Cahiliye toplumunda "sonradan görme" olarak tanımlanan kimseler, genellikle orta halli bir hayat sürdükten sonra ya kendilerine kalan bir miras ya da benzeri bir imkan neticesinde aniden zenginleşen kimselerdir. Bu kişiler arasında dinden uzak yaşayanlar, yıllar sonra ellerine geçen bu nimeti Allah'a şükrederek değil de, insanlar arasında bir üstünlük elde etmeye çalışarak değerlendirirler. Konuşmalarında sürekli olarak ne kadar zengin olduklarından, nasıl hesapsız para harcadıklarından, neler aldıklarından, nerelerde tatil yaptıklarından bahsederler. Bir kıyafet alacaklarsa bunun mutlaka markası üzerinde yazanını tercih ederler. Gittikleri her yerin tabelası altında resim çektirir ve bunu evlerinin baş köşesinde sergilerler. Zevk alsınlar ya da almasınlar zengin insanların yaptığı herşeye özenir ve onların hayat tarzını taklit ederler. Söz gelimi yabancı dil biliyor ya da yurt dışından yeni gelmiş imajı vermek için konuşmalarının arasında doğru düzgün anlamını dahi bilmedikleri yabancı kelimeler kullanırlar. Pek çoğunda da yerli yerince kullanamadıkları için özentilikleri açıkça ortaya çıkar. Kaliteli görünmek isterken küçük düşmüş olurlar. Ya da sırf son moda kıyafetler giyiniyor havasını verebilmek için kendilerine hiç yakışmayan giysiler giyerler.
Kendilerine dışarıdan bakmayı bilmezler. Ya da bir başka deyişle bir başkasının gözüyle kendilerini değerlendiremezler. Neyin kendilerini komik duruma düşüreceğini, neyin yakışıp neyin doğal duracağını göremezler. Tüm güçleriyle zengin çevrede yaşayan insanların her yaptığını taklit etmeye devam ederler.
Onlara sonradan sahip oldukları tüm imkanları yaratanın Allah olduğu çok açık bir gerçektir. O ana kadar kendilerine daha çok mal ve mülk vermesi için belki defalarca Allah'a dua etmişlerdir. Ama bu duaları kabul olduğunda da hemen eski durumlarını ve Allah'a yakardıklarını unutmuşlardır. Kuran'da kendilerine nimet verildiğinde azgınlaşan insanlardan şöyle söz edilmiştir:
İnsana nimet verdiğimiz zaman, yüz çevirir ve yan çizer; ona bir şer dokunduğu zaman ise, artık o, geniş (kapsamlı ve derinlemesine) bir dua sahibidir. (Fussilet Suresi, 51)
Zengin insanlara kendilerini beğendirebilmek için çok çeşitli yöntemler denerler, ama bu antipatiden başka bir şey oluşturmaz. Aslında bir anlamda da tuzağa düşmüş olurlar. Allah, Kendisi'ni razı etmek için yaşamak yerine insanlara kendilerini beğendirmeye çalışan bu insanlara umduklarının tam tersiyle karşılık verir. Bu durumda hem Allah'ın sevgisini hem de insanların beğenisini kaybetmiş olurlar.