Tüm bilim adamlarının Darwinist olduğu iddiası bir hezeyandır:
Öncelikle Oksay’ın ilk iddiası olan Darwinizm’e inanmayan bilim adamı olmadığı düşüncesi, oldukça yanıltıcı bir düşüncedir. Darwinizm taraftarları genellikle bu düşünceyi doğru kabul eder ve insanlara da empoze etmek isterler. Ama aslında yanılmaktadırlar. Bugün dünyada Darwinizm’e karşı geniş çaplı bir başkaldırının olmasının, eyalet ve ülkelerdeki okul müfredatlarından evrimin çıkarılması girişimlerinin, elde edilen anket sonuçlarının ve insanların kitleler halinde evrimi sorgulamaya başlamasının en büyük sebebi, evrimin bir aldatmaca olduğunun anlaşılmış olmasıdır. Darwinistlerin uzun yıllardır sakladıkları 100 milyon fosilin ortaya çıkarılması, tüm evrim savunucularını şoka uğratmıştır. Bu 100 milyon fosil ile insanlar kesin ve bilimsel olarak, TEK BİR TANE BİLE ARA FOSİL OLMADIĞINI gözleriyle görmüşlerdir. Yine bu 100 milyon fosil ile insanlar CANLILARIN MİLYONLARCA SENE BOYUNCA DEĞİŞMEDİKLERİNİ görmüşlerdir. İşte bu kanıt, evrimi yok etmeye yetmiştir. İnsanlar yıllardır Darwinistlerin bilimsel delil getirememelerinin, sahtekarlık yapmalarının, fosilleri onlarca yıl saklamalarının sebebinin ne olduğunu hemen anlamışlardır. EVRİM GERÇEK DEĞİLDİR, BİR ALDATMACA, BİR SAHTEKARLIKTIR.
İşte bu gerçeklerin ortaya çıkmasının ardından gerçekleşen uyanış, bilim adamlarına da cesaret vermiş ve pek çok Darwinist bilim adamı, bu sahtekarlığı artık savunamayacaklarını itiraf etmişlerdir. Yıllarca ateizmin propagandasını yapmış olan Anthony Flew, insan genom projesi direktörü eski ateist Francis Collins bu kişilerden en bilinenleridir. Bu arada, Yaratılış enstitülerinde bilimsel çalışmalarıyla Allah’ın varlığının delillerini gösteren dünyaca tanınmış sayısız profesör ve bilim adamı görev almaktadır. Sayın Oksay, bütün bu bilim adamlarını görmezden gelmiş gibi görünmektedir.
Bu sonuçlar Darwinist diktatörlüğün baskısına rağmen gerçekleşen gelişmelerdir. Normal şartlarda tüm dünyada, özellikle bilim adamları Darwinist diktatörlüğün baskısı altındadır. Darwinist diktatörlük, kurmuş olduğu baskı sistemi ile bilim adamlarının evrimi reddetmelerine izin vermez. Evrimi reddeden her bilim adamı, bilimsel çevrelerden uzaklaştırılarak, üniversitelerden atılarak, işlerine son verilip toplumdan dışlanarak susturulur ve ezilir. Bunun örnekleri binlercedir ve sırf bu yüzden üniversite ve okullarda evrimi savunuyor gibi görünen, sırf işini kaybetmemek için gerçek düşüncesini açıklayamayan, kendisini gizlemek zorunda kalan bilim adamlarının sayısı milyonlarcadır. Konuyla ilgili detaylı bilgileri http://www.darwinistdiktatorluk.com adresinde bulabilirsiniz.
Darwinizm bilimsel delillerle çürütülmüş, sahtekarlık olduğu anlaşılmış bir teoridir:
Oksay, aynı yazıda, Darwinizm’in Allah’ın varlığını reddettiği için itiraz edilen bir teori olduğunu iddia etmektedir. Darwinizm’in Allah’ın varlığını inkar etmek için ortaya atıldığı ve hiçbir bilimsel delil olmamasına rağmen sırf bu ideolojik amaca hizmet etmek için kanunlarla korunan sahte bir teori haline getirildiği doğrudur. Fakat bunun yanında Darwinizm’e itiraz edilmesinin sebebi, bu ideolojinin başlı başına bir sahtekarlık olmasıdır. Darwinizm, tüm bilim dalları tarafından YALANLANMIŞ, bilim adına yapılmış TARİHİN EN BÜYÜK SAHTEKARLIĞIDIR.
