
Hayatın kökeni konusu, Darwinistlerin en kapsamlı ve en temelden çöküşlerinin ilanıdır. Aynı zamanda bu konu, Darwinist yenilginin en büyük delilini teşkil ettiğinden, Darwinistler bu konuda gerçekten oldukça çaresiz bir durumdadırlar. Bu çaresiz durumu bertaraf edebilmek için uzun zamandır kendilerince çözüm arayışındadırlar. Yıllarca virüslerin evrimleştiğini iddia eden ve defalarca yalanlanan Darwinist kesim, şimdi de virüslerden çok daha küçük cansız yapılar olan “prionları” sahte teorilerine delil olarak vermeye çalışmaktadırlar. Bu iddianın geçersizliğini özetle şu şekilde açıklayabiliriz:
Prionlar, kısaca protein içeren oldukça küçük yapılardır. Bu yapılar bir canlı hücre içinde bulunmadıkları sürece tamamen cansızdırlar. Prionlar bir hücreye girdiklerinde, zararsız olabildikleri gibi, çeşitli hastalıklara da sebep olurlar. Deli dana hastalığı bu şekilde oluşan hastalıklardandır. Prionlar genellikle virüslere benzetilseler de aslında virüslerden farklıdırlar. Prionlar, virüslerin aksine proteinlerin ve enzimlerin yapısını belirleyen, böylelikle şekil ve gelişmeyi denetleyen bir DNA’ya sahip değildirler. En küçük virüslerden bile en az 100 kat küçüktürler.
Haber 7 samimiyse tek bir proteinin tesadüfen oluşmasının imkansız olduğunu da anlatsın. Evrime karşı net tavrını göstersin.
Adnan Oktar`ın 30 Eylül 2010 tarihli Kahramanmaraş Aksu Tv ve Kaçkar Tv röportajından

Virüsler konusunda büyük bir yenilgiye uğramış olan Darwinistler bu defa da hiçbir genetik bilgi barındırmayan prionları sahte iddialarına delil olarak kullanmaya çalışmaktadırlar. Oysa bu iddia, çok daha büyük imkansızlıklar içermektedir. Prion proteinleri, girdikleri hücrenin kromozomlarında bulunan genetik bilgiye göre sentezlenirler. Dolayısıyla bir hücre olmadan prionların varlıklarını sürdürmesi mümkün değildir. Açıkça görüldüğü gibi DNA’sı dahi olmayan tümüyle cansız bir yapı hakkındaki evrimleşme iddiası olağanüstü derecede mantıksız bir iddiadır. Bir hücre içinde proteinler nasıl sentezlenir ve katlanırlarsa, prionlar da hücre içinde aynı yöntemle sentezlenir ve katlanırlar. Kendi başlarına bir varlıkları, değişme yetenekleri yoktur.
Evrimin geçersizliğini anlatırken ilk önce proteinlerin kesinlikle tesadüfen oluşamayacağı üzerinde durulması gerekir.
Adnan Oktar'ın 30 Nisan 2010 tarihli HarunYahya.TV röportajından
Hastalık Bulaşması Evrimleşme Değildir
Kimi zaman hastalıklı prion proteinleri, sağlıklı prion proteinleriyle karşılaştıklarında, çeşitli tepkimeler meydana gelir. Bunun sonucunda hastalık, sağlıklı prionlara bulaşır ve aynı zamanda yeni üretilen prionlar da hastalık taşıyıcı hale gelirler. Bu, hastalığın yaygınlaşmasıdır. Beyindeki hastalıklı prion proteinleri alınıp bir başka dokuya nakledilirse, o dokudaki sağlıklı prion proteinlerine de etki edecek ve onları hastalıklı hale getirecektir. Darwinistler işte prionlarla ilgili sahte iddialarına, çaresizlikten, bu hastalık bulaşması olayını delil göstermeye çalışırlar. Oysa burada bir mutasyon veya bir evrimleşme söz konusu değildir, sadece hastalıklı prionun hastalığı yayması durumu söz konusudur.
Prion proteinlerinin bu açıdan virüslere benzediği iddiası da aynı şekilde bir aldatmacadır. Virüsler, doğrudan hücrenin çekirdeğinde genetik bilgiye müdahale ederek kendilerini çoğaltırlar. Oysa hastalıklı prion proteinleri, genetik bilgiye etki ederek çoğalamazlar. Onlar yalnızca sağlıklı prion proteinlerinin yapılarını bozar ve onları hastalıklı hale getirirler. Bu durum evrim değildir, sadece sağlıklı bir prion proteini hastalıklı hale gelmiştir, o kadar. (Daha önce belirttiğimiz gibi virüslerin söz konusu faaliyetleri de bir evrimleşme değildir)

Dolayısıyla “Darwinistlerin DNA olmadan evrimi ispatladık” hezeyanları çok ciddi bir hezimetin, müthiş bir çaresizliğin ifadesidir, çok büyük bir aldatmacadır. Darwinistlerin böyle bir iddiada bulunabilmesi için önce proteinin, bir DNA’nın nasıl ortaya çıktığını gösterebilmeleri gerekmektedir. BUNU ASLA YAPAMADIKLARINDAN, TEK BİR PROTEİN ONLARI TAMAMEN ÇIKMAZDA BIRAKTIĞINDAN, ancak aldatmacaya dayanırlar. Bu, Darwinistlerin 150 yıldır kullandıkları ikiyüzlü yöntemin bir başka örneğidir.
Bilimin Darwinizm’i ortadan kaldırışı dünya çapında Darwinizm yanlılarını oldukça zavallılaştırmıştır. Darwinist yayınların çaresiz çırpınışları da bu batıl dinin sonunun geldiğini belgelemektedir. Darwinistlerin; prionlar, proteinler, DNA’lar üzerinden bir şeyler ispatlamaya çalışmaları artık onları oldukça komik duruma düşürmektedir. Yaşamın muhteşem, sanatkarane varlığı, daima bu sapkın dinin takipçilerini yenilgiye uğratacaktır. RABBİMİZ OLAN ALLAH’IN ÜSTÜN SANATINDAKİ TEK BİR DETAY DAHİ, BATIL TÜM AÇIKLAMALARI YERLE BİR EDECEK MUHTEŞEMLİKTE VE GÜÇTEDİR.
Biz gökyüzünü, yeryüzünü ve ikisi arasında bulunan şeyleri batıl olarak yaratmadık. Bu, inkar edenlerin zannıdır. (Sad Suresi, 27)