Şu da çok önemlidir ki; söz konusu Nur talebeleri Üstad’ın Hz. Mehdi (a.s.) ve Hz. İsa (a.s.) hakkındaki son derece açık ve net olan izahlarına çok farklı izahlar getirerek kendi aralarında farklı cepheler de oluşturmaktadırlar. Ancak bu durumlarıyla, aslında hem Üstad’ı hem de Risaleleri gerektiği gibi anlayıp kavrayamadıklarını ortaya koymaktadırlar. Çünkü kendi aralarında farklı gruplara ayrılan Nurculardan kimi, Üstad Hz. Mehdi (a.s.)’dı demekte, kimi Hz. Mehdi (a.s.) ve Hz. İsa (a.s.) için; daha önce geldiler ve vefat ettiler demekte bir kısmı da ikisi de vefat ettiler ruhları dabbet-ül Arz’da toplandı ve şu an vazifede demekte, kimi Hz. Mehdi (a.s.) Risalelerdir derken bir kısmı da Hz. Mehdi (a.s.) görünmez çünkü şahsı manevidir demekte, kimi Hz. İsa (a.s.) da, Hz. Mehdi (a.s.) da şahsı manevidirler demekte en son olarak da tüm bu fikirlerin hepsini bir kenara bırakarak; “Ahir zamanda tek bir Mehdi değil üç ayrı Mehdi çıkacak aynı anda zuhur edecekler, bir tanesi siyaset, bir tanesi diyanet bir tanesi de saltanat aleminde görev yapacaklar” gibi son derece yanlış bir görüşle ortaya çıkmaktadır. Oysa ortaya konan tüm bu mantıklar hem ilgili kişiler hem de aynı düşünceyi savunan diğerleri açısından çok büyük bir utanç vesilesidir. Çünkü ortaya attıkları bu iddiaların tamamı Risalede yazılanlarla kesin olarak çelişmekte, Risalelerin ruhundan kopuk, Üstad’ın düşüncelerinden uzak, yanlış anlayışları içermektedir.
Sırf Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.)’ın bu yüzyılda bir şahıs olarak geleceklerini kabullenmemek, onların gelip geçtiklerini söylemek, mehdiyet konusunu bir itibar konusu gibi görmek ya da Üstad’a karşı manevi bir koruma hissini ayakta tutmak için, -Üstad’ı tenzih ederiz- onu yalancı konumuna sokan, son derece açık olan ifadelerini, ancak şerh edilerek anlaşılabilecek karmaşık, anlaşılmaz, müteşabih izahlarla dolu ifadeler gibi gösteren bir zihniyet tehlikelidir.