmesi açısından da son derece önemlidir. Sayın Adnan Oktar da açıklamalarında, Müslüman ülkeler arasındaki ekonomik dayanışma üzerinde önemle durmakta, Türk-İslam Birliği'nin diğer tüm konularda olduğu gibi, ekonomik sorunların çözülmesinde de en önemli ve etkili yol olacağını ifade etmektedir. Müslüman ülkeler arasında ticari faaliyetlerin çok rahat olması gerektiğine, insanların rahat bağlantılar kurabilmeleri, kolay yatırım yapabilmeleri gerektiğine dikkat çekmektedir.
Son dönemlerde bu alanda çok güzel gelişmeler olmakta, Müslüman ülkelerin ortak girişimler yapmaları, ticari faaliyetlerini güçlendirmeleri için çok önemli adımlar atılmaktadır. Bunlardan biri İslam Ortak Pazarı'nın hayata geçirilmesinin hızlandırılması olmuştur:
Bir diğer önemli gelişme de, Temmuz ayı içerisinde yeniden gündeme gelen, Müslüman ülkeler arasında tercihli ticaret sistemi oluşturulması ve vergi indirimi uygulanması konusunun hız kazanmasıdır. Tercihli ticaret sistemi uzun yıllardır üzerinde konuşulan, ancak bu yıla kadar hayata geçirilemeyen bir sistem olarak kalmıştır. Ancak birkaç aydır yaşanan gelişmeler, çok yakında bu sistemin aktif olarak kullanılacağını göstermektedir. Sayın Adnan Oktar, açıklamalarında Türk-İslam Birliği konusunda daha fazla zaman kaybedilmemesini ve bu yoldaki girişimlerin çok hızlanması gerektiğini sık sık dile getirmektedir. Geçtiğimiz ay yeniden gündeme getirilmiş olan tercihli ticaret sistemi ve vergi indiriminin, neredeyse haftalar içinde uygulamaya geçirilmeye çalışılması, Türk İslam aleminin birleşme ve ittifak konusundaki şevkinin ve coşkusunun bir tecellesidir. Açıkça görülmektedir ki, Türk İslam alemi beraberliğin, ortak hareket etmenin önemini ve aciliyetini görmüştür ve aşkla, muhabbetle bu büyük ülküye sahip çıkmaktadır. Allah'ın izniyle, bu gayret ve coşku, Türk İslam Birliği'nin yakın gelecekte tesis edilmesine vesile olacaktır.
Kuşadası TV, 14 Temmuz 2008 "Aynı şekilde Türk devletlerinden de bizim ayrı olmamızın hiçbir mantığı yok. Yani aynı dindeniz, aynı dili konuşuyoruz, aynı ırktan geliyoruz. Her şeyimiz aynı. Kültürümüz, ananemiz, örfümüz… Yani ayrı olması için hiçbir sebep yok. Onun için bu ülkelerin arasında, Türk devletlerinin ve İslam ülkelerinin arasında bir kere pasaport olayının kalkması gerekir, vize olayının da kalkması gerekir. İstediği gibi gidip gelsin insanlar. TİCARET ALABİLDİĞİNE RAHAT OLSUN, BAĞLANTILAR ALABİLDİĞİNE RAHAT OLSUN. Avrupa Birliği’nde oluyor da bu Türk İslam Birliği’nde niye olamıyormuş? Avrupa Birliği’nde isteyen istediği ülkeye gidiyor, istediği gibi yerleşiyor. Pasaport kullanmıyor, vize de kullanmıyor. Peki biz kardeşler olarak niçin bunu yapamıyoruz? Yani hiçbir sebep yok, tabii ki olur. En güzel manzaraları olan, en güzel coğrafyası olan ülkelerdir Türk İslam devletlerinin olduğu ülkeler ve dünyanın en zengin maden kaynakları bu coğrafyada. En zengin petrol kaynakları bu coğrafyada. Un var, yağ var, şeker var, sadece helva yapılacak. Bu bütün Türk halkının isteği. Biz Azerilerle konuşuyoruz mesela Azerbaycan can atıyor Türkiye ile birleşmek için. Bugün Türkiye kabul etsin yani nerdeyse yirmi dört saatte kırk sekiz saatte kabul ederler. Suriye, bugün Türkiye teklif etsin, Türkiye ile birleşin diye, hemen kabul eder Suriye. Onun için Türk halkının bunu şiddetle isteyip özellikle sivil toplum kuruluşlarının bunu gündeme getirmesi sonucunda bu hükümete teklif olarak getirilirse konu biter." |
Türk-İslam Birliği, Ticareti Canlandıracak Ekonomiyi Güçlendirecektir
Türk-İslam Birliği'nin öncelikli hedefleri arasında, İslam dünyasının kalkındırılması, ayrıca tüm fakir ülkelerin desteklenerek ekonomik sorunlarının çözülmesi gelecektir. Tüm dünya çapında ülkelerde;
• Yoksullukla mücadele edilecek,
• Yeni yatırımlar teşvik edilerek iş imkanları oluşturulacak,
• Toplumsal düzen ve istikrar sağlanacak,
• Sosyal adalet garanti altına alınacak, ekonomik eşitsizlikler ortadan kaldırılacak,
• Uluslararası ve bölgesel ilişkiler ve iş birlikleri güçlendirilecektir.
İslam dünyası içinde maddi farklılıklardan kaynaklanan sıkıntıların azaltılması gereklidir. Ekonomide, siyasi alanda ve hepsinden önemlisi kültürel sahada Müslüman ülkeler arasında gerçekleştirilecek bir bütünlük, geri kalmış olanların hızla ilerlemesine, gerekli imkana ve alt yapıya sahip olanların bunları en verimli şekilde kullanabilmelerine olanak tanıyacaktır. Böyle bir bütünlüğün sağlayacağı faydalardan biri de ekonomide büyüme ile bilim ve teknoloji alanında yaşanacak gelişme olacaktır.
Ekonomik büyüme, bilim ve teknolojiye yapılacak yatırımları artıracak, teknolojinin ilerlemesi ekonominin daha da hızla büyümesini sağlayacaktır. Ekonominin gelişimi ile birlikte eğitim seviyesinde de doğal bir yükselme olacak, toplum çok yönlü gelişecektir. Türk-İslam Birliği çatısı altında bireylerin vize ve sınır engeli olmadan rahatça hareket edebildikleri, ticaret serbestliğinin olduğu, serbest girişimciliğin desteklendiği bir sistem, İslam dünyasının hızla kalkınmasına aracı olacaktır.
Ekonomisi güçlü bir Türk-İslam alemi Batı dünyası ve diğer toplumlar için de önemli bir refah kaynağı olacaktır. Bu toplumlar karşılarında güven içinde, tedirginlik duymadan işbirliği yapabilecekleri, ticari faaliyet içinde olabilecekleri bir güç bulacaklardır. Ayrıca Batılı kurum ve kuruluşların sürekli olarak bu bölgelerin kalkınması için aktardıkları fonlara da gerek kalmayacak, bu fonlar dünya ekonomisinin güçlenmesi için kullanılacaktır.