Sayın Adnan Oktar özellikle seçim döneminde hükümetin şiddet politikası ile devrilmeye çalışılmasının anti-demokratik olduğunu, sağlıklı bir demokrasiye uygun olanın ise seçim olduğunu sürekli vurgulamaktadır. Nitekim Sayın Devlet Bahçeli de konuşmalarında, herkese itidal çağrısı yaparak, çıkış yolunun sokaklardaki kargaşada değil, seçimde olduğunu vurgulayan güzel bir konuşma yaptı. 24 Ocak 2014, A9 TV ADNAN OKTAR: Bir kere bu şiddet politikası çok tehlikeli bir şey. Komünizmin böyle bir imkanı var, şiddet politikası var. Fakat AK Parti'nin bir şiddet politikası yok. Diğer partilerin bir şiddet politikası yok. Ama şiddet müthiş bir avantajdır. İşin doğrusu budur. Hür, demokrat bir seçim olması lazım. Şiddet ortamında yapılan bir seçimde eşitlik olmaz. Halkın bir kısmı her zaman şiddeti üstün görür. Şiddet taraftarı kimse onu daha güçlü görür. Kaçanı güçsüz görür, kovalayanı güçlü görür. Taşlayanı güçlü görür, taşlananı güçsüz görür. 6 Mart 2014, A9 TV ADNAN OKTAR: Hükümet ancak seçimle gider. ''Yok, biz buna gerek duymuyoruz. Seçim olmadan da hükümet gider'' kafası oluşuyorsa biz üçüncü dünya ülkelerini de o zaman geçeriz. Çok ilkel bir demokrasi gelir Türkiye'ye. Hükümetler sürekli yıkılır. Hiçbir hükümete güvenemeyiz. Hükümet dediğin tepmez devrilmez olacak, seçimle gelip seçimle gidecek. A9 TV, 25 Aralık 2013 ADNAN OKTAR: Böyle bir ortamda herkes yatıştırıcılık görevini yapmakla mükellef. Bu krizin en başından beri söylüyoruz; gerek etiketlerde, gerek diğer izahlarımızla bunu vurguluyoruz. Ama bu görüşümüze, bu ricamıza katılan kardeşlerimizin sayısı çığ gibi artıyor. Yatıştırıcı üslubu kullananların sayısı çok fazla olsun. Herkes yatıştırmanın peşinde olsun. Çünkü bak demokrasi mevzu bahis burada. Biz Norveç gibi, Hollanda gibi, Almanya gibi kaliteli bir ülke olduğumuzu gösterelim. Böyle ortamlarda yaygara yapmak, şamata yapmak, bağırtı çağırtı, ortalığı birbirine katmak üçüncü dünya ülkelerine yakışır. Bize yakışmaz. Sükunetle olayları izleyelim. 27 Aralık 2013, A9 TV ADNAN OKTAR: Sen hukukla ortaya çıkmıyorsun. Şamatayla ortaya çıkıyorsun. ''Ben şamatayla götüreceğim'' diyorsun. Her şeyi hukukla halledelim, demokrasiyle halledelim. Burası bir üçüncü dünya ülkesi değil. Kaliteli bir ülkeyiz biz. Kaliteli insanların yaşadığı bir yerdeyiz. Dolayısıyla böyle bir şeye müsaade etmeyiz. Her şey hukuk ölçüleri içerisinde, makul ve akıl ölçüleri içerisinde olsun. |