BM Gıda ve Tarım Örgütü FAO, 2015’e kadar açlık çeken insan sayısını 500 milyona düşürmek için 24 milyar dolara ihtiyaç olduğunu bildirdi. Dünya üzerinde hiç aç insan kalmaması için gereken para miktarı ise 50 milyar dolar. Ancak, bu miktarın toplanmasında ve toplanan paralarla insanların yardımına koşulmasında büyük sıkıntılar yaşanıyor. Örneğin, Afrika’nın Sahel bölgesinde yetersiz beslenen 7 milyon çocuk için gereken para 1,72 milyar dolar. Ancak, Birleşmiş Milletler (BM) İnsani Yardım Koordinatörlüğü (OCHA) bu paranın sadece %19’unun toplanabildiğini belirtiyor. Oysa dünya üzerinde bir yılda güvenliğe harcanan para 9,8 trilyon dolar, bunun içerisindeki silah satış kalemi ise 1,75 trilyon dolar.
Ülkeler, güvenlik/savaş harcamaları ve silahlanma konusunda çılgınca bir yarışa devam ederken, dünyadaki açlığı önleyici faaliyetlere maddi kaynak bir türlü ayrılamıyor. “Sevgiye evet, nefrete hayır” denmedikçe yeryüzündeki kaynak ve zenginlikler barışa değil, devam eden veya potansiyel savaşlara harcanmış oluyor.
Ekonomi ve Barış Enstitüsü (IEP), 2007’den beri her sene “Küresel Barış Endeksi” raporu hazırlayıp bunu kamuoyuyla paylaşıyor. Geçtiğimiz Haziran ayında, 2013 yılının sonuçları açıklandı. Yeni rapora göre son 7 senede “barışseverlik” %5 oranında gerilemiş. İkinci Dünya Savaşından sonra 60 yıllık nispeten bir iyileşmeden sonra son 7 yılda geriye doğru bir gidiş gözlemleniyor.
Bu araştırmaya göre, özellikle Ortadoğu ve Afrika’daki şiddet olaylarındaki artış sonucunda 110 ülke, geçtiğimiz senelere göre daha az barışçıl hale gelmiş. 2014 raporunda ise 2013’ten kat kat fazla bir barışçıllık düşüşüne şahit olunacağını ise ortaya konulan tespitler arasında. http://turkey.setimes.com/tr/articles/ses/articles/features/departments/world/2013/06/26/feature-01
Bu raporun bir de ekonomi boyutu var. İç savaşlar, terörizm, dünyanın farklı bölgelerindeki çatışmalar ve devletlerin kendilerini güvende hissetmek için harcadığı para, 2013’te 9.8 trilyon dolar seviyesine ulaşmış durumda. Bu rakam, dünya ekonomisinin toplam gelirinin %11’ine eşit ve 54 Afrika ülkesinin de ekonomisine denk geliyor. 2012’de ise bu harcamalar 9,4 trilyon dolardı. IPE Başkanı Steve Killelea silahlanma ve güvenliğe harcanan paralar için şunları söylüyor: “Dünya’nın daha güvensiz bir yer olmasının ekonomiye etkisi çok açık. Çatışmalar ve bunları önlemek için harcanan para dünya ekonomisin bir yıl içindeki büyümesinin yüzde 19’una eşit. Bunu sadeleştirirsek kişi başına 1.350 doların bu yöndeki harcamalara gittiğini söyleyebiliriz.”
Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) de, 2013 yılı için “askeri harcamalar ve silahlanma raporu”nu yayınladı. Bu araştırmanın sonuçlarına göre dünyadaki silah satışları 1,75 trilyon dolar olmuş. Bu harcamalar, ülkeleri iflas etme noktasına getiren ekonomik krizlere ve çalışanların maaşlarının dahi ödenemediği olumsuz yaşam şartlarına rağmen artarak devam ediyor. Soğuk Savaş döneminin sona ermesiyle 1990’larda imzalanan silahsızlanma anlaşmaları, özellikle son 15 yıldır rafa kaldırılmış durumda. SIPRI araştırma sonuçlarına göre nükleer silahlanmada da artış devam ediyor. Savaş sanayi dur durak bilmeden, insan öldüren bombaların üretimini arttırarak devam ettiriyor.
Bunun yanında, açlık, sağlık ve eğitim konularında dünya üzerinde çok büyük eksiklikler var. FAO, 2011-2013 yıllarını kapsayan raporunda, dünyada sekiz kişiden birinin kronik açlık çektiğini bildirdi. Yani 842 milyon aç insan, ölümle burun buruna bir şekilde yaşıyor. Yoksulluk sınırının altında yaşayan insan sayısı 2 milyar, güvenli su tüketim kaynağı olmayan insan sayısı 1,2 milyar, sağlık hizmetlerinden yararlanamayan insan sayısı ise 800 milyon. Dünyanın yarısı günde 2 dolar, 1,5 milyar insan ise günde 1,5 dolar kazanarak yaşamaya çalışıyor. Her yıl 11 milyon kişi açlık veya yetersiz beslenme yüzünden ölüyor. Yine BM verilerine göre her yıl 6 milyon civarı çocuk kötü yaşam koşulları yüzünden 5 yaşına ulaşmadan hayatını kaybediyor.
Tüm bu bilgilerin ortaya koyduğu açık bir gerçek var: Dünya adeta bir sevgisizlik kabusu içinde. Sevgisiz ve soğuk yaklaşımlarla ne savaşlar durdurulabiliyor, ne de her sene harcanan trilyon dolarlar güvenliği sağlayabiliyor. Kardeş kavgaları yaşanıyor, yüz yıllardır aynı coğrafyada yaşayan komşu insanlar düşmanca bir tutum içindeler. Savunma ve güvenliğe harcanan trilyon dolarlar bu çatışmaları önleyemiyor. Sözde “güzel yaşamak” için silaha sarılanlar, karşılarında kