Sayın Adan Oktar yaptığı açıklamalarda, ülkeler arasındaki ilişkilerde tarihten gelen düşmanlık duygularının ve öfkenin tamamen bir kenara bırakılmasını, herkesin birbirine samimiyetle, sevgiyle, dostlukla yaklaşması gerektiğini ifade etmektedir. Özellikle Kafkasya'da kalıcı barışın sağlanması ve bölgede güçlü bir ittifakın oluşması için bunun şart olduğunu vurgulamaktadır. Bunun için de bölgedeki ülkelerin birbirlerine nasıl yaklaşmaları gerektiğini, izlenmesi gereken siyasetin ne yönde olması gerektiğini detaylı olarak tarif etmektedir. Sayın Oktar, bölgede atılacak her türlü adımın, izlenecek siyasetin her dinden her ırktan tüm toplumların ve ülkelerin menfaatini kollayacak şekilde olması gerektiğini; hiçbir ülkeyi dışlamamak gerektiğini; hep koruyucu ve birleştirici olmak gerektiğini; her devlete saygı duyulması gerektiğini anlatmakta ve Türk İslam Birliği'nin bölgedeki tüm ülkelerin hamisi ve kurtarıcısı olacağını vurgulamaktadır. Türk İslam Birliği'nin Rusya'nın da, Ermenistan'ın da, Gürcistan'ın da menfaatine olacağını delilleriyle açıklamakta ve tüm ülkeler ve toplumlar arasında sevgi ve dostluğu teşvik etmektedir.
Sayın Adnan Oktar'ın dikkat çektiği bu hususlar, özellikle son dönemlerde, büyük etki oluşturmuş ve Kafkasya'da tarihi bir dönüşüm yaşanmaya başlanmıştır. Bu değişimin en önemli göstergelerinden biri Kafkas İttifakı girişiminin başlamasıdır. Bununla birlikte Ermenistan ve Türkiye arasında dostane bir bağ kurulması, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki tarihi sorunların çözüme kavuşması için görüşmelerin yapılması ve Rusya'nın başta Türkiye olmak üzere Türk-İslam alemine karşı daha olumlu bir yaklaşım içinde olması da son dönemlerin önemli gelişmelerindendir.
Muhabir: Rus yöneticileri ve Rus milleti hakkında neler düşünüyorsunuz? Adnan Oktar: Rus milleti, millet olarak güzel huylu, güzel ahlaklı insanlar. Ben birçok Rus tanıyorum, hakikaten çok temiz ahlaklı, iyi niyetli insanlar. Ahlaken de, kişilik olarak da, sima olarak da çok temiz ve güzel insanlar. Şeker gibi insanlar, küçük Rus çocukları mesela aşırı sevimliler. Bunlar niye kötü olsunlar, niye rahatsız olsunlar, bundan biz niye mutlu olalım? Asırlarca yanyana kardeşlik içinde yaşadık biz Ruslarla. Niye şimdi Ruslarla ayrı gayrı olalım, siz de bizim kardeşimizsiniz. İçiçe olalım, ticaretimiz, sanat çalışmalarımız, kültür bilim çalışmalarımız içiçe olsun. Zaten birbirimize ihtiyacımız var. Beraber üniversiteler kuralım, bilim gelişsin, sanat gelişsin, demir perdeler, taş duvarlar devri geçti artık. Bunlar yıkılsın. Bunlar çok büyük hata. Rusya'nın teknolojik gücü, bilim adamı gücü, bilimdeki imkanları çok yüksek. Rusya dışlanacak bir ülke değil, velev ki bunlar olmasa dahi dışlanmaz. Onun için kutuplaşma siyasetini ben doğru bulmuyorum. Rusya büyük bir zaman dilimde Müslümanlara karşı sıcak ve sevecen davranmıştır. Halen de Rusya da Müslümanlara karşı verdikleri hürriyetler çok açık ortada, İslam'ı, Kuran'ı destekleyen politikaları çok açık ortada, ben bizzat bunu gördüm. Böyle bir devleti yalnızlığa itmek, sanki onu ölüme itiyor gibi olur, çok yanlış olur. Her olayda Rusya'yı da olayın içinde olan, onları da koruyan bir siyaset olması lazım. O zaman herşey gayet güzel olur. |
