İki gözün gördüğü görüntüler birbirinden farklıdır, ancak birbirlerini tamamlarlar. Bu iki görüntü arasındaki küçük farklılıkları algılayıp yorumluyor olmamız görüntüye derinlik verir.
Hiç Allah'ın insanlara neden iki göz verdiğini merak ettiniz mi? Elbette bunun büyük hikmetleri vardır. Aslında her iki göz de ayrı ayrı görür ve değişik açılardan baktıkları için, her birinde ayrı ayrı görüntüler oluşur. Gözler arasında 5 cm'den biraz daha fazla bir aralık olduğu için, her iki retinada oluşan görüntüler birbirlerinden farklıdır. Her bir gözden gelen görüntü iki boyutludur. Bu iki boyutlu görüntüler, ayrı ayrı sinirler vasıtası ile beyne taşınır ve beyinde birleştirilerek, üç boyutlu tek bir görüntü haline getirilir. Bu sayede cisimler arasındaki mesafe ve derinlik algılanır.
Bu durum çok basit bir deneyle ispatlanabilir. Tek gözünüzü kapadıktan sonra, bir dikiş iğnesine iplik geçirmeye çalışın. Göreceksiniz ki, bunu başaramayacaksınız. Tek gözle derinlik algılanamadığından, iğne ile iplik arasındaki küçük mesafe farkını algılayamayacak ve ipliği deliğe geçiremeyeceksiniz.
Cisimlerin gözümüze zaman zaman çift göründüğü de olur. İnsanlar, çift görmenin farkına varamıyorlarsa, bunun nedeni dikkatin, bakılan cismin dışına yönelmemesidir. Örneğin, iki kalemi arka arkaya tutup, gözümüzü uzaktaki kaleme odaklarsak, yakındakini çift; yakındakine odaklarsak uzaktakini çift görürüz. Eğer gözün odaklama yeteneği olmasaydı, görüntü sürekli çift olacak ve sağlıklı görüntü oluşamayacaktı.
Allah'ın birbirleriyle uyum içinde yarattığı iki gözün gönderdiği sinyallerin, yine büyük bir uyumla yarattığı beyin tarafından değerlendirilmesi sonucunda ortaya kusursuz bir görüntü çıkar. Allah'ın yarattığı bu düzende mükemmel bir denge vardır. Saniyede milyonlarca farklı şifreyi değerlendiren, hatta bu şifreleri birbirleriyle birleştiren kusursuz bir mekanizma, üstün akıl sahibi olan Yüce Allah'ın kusursuz yaratma sanatını açıklamaktadır.
Retinada oluşan görüntülerin parçalanması ve tekrar birleştirilmesi için mükemmel bir geometrik uyumun yanı sıra, sonsuz sayıda işlem gerekir. Bu işlemlerin tamamı, insanın iradesi dışında gerçekleşir. Beynin parçalanan görüntüyü, tekrar cismin orijinaline uygun olarak birleştirmesi ve görüntüde bir kayma, karmaşa ve kopukluk bulunmaması Allah'ın kusursuz yaratmasının delillerindendir. Gözlerin algıladığı görüntüyü iletebilecekleri bir beynin aynı anda eş zamanlı olarak çalışması elbette ki bir mucizedir. Eğer gözler arasında veya gözlerle beyin arasında bir uyumsuzluk olsaydı, gönderdikleri sinyaller birbirlerine karışacak ve karmakarışık bir görüntü ortaya çıkacaktı. Ancak böyle bir karmaşa asla olmaz.
Böylesine özel ve planlı işlemler yapan kusursuz bir yapının kendi kendine, tesadüfen oluşması söz konusu olamaz. Sistem, ancak yapının eksiksiz ve kusursuz olarak bir defada var olması sonucunda çalışabilir. Bu mükemmel sistemi, kainatın Yaratıcısı olan Allah, kusursuz bir şekilde yaratmıştır. Allah, Kuran'da şöyle buyurmaktadır:
"O, sizin için kulakları, gözleri ve gönülleri inşa edendir; ne az şükrediyorsunuz." (Müminun Suresi, 78)