- Atmosferden sağlanan su yer altında nasıl depolanır?
- Toprak tabakalarda, çamurlu ve kirli bir ortamda biriken su, bize nasıl temiz ve berrak olarak ulaşır?
Birçok endüstriyel kuruluş, ısıtma, sulama ve endüstriyel alanlarda, atık sulardan faydalanabilmek için özel arıtma tesisleri kurmaktadır. Yüksek maliyetlerle yapılan bu tesislerin büyük yatırımlara rağmen, kullanabildikleri su kapasitesi oldukça sınırlıdır, ayrıca bu sınırlı kapasite için bile çok fazla enerji harcanır. Oysa Yüce Allah'ın üstün yaratışının delili olarak yer altı sularının enerjisi tamamen doğal kaynaklardan sağlanır ve insan ürünü tesislerle kıyaslanmayacak miktarda su, sürekli arıtılarak insanların kullanımına sunulur.
Yer Altı Sularının Oluşumu Yağmur canlıların yaşamının devamı için şarttır. Yağmurun oluşumu sırasında okyanuslar, denizler, atmosfer ve karalar arasında bir su dolaşımı söz konusudur. Okyanuslar, denizler, buzullar, kar örtüleri, akarsular, göllerden buharlaşan sular ile toprak yüzeyinden ve bitkilerden buharlaşan bir miktar su buharı atmosfere geçer. Daha sonra uygun koşullar altında yoğunlaşarak, yağmur, kar ve dolu şeklinde yeryüzüne geri döner.
Yüce Allah Kuran'da yağmurun oluşumu ile ilgili yukarıda kısaca bahsettiğimiz bu süreçleri şöyle haber verir:
"Allah, rüzgarları gönderir, böylece bir bulut kaldırır da onu nasıl dilerse gökte yayıp-dağıtır ve onu parça parça kılar; nihayet onun arasından yağmurun akıp çıktığını görürsün. Sonunda Kendi kullarından dilediğine verince, hemen sevince kapılıverirler." (Rum Suresi, 48)
Yeryüzüne çeşitli biçimlerde düşen bu yağışların (yağmur, kar, dolu) bir kısmı, çukur alanları doldurarak, gölleri veya yeryüzündeki eğimleri takip ederek akarsuları oluşturur. Ancak yeryüzüne düşen yağışların hepsi yer üstü sularını oluşturmaz, bir kısmı ise "uygun koşullar" olduğunda yer altına sızar ve yer altı sularını meydana getirir. Allah bu hakikati bir ayette şöyle bildirmektedir:
"Görmüyor musun; gerçekten Allah, gökyüzünden su indirdi de onu yerin içindeki kaynaklara yürütüp-geçirdi. Sonra onunla çeşitli renklerde ekinler çıkarıyor..." (Zümer Suresi, 21)
Burada dikkat etmemiz gereken bazı önemli noktalar vardır. Örneğin:
- Yer altına sızan bu sular yerin altında birçok tabaka varken neden belli bir tabakada toplanmakta daha aşağı tabakalara sızmamaktadır?
- Çeşitli toprak tabakalarından geçtiği halde çamurlu ve bulanık olması gereken su, içime hazır halde berrak ve temiz bir şekilde nasıl kalabilmektedir?
- Yer altında belli tabakalarda toplanan bu sular hangi sebeple ve nasıl yeryüzüne çıkabilmektedir?
Tüm bu soruların cevabı bize Allah'ın yaratmasındaki mükemmelliği göstermektedir. Yüce Allah Kuran'da bizlere şu şekilde bildirir.
"(Allah) Gökten bir su indirdi de dereler kendi miktarınca çağlayıp aktı..." (Rad Suresi, 17)
Yağışlarla Biriken Su Yer Altına Nasıl Sızar? Yer altı sularının asıl kaynağı atmosferden gelen sulardır. Suyun yer altına geçebilmesi için gerekli bazı şartları şöyle sıralayabiliriz:
- Su, yerçekimi kuvveti ile yerin derinliklerine doğru hareket ettiği için yerçekimi kuvveti çok önemlidir.
- Yer kabuğunun sızma kapasitesi sınırlıdır. Bu sayede yer altı suyu belli bir doygunluğa ulaşarak sabit bir değer kazanır ve taşarak yer üstüne çıkması önlenmiş olur.
- Kapilarite (kılcallık) kuvvetinin olması gereklidir. Böylece belli bir derinlikten sonra yer altı sularının kaçıp yok olması engellenmiş olur.
- Sızmanın olabilmesi için zemini oluşturan kayaçların gözenek, yarık, çatlak, gibi suyun geçmesine olanak sağlayacak birtakım boşluklar içermesi yer altı suyunun oluşumu açısından çok önemlidir. Burada bir yaratılış mucizesi daha ortaya çıkmaktadır. Suyun kolayca sızabileceği toprak tabakalarının üst kısımları kumlu tabakalardan oluşurken, suyun kaçmasını engelleyen killi toprakları yer altı suyunun tabanında yer alır.
- Zeminin bitki örtüsü ile kaplı olması sızmayı kolaylaştırır. Çünkü bitki örtüsüyle kaplı olan yerlerde yer üstü akışı yavaş olacağından, yukarıda belirtilen koşullar da uygun olduğu takdirde sızma artar.
- Sağanak şeklinde yağan yağışlarda sızma miktarı azalır. Çünkü bu tip yağışlarda hızla yere düşen damlalar yüzeyin eğimine bağlı olarak yüzeysel akışa geçerler. Çisinti şeklinde düşen yağışlarda ise sızma daha kolay gerçekleşir.
- Yüzey şeklinin eğimi ne kadar fazla olursa sızma o kadar azalır ve düşen yağış yüzeysel akışa geçer.
Görüldüğü gibi yeryüzüne düşen suyun yer altında belli katmanlarda toplanması ve tekrar yer üstüne çıkması belirli şartların gerçekleşmesi ile mümkün olabilmektedir. Tüm bu şartlar, yer altı sularının hep belli bir plan ve düzen üzerine oluştuğunu göstermektedir. Yüce Allah bunu Kuran'da şu şekilde bildirmiştir:
"De ki: "Haber verin; eğer suyunuz yerin dibine göçüverecek olsa, bu durumda kim size bir akar su kaynağı getirebilir?" (Mülk Suresi, 30)
Yer Altı Sularının Yaratılışındaki Hikmetler “Havalandırma bölgesi” Nedir? Yer altı suyunun üstünde "Havalandırma bölgesi" adı verilen bir tabaka yer alır. Yer altına sızan suların bir kısmı dip kısımlara inmeden bu tabakada birikir. Burada duran asılı su zerrecikleri, köklerini yer altı suyunun bulunduğu tabakaya kadar uzatamayacak olan bitkilerin, buradaki sudan yararlanmasını sağlar.
Yer Altı Suları Nasıl Olur da Çamursuz Bir Şekilde Bize Ulaşır? Yer altı sularının asıl mucizevi özelliklerinden biri suyun yer altındaki toprak tabakaları arasından hiç çamurlanmadan tertemiz ve içime uygun olarak çıkmasıdır. Su yer altına inerken her biri farklı özelliklere sahip tabakalardan geçer. Bu süzülme işlemi ile içindeki tortu ve pislikten arınarak yer altında birikir.