Darwinizm’i, hücrenin sahip olduğu kusursuz ve kompleks mekanizmaları ortaya koyan moleküler biyoloji reddetmiştir. Genetik bilimi, canlıların genetik bilgilerinin kompleksliğini ve bu genetik bilgiye hiçbir şekilde dışarıdan faydalı bir bilgi eklenemeyeceğini göstererek Darwinizm’i reddetmiştir. Ve hepsinden de önemlisi, PALEONTOLOJİ BİLİMİ TEK BİR TANE BİLE ARA FOSİL OLMADIĞINI GÖSTEREREK Darwinizm’i kesin olarak reddetmiştir. Paleontoloji bilimi, çıkarılmış 100 milyondan fazla fosilin TAMAMININ DEĞİŞMEMİŞ MÜKEMMEL CANLILAR OLDUĞUNU GÖSTEREREK Darwinizm’i REDDETMİŞTİR.
Darwinizm, yalnızca demagojiyi kullanarak, yalnızca sahte fosiller sunarak, sahte kafataslarını sergileyerek, yaşayan fosilleri açıklayamayarak, ara fosil olmadığı halde ara fosil var telkini vererek, evrimi reddedenleri sindirerek ayakta tutulmaya çalışılan sahte bir teoridir. Büyük bir sahtekarlık olmasına rağmen yıllarca insanları aldatmasının, okul müfredatlarına dahil edilmesinin, üniversitelerde zorla kabul ettirilmeye çalışılmasının ve kanunlarla korunmasının tek nedeni de Allah’ı inkar eden materyalist temellere dayanan bir pagan dini olmasıdır.
Ancak Allah sevgisine sahip bir insan iyi, doğru, dürüst ve güzel ahlaklı olabilir
Oksay söz konusu yazıda, ateist Richard Dawkins’in ifadelerini referans alarak, insanın Allah korkusu olmadan da iyi olabileceğini savunmaktadır. Oysa bu imkansız bir iddiadır. Bir insan, kendisinin de karşısındakilerin de yalnızca bir hayvan olduğuna, yaptığı hiçbir şeyden sorumlu olmadığına ve ölümden sonraki hayatta hesap vermeyeceğine inanarak sevgi, saygı, hoşgörü dolu olamaz. Bu insanın karşısındaki insanlara iyi davranmak, daima dürüst olmak, fedakarlıkta bulunmak, kendisinden önce muhtaç olan başkalarına öncelik vermek, gerçek anlamda sevmek ve saygı duymak için hiçbir sebebi yoktur. Böyle bir insanın iyiyi ve doğruyu savunmak için de hiçbir sebebi yoktur. İnsan, ancak Allah’a içli bir sevgi duyarsa karşısındaki varlıkları sevebilir, O’nun yarattıklarını takdir edebilir ve O’nun yüceliğine hayran olabilir. Eğer bu inanç olmazsa, ölüm ile sona erecek bomboş, amaçsız bir dünya içinde hiçbir şey insan için nimet değildir. İnsan ahireti düşünmüyor, sonsuza kadar yaşayacağına inanmıyorsa; cennet ve cehennemin onun için hiçbir anlamı yoksa, bir şeylere değer vermek, güzel ahlaklı olmak, ahlakın sınırlarını korumak için de hiçbir sebebi yoktur.
Richard Dawkins
Dolayısıyla Oksay’ın, Dawkins’in çarpık mantığını savunarak ortaya attığı bu iddia, tarihteki ve günümüzdeki örneklerle çürütülmüş durumdadır. “Ben Darwinistim, doğal seleksiyonla bütün zayıflar elenmeli” diyerek okulunda katliamlar yapan genç beyinler de, bunun en belirgin örneklerinden biridir.
Konuyla ilgili olarak bkz.: http://www.harunyahya.net/V2/Lang/tr/Pg/WorkDetail/Number/9547
Sonuç:
Çınar Oksay bir konuda haklıdır. İki farklı görüşten bir tanesi gerçekten de çok daha güçlüdür. Ve diğerini çoktan alt etmiştir. Bu görüş YARATILIŞ’tır. Yaratılış gerçeği öyle güçlü, öyle gerçek delillerle insanlara gösterilmiştir ki, artık insanlar “evrimciyim” demekten utanır haline gelmişlerdir. Sn. Oksay da bu gerçeklerden haberdar olmalı, dünyadaki bu olağanüstü değişimi görmelidir. Artık tüm dünya Darwinizm’in bir sahtekarlık olduğuna ikna olmuştur. Çünkü kesin bilimsel deliller görmüşlerdir. İşte bu nedenle insanları bunun tersine inandırmak artık mümkün değildir. Çınar Oksay’a dünyadaki değişimi yakından izlemesini ve evrimin bir sahtekarlık olduğunun deşifre edilmiş olduğunu görmesini diliyoruz.