Adnan Oktar: Mesela Türk-İslam Birliği'nin ilk aşaması olarak bir Kafkas Birliği düşüncesi şu an dillenmeye başladı. Bu çok güzel. Ama burada Asya'daki hiçbir devlet dışlanmamalıdır, mutlaka hepsinin dirliğinin, güçlü olmasının esas alınması gerekir ve özellikle devletlere de saygı gösterilmesi çok önemli. Aksi çok ayıp olur. Sevgi ve şefkat zemininde, akılcılığı da muhafaza ederek, koruyarak ve kollayarak yaklaşılırsa tüm sorunlar tamamen hallolur diye düşünüyorum. |
Adnan Oktar: Rusya’ya güvence verilmesi çok önemlidir ve rencide etmemek çok önemlidir. Yani, Rusya’yı mahcup etmek, küçük düşürmeye kalkmak bu yakışık almaz. Bir de tecrit etmek, yalnızlığa itmek çok kötü bir şey. Rusya’yı bir yalnızlığa itme politikası var bazı ülkelerin, yani Rusya’yı yalnızlığa itmek demek buradaki milyonlarca insanı masun insanı bir anlamda yok etmek demektir. Bu vicdanlı bir davranış değil. Rus milleti asil millettir. Niçin yok olsunlar? Niçin ezilsinler, niye mağdur duruma düşsünler? Onun için onlara bu güvencenin şiddetle verilmesi çok önemli. Biz Rusya’nın dostuyuz. Her türlü faaliyette yanındayız. Askeri yönden de hiçbir risk yoktur. Hatta anlaşmada yapılabilir Rusya ile saldırmazlık yönünde bir pakt imzalanıp hiçbir şekilde böyle bir şey olmayacak diye garanti verilebilir. Muhabir: Ama tarih boyunca Türkiye ile Rusya arasında savaşlar, Kafkaslar üzerinde çok savaşlar oldu. Adnan Oktar: Ama o zamanlar 1800’lerde, o zaman bilgi yok, kültür yok, araştırma yok. Şimdi internet çağındayız. Kitaplar var, Cd'ler var, ve insanların kafası açıldı. Bilgisi açıldı ve biz artık o düşmanlıklara gülüyoruz ve çok mantıksız buluyoruz… Mühim olan onlarla dost olmak, kardeş olmak, onlara destek olmak… 1800’ler kafasıyla yaklaşırsak bu işler hiç netice alınmaz o zaman. 1800’lerin mantığı gidecek. 2000’lerin güzel, sevgi dolu, birleştirici mantığına artık girmemiz gerekiyor. Asrımız altın çağı. Türk- İslam Birliği’nin oluşacağı, bütün dünyanın mutluluk içinde yaşayacağı bir çağa giriyoruz. O karanlık çağlar geride kaldı, öyle soğuk savaş dönemleri, atom bombası patlatmalar, milyonlarca insanı öldürtmeler, esir kampları, bu bir rezaletti. Bu rezaleti artık unutacağız. Geçmiş dönemlerin bir ayıbı, onların bir günahı, biz onların kafasında değiliz. Biz onların hata yaptığına inanıyoruz. (Azerbaycan ATV, 27 Ağustos 2008) |
Adnan Oktar: Rusya’yı dağıtma siyasetinden kaçınmak lazım. Yani, Rusya’nın güçlü olmasını ekonomik yönden, siyasi yönden, sosyal yönden güçlü olmasını sağlayacak politikaları onlara sunmak gerekiyor. "Yoksa biz büyüyeceğiz, zengin olacağız, sen de ne yaparsan yap" bu olmaz tabi, vicdan kabul etmez bunu. Peygamber Efendimiz (sav) diyor; "Komşusu aç iken, tok yatan bizden değildir." Bu ne demektir. Üşüyorsa sen sıcak bir yerde yatıyorsan yine bizden değildir. Korkuyor da sen güven içinde yaşıyorsan yine bizden değildir. Yani, komşusu aç iken tok yatan bizden değildir, manası çok geniştir. Her yönden eşit şartlarda olun anlamına geliyor bu. Yani, komşu o da Allah’ın yarattığı, Hz. Adem ile Havva annemizden gelen kardeşimiz o bizim. Her ne olursa olsun inançları da yanlış olabilir, ama bizim kardeşimiz. Biz onun hidayeti için doğru yola koşması için dua ederiz gayret ederiz ki, Rusya, Hristiyan bir toplumdur. Yani, genellikle ortodoksturlar. Zaten ehli kitap bu insanlar. Hz. İsa’ya inanıyorlar. Allah’a inanıyorlar. Ehli Kitabın hükmü Kuran’da açık. O yüzden onlara bakış açısının çok ciddi şekilde güvence veren, onları koruyan, onlara şefkat duyan politikaya dönüşmesi lazım. (Azerbaycan Gazete 525, 27 Ağustos 2008) |