Son günlerde bazı kişilerin Hz. Mehdi (a.s.)’nin gelişini kendilerince bir sonraki yüzla erteleyebilmek için “dünyanın ömrü” ve “kıyamet” konularında da Ehl-i Sünnet kaynaklarına uygun olmayan izahlar getirdikleri görülmektedir. Oysa, bu tarz yanlış açıklamalar yapanlar ve bu kişileri destekleyenler, Suyuti ve Seyyid El-Berzenci Hazretleri gibi muteber Ehl-i Sünnet alimlerinin ortak görüşüne tamamen ters düşmektedirler.
Bu kişiler hiçbir sahih hadise dayanmayan açıklamalarla Müslümanları meşgul etmemelidirler.
Yapmaları gereken, içinde yaşadığımız dönemi ve dünyanın 7000 yıllık ömrünü (Doğrusunu Allah bilir) Peygamberimiz (s.a.v.)’den rivayet edilen sahih hadisler doğrultusunda değerlendirmeleri ve buna göre görüş bildirmeleridir.
Her yüz senede bir, din ahlakını bidatlerden kurtarmak ve yenilemek için Allah tarafından bir kişinin gönderildiği, Sünen-i Ebu Davud, Mektubat-ı Rabbani gibi büyük ve muteber ehli sünnet alimlerinin eserlerinde açık bir şekilde belirtilmiştir. Peygam-berimiz (s.a.v.)’den rivayet edilen hadislerde ahir zamanda zuhur edeceği müjdelenen Hz. Mehdi (a.s.)’nin çıkış zamanı olarak ise Hicri 1400 yılı verilmiştir.
Bu 100 yıllık sürede İslam ahlakı belli bir süreç içinde tüm dünyaya hakim olacak, din ahlakına karşı mücadele veren Deccaliyet sistemi ise tamamen ortadan kalkacaktır. Ancak aşağı yukarı 100 sene kadar sürecek olan bu yükselme döneminin ardından yani Hicri 1500’lerle birlikte dünya yeniden bir bozulma sürecine girecektir. Ehl-i Sünnet’in büyük hadis ve fıkıh alimlerinden biri olan İmam Ahmed İbni Hanbel gibi birçok alimin birbirlerinden naklettikleri bir hadiste Peygamberimiz (s.a.v.) kendine kadar dünyada geçen zamanın 5600 yıl olduğunu bildirerek insanlık tarihinin başlangıcı hakkında önemli bir bilgi vermiştir:
Ahmed İbni Hanbel İlel’inde nakletti. İsmail b. Abdülkerim, Abdüssamed’den O da Vehb’den rivayet etti: DÜNYADAN BEŞ BİN ALTI YÜZ YIL GEÇMİŞTİR. (Ali B. Hüsameddin el-Muttaki, Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir zaman, sf. 89)
(Aşağıda yer alan küpür Ali B. Hüsameddin el-Muttaki Hazretleri’nin, Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir zaman adlı eserinin Sayın Dr. Suat Arusan tarafından hazırlanan Türkçe çevirisinin sf. 89’da yer alan ilgili kısmıdır.)
Hadislerde Dünyanın Ömrünün 7000 Yıl Olduğuna (Doğrusunu Allah Bilir) Dair İzahlar
Birçok hadiste dünyanın ömrünün 7000 yıl olduğuna dair açık izahlar bulunmaktadır:
Enes Malik‘den tahric etti. O dedi ki, Resulullah (s.a.v.) buyurdu: DÜNYANIN ÖMRÜ, AHİRET GÜNLERİNDE YEDİ GÜNDÜR. Allah-u Teala buyurdu ki: RABBİN KATINDA BİR GÜN SİZİN SAYDIKLARINIZDAN BİN YIL GİBİDİR. Kim bir din kardeşinin Allah yolunda bir ihtiyacını görürse, Allah Teala onun için gündüzlerini oruçla, gecelerini de ibadetle geçirmişcesine ŞU DÜNYANIN YEDİ BİN YILLIK ÖMRÜ MÜDDETİNCE SEVAP YAZAR. (Ali B. Hüsameddin el-Muttaki, Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, sf. 88)
Dakkak b. Zeyd-ü Cüheni ‘den rivayet ettiler: Ben gördüğüm bir rüyayı Resulullah (s.a.v.) ‘e anlattım. Bu rüyada Peygamber (s.a.v.) yedi basamaklı bir minberin en üst basamağında idi: O buyurdu ki, YEDİ BASAMAKLI GÖRDÜĞÜN MİNBER ŞU DÜNYANIN ÖMRÜ OLAN YEDİ BİN SENEDİR. (Ali B. Hüsameddin el-Muttaki, Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, 89)
(Aşağıda yer alan küpür Ali B. Hüsameddin el-Muttaki Hazretleri’nin, Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir zaman adlı eserinin Sayın Dr. Suat Arusan tarafından hazırlanan, Türkçe çevirisinin sf. 88, 89 ve 90. sayfalarıdır.)
Ehl-i sünnet alimlerinden Hüsameddin el-Muttaki’nin eseri Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman kitabında yer alan bu hadislere göre Peygamberimiz (s.a.v.) dünyanın ömrünün 7000 sene olduğunu bildirmektedir. Yine birçok ehl-i sünnet alimlerinin eserlerinde örneğin Muttaki Hazretleri’nin eseri Kenzu’l-Ummal, h.no: 16459’da, Muhammed Tahir b. Ali el-Hindî’nin eseri Tezkiretu’l-Mevduat, I/223’de, İmam Sahavî, el-Makasidu’l-hasene (Deylemi’den naklen), I/693, h.no: 1243.’de, El Munavî’nin Feyzu’l-Kadir, III/547; h.no: 4278 (Deylemi’den naklen) de, Bayezid Bistamî Hazretleri’nin Miftahu’l-Cifr adlı eserinde dünyanın ömrünün 7000 yıl olduğu konusuyla ilgili hadislere yer verilmiştir. Bu da ehl-i sünnet alimlerinin ittifakla bu konuyu kabul ettiklerini gösteren çok açık bir delildir.
Risale-i Nur’da Kıyamet ile İlgili İzahlar
Hicri 1300’lerin ve son bin yılın en büyük müceddidi olan Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri ise İslam ahlakının hakimiyet süresi için Hicri 1500’leri vermiştir. Bediüzzaman bu tarihlere kadarki dönemin Müslümanların açık ve aşikar galibiyet dönemleri olacağını ifade etmiştir. Bundan sonraki yıllarda ise İslam ahlakının dünya üzerindeki yükseliş döneminin sona ereceği ve kafirler için bir kıyamet kopmasının Hicri 1545 itibariyle söz konusu olacağını söylemiştir. (Doğrusunu Allah bilir.)
“Ümmetimden bir taife Allah’ın emri gelinceye kadar (kıyamete kadar) hak üzerinde olacaktır.”
“Ümmetimden bir taife..” fıkrasının (bölümünün) makam-ı cifrîsi (cifir hesâbına göre olan netice, sayı değeri) 1542 (2117) ederek nihayet-i devamına (varlığının sonuna) îma eder. “Hak üzerinde olacaktır.” (şedde sayılır) fıkrası dahi; makam-ı cifrîsi 1506 (2082), bu tarihe kadar zâhir ve aşikârane (açık ve ortada), belki galibane; sonra tâ 1542 (2117) ye kadar, gizli ve mağlubiyet içinde vazife-i tenviriyesine (aydınlatma görevine) devam edeceğine remze (işarete) yakın îma eder. “Allah’ın emri gelinceye kadar” (şedde sayılır) fıkrası dahi; makam-ı cifrîsi 1545 (2120), kâfirin başında KIYAMET KOPMASINA îma eder. (Kastamonu Lahikası, s. 33)
İSLAM AHLAKININ HAKİM OLMASINDA HZ. MEHDİ (a.s.)’IN ÖNEMİ
Peygamberimiz (s.a.v.) başka birçok sahih hadisinde ise dünyanın sadece 1 günlük ömrü kalmış olsa bile Allah’ın o ömrü uzatıp Hz. Mehdi (a.s.)’yi mutlaka zuhur ettireceğini bildirmiştir. Bu son derece önemli bir açıklamadır. Çünkü Hz. Mehdi (a.s.)’nin Peygamberimiz (s.a.v.)’in rivayetine rağmen Hicri 1400’de çıkmayacağı gibi hadislere muhalif bir açıklamada bulunan söz konusu kişilerin bu hadisleri de göz ardı ettiği son derece ortadadır. Oysa Peygamberimiz (s.a.v.) bu hadisleriyle, Hz. Mehdi (a.s.)’nin zuhurunun ve onun vesilesiyle İslam ahlakının hakim olmasının insanlık için ne kadar önemli olduğuna çok açık şekilde dikkat çekmiştir.
“Abdullah (r.a) dan rivayet edilmiştir: Resulullah (s.a.v) buyurdu ki: Ehl-i beytimden ismi ismime mutabık olan bir kişi başa geçecektir... DÜNYANIN ANCAK BİR GÜNLÜK ÖMRÜ KALMIŞ OLSA, ONUN (HZ. MEHDİ (A.S.)’NİN) BAŞA GEÇMESİ İÇİN CENAB-I ALLAH O GÜNÜ BEHEMEHAL UZATIR.” (Sünen-i Tirmizi 4/92)
“Hz. Ali‘den rivayet olduğuna göre Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: KIYAMETİN KOPMASI İÇİN ZAMANDA SADECE BİR GÜNDEN BAŞKA VAKİT KALMAMIŞ TA OLSA, ALLAH (CC) BENİM EHL-İ BEYTİMDEN BİR ZATI GÖNDERECEK.” (Sünen-i Ebu Davud, 5/92)
“İbn-i Mace ve Ebu Naim, Ebu Hüreyre‘den tahric ettiler, o dedi, Peygamber (s.a.v) buyurdu: EĞER DÜNYADAN BİR GÜN KALSA, ALLAH O GÜNÜ UZATIR VE EHL-İ BEYTİMDEN BİRİSİNİ MELİK KILAR.” (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Muntazar, 10 El-Kavlu-l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, 27 Ölüm-Kıyamet -Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, s. 437)
Bu nedenle; sözde Hz. Mehdi (a.s.)’nin zuhurunun, ilk çeyreğinin geçtiği bu nedenle de zuhurunun bir dahaki yüzyıla kaldığı gibi hadislere dayalı olmadan, tamamen mantık dışı ve uydurma açıklamalar yapan bu kişilerin bu hadisleri yeniden tefekkür etmesi ve üzerinde düşünmesi gerekmektedir.
Allah’ın, “dünyadan bir gün kalsa bile o günü uzatıp Hz. Mehdi (a.s.)’yi zuhur ettireceğini” bildiren Peygamberimiz (s.a.v.)’in sözleri, Hz. Mehdi (a.s.)’nin zuhuru için gerekirse zamanın uzatılacağı yönündedir. Demek ki böyle bir durumda Hz. Mehdi (a.s.)’nin zuhuru -bu şahısların iddia ettiği gibi- yüz sene sonrasına ertelenip bu yüzyılda beklenmekten vazgeçilmeyecek, aksine Hz. Mehdi (a.s.)’nin zuhuru yine Hicri 1400 içinde beklenmeye devam edilecektir. Şu çok önemlidir ki Hicri 1499 senesinin son gününe kadar Hicri 1400’lü yılların içinde olunur. Hz. Mehdi (a.s.)’nin zuhuru için Allah’ın gerekirse zamanı uzatması da yine Hicri 1500’lere kadar olacak, Hz. Mehdi (a.s.) bu dönem içinde İslam ahlakını, faziletini ve Peygamberi-miz (s.a.v.)’in sünnetini dünyaya yayma çalışmalarına çeşitli şekillerde devam edecektir. Ancak söz konusu uzama dünyanın 7000 yıllık ömrünü aşmayacak bir uzama olacak, sonrasında ise Peygam-berimiz (s.a.v.)’in belirttiği; İslam ahlakının dünya üzerindeki etkisinin kalkmaya başlaması ani bir gerileme şeklinde değil aklın ihtiyarini kaldırmadan yavaş yavaş meydana gelecektir. Ardından dünyanın 7000 yıllık ömrünün sonu olan kıyametin kopması olayı da Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri’nin ifade ettiği gibi inşaAllah Hicri 1500’ler itibariyle beklenecektir. (Doğrusunu Allah bilir.)
ÜMMETİN ÖMRÜ 1500 SENEYİ GEÇMEYECEKTİR (DOĞRUSUNU ALLAH BİLİR)
Büyük ehl-i Sünnet alimi Berzenci Hazretleri de dünyanın ömrünün Hicri 1600’e ulaşmayacağını yani Hicri 1500’lü yıllar içinde kıyametin kopmasının Allah’ın izniyle beklendiğini ifade etmektedir. (Doğrusunu Allah bilir.)
“BU ÜMMETİN ÖMRÜ BİN SENEYİ GEÇECEK, FAKAT BİN BEŞ YÜZ SENEYİ AŞMAYACAKTIR...” (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muham-med b. Resul el-Hüseyni el-Berzenci, Pamuk Yayıncılık, İstanbul, 2002, s. 299)
(Aşağıda yer alan küpür Medineli Allame Seyyid Muhammed b. Resul el-Hüseyni el-Berzenci Hazretleri’nin (Hicri 1040-1103), tercümesi Naim Erdoğan tarafından yapılmış; El-işaatü li Eşratıssaati (Kıyamet Alametleri) adlı eserinin genişletilmiş 9. baskısının orjinal kapağı ve 299. sayfalarıdır.)
Peygamberimiz (s.a.v.)’den rivayet edilen hadise dayalı olarak Suyuti Hazretleri ise yaptığı açıklamada şöyle belirtmektedir:
“BENİM ÜMMETİMİN ÖMRÜ 1500 SENEYİ PEK GEÇMEYECEK.” (Suyuti, el-Keşfu an Mücavezeti Hazihil Ümmeti el-Elfu, el-havi lil Fetavi, Suyuti. 2/248, tefsiri Ruhul Beyan. Bursevi. (Arapça) 4/262, Ahmed bin Hanbel, Kitâbu’l-İlel, sh. 89)
MÜSLÜMANLAR MUTEBER EHL-İ SÜNNET KAYNAKLARINA İTİBAR EDERLER
Eğer yazı boyunca hitap ettiğimiz şahıslar, kendilerinin Ehl-i Sünnet inancında olduklarına dair hiçbir kuşku olmadığını, Ehl-i Sünnet inancına tam ve kesin bağlı olduklarını iddia ediyor hatta kendilerini yetiştiren hocalarının bu konuda açık beyanı olduğunu söylüyorlarsa o zaman Ehl-i Sünnetin bu iki muteber ve muhterem aliminin kendi eserlerinde ifade ettikleri görüşlerini de kabul etmek durumundadırlar. Kendileri, bu büyük alimlerin ortak görüşüne tamamen ters düşecek ve hiçbir sahih hadise dayanmayan açıklamalarla Müslümanları meşgul etmemelidirler. Söz konusu kişilerin, Ehl-i Sünnet alimleri arasında son derece önemli yerleri olan Suyuti ve Seyyid El–Berzenci Hazretleri’nin ikisinin de kıymetli görüşleri, derin araştırma ve ilimleri ile böyle ortak bir kanıya vardıklarını kabul edip, içinde yaşadığımız dönemi mübarek Peygamberimiz (s.a.v.)’den rivayet edilen sahih hadisler doğrultusunda değerlendirmeleri ve buna göre görüş bildirmeleri gerekmektedir.
Bu kişiler kendilerine göre; hiçbir ayet ya da hadise dayandırmadan, akıl dışı mantıklar yürüterek Hz. Mehdi (a.s.)’nin çıkışını bir asır sonraya ertelemekte ve İmam Rabbani, Ebu Davud Hazretleri, Suyuti Hazretleri, Seyyid el Berzenci Hazretleri ve Üstad Said Nursi Hazretleri gibi Ehl-i Sünnet alimlerinin ittifakla kabul ettikleri “her yüz senenin başında Müslümanlar arasından dini bidatlerden ayıracak bir zatın çıkışını” müjdeleyen tüm hadisleri açıkça reddetmektedirler.
Unutulmaması gereken; Müslüman-ların böyle bir konuda kesinlikle Peygamberimiz (s.a.v.)’in; Ehl-i Sünnet alimlerince ittifakla sahih olduğu kabul edilen hadislerine itibar edecek olmalarıdır.