Su kaynakları, sıcaklıklarına göre farklılık gösterir. Bunların bir kısmı soğuk sular biçimindedir ve içme suyu olarak kullanılır. Yer altına sızan suların bir kısmı yerin derin kısımlarına iner ve temas ettikleri sıcak kısımlar aracılığı ile ısınırlar. Bu sulardan sıcaklığı 40-900 oC arasında olanlar "kaplıca veya ılıca" adıyla bilinirler. Bu sular mide-bağırsak ve romatizma gibi hastalıklar için tedavi amaçlı kullanılmaktadır. Yer Altı Suları Neden Yer Şekillerine Göre Konum Değiştirir? Yer altı suları toprağın altındaki katmanlarda, yeryüzünün tepe, sırt gibi kısımlarında yükselir, vadi gibi alçak kısımlarında ise alçalır. Eğer vadi, ova gibi alçak yüzey şekillerinin bulunduğu kısımlarda, tepe sırt gibi şekillerin bulunduğu alanlardaki kadar su yükselseydi, bataklıklar oluşurdu. Yer altı sularının yüksek yüzey şekillerinin biçimine uymaması durumunda ise, su seviyesi olması gereken düzeyden daha aşağıda bulunacağı için bu sulardan yararlanmak imkansız hale gelecekti. Özellikle kurak sahalarda veya kuraklığın olduğu dönemlerde bu sulardan yararlanmak mümkün olmayacak hatta belki de bu suların varlığından habersiz olarak yaşayacaktık. Yüce Allah Kuran'da bu konuya dikkat çekmektedir:
"Veya onun suyu dibe göçüverir de böylelikle onu arayıp-bulmaya kesinlikle güç yetiremezsin." (Kehf Suresi, 41)
Yüksek Alanlarda Yer Altı Su Seviyesi Yüzeye Çok Yakın Olsaydı ... Bu durumda en küçük bir yağışta toprak yüzeyi kayganlaşacak heyelanlar olacak ve yerleşim alanları çamur gölüne dönüşecekti. Kuran'da yer alan bazı ayetlerde eski kavimlerin başına gelenlerle ilgili olarak şöyle haber verilmektedir:
"Ancak onlar yüz çevirdiler, böylece Biz de onlara Arim selini gönderdik. Ve onların iki bahçesini, buruk yemişli, acı ılgınlı ve içinde az bir şey de sedir ağacı olan iki bahçeye dönüştürdük. Böylelikle nankörlük etmeleri dolayısıyla onları cezalandırdık. Biz (nimete) nankörlük edenden başkasını cezalandırır mıyız?" (Sebe Suresi, 16-17)
Yer Altı Barajları Neden Yer Üstü Barajlarından Daha Avantajlıdır? Yer altı sularını, yerin altındaki barajlara benzetebiliriz. Fakat yer üstündeki barajlardan farklı olarak, bunlar kuraklığa daha dayanıklıdırlar. Başka bir deyişle yer altında olmaları nedeniyle buharlaşma düzeyi oldukça düşüktür. İnsanlar, buharlaşma ve kirlenme gibi sorunlar bulunmadığından, kıyı bölgelerde tuzlu su sızmasını önlenmek ve taşkınları kontrol altına almak için yer üstü sularının fazlasını yer altına sevk eden düzenekler kurmaktadırlar.
Maden Suları Nasıl Oluşur? Bu sular yer altına sızarken geçtikleri kaya veya toprağı eriterek, onların bileşiminde olan elementleri de bünyelerine alırlar. Bu sulardan kaplıca, içme veya kullanma suyu olarak çeşitli biçimlerde yararlanılır. İçlerinde erimiş halde mineral bulunan sular ise "maden suyu" olarak kullanılır.
Allah, kullarına karşı merhametli olandır. Rabbimiz'in, farkında bile olmadığımız uzun işlemler gerektiren bir sistem ile hizmetimize verdiği sular, O'nun "Şafi" (Şifa veren) sıfatının bir tecellisi ve insanlara olan rahmetini gösteren delillerden sadece bir tanesidir. "Biz gökten belli bir miktarda su indirdik ve onu yeryüzünde yerleştirdik; şüphesiz Biz onu (kurutup) giderme gücüne de sahibiz." (Mü'minun Suresi, 18)