PEYGAMBERİMİZ (SAV) DÖNEMİNDE HANIMLARIN ELLERİNİ SÜSLEMELERİ
Elinde Resûlııllaha mektup bulunan bir kadın, perdenin arkasından işaret etti (elini uzattı) Resûlullah elini tuttu (mektubu almadan çekti) ve: "Bu erkek eli mi, yoksa kadın eli mi bilmiyorum?" buyurdu. Kadın: "Kadın elidir" dedi. Resûlullah (sav): "Eğer sen kadın olsaydın tırnaklanın (rengini) kına ile değiştirirdin" buyurdu. (Ebu Davud, 1992)
PEYGAMBERİMİZ (SAV), HANIMLARIN ELLERİNİN BAKIMLI OLMASINDAN HOŞLANIRDI
Aişe (r.a)'den rivayet edildiğine göre: Hind Binti Utbe: "Yâ Resüllah, benimle bîyat et" dedi. Resûlullah (sav); "Ellerinin (rengini) değiştirinceye kadar seninle bîyat etmeyeceğim..." buyurdu. (Ebu Davud, 4165)
PEYGAMBERİMİZ (SAV) DÖNEMİNDE SAHABE HANIMLARIN ALLIK KULLANMASI
Pek çok hadis kitabında zikredilen rivayette Ümmü Habibe’nin babası Ebu Süfyan ölünce üç gün yas tuttuktan sonra, yanaklarına “haluk” sürdüğü ifade edilmiştir. (Belazuri, 1987:184-185) Haluk sahip olduğu pembemsi sarı renkle sürüldüğü yerde allık görevi görmektedir.
PEYGAMBERİMİZ (SAV) DÖNEMİNDE SAHABE HANIMLARIN GÜZEL KOKULAR KULLANIRLARDI
Bir rivayette Hz. Aişe’nin ihramda iken koku süründüğü nakledilmektedir. (İbn Sa’d, et-Tabakat, VIII, 486)
PEYGAMBERİMİZ (SAV) DÖNEMİNDE SAHABE HANIMLAR TAKI KULLANIRDI
Urve b. Abdıllah b. Kuşeyr, Hz. Ali’nin kızı Fatıma’nın yanına girdiğinde onu her kolunda ikişer kalın fildişi bilezik, parmaklarında yüzük ve boynunda boncuklarla süslü bir kordon olduğunu görür ve bunları sorunca Fatıma; “Kadın erkeğe benzemez” diyerek kadının bu tür takılarla süslenebileceğini ifade eden bir cevap verir. (İbn Sa’d, et-Tabakat, VIII, 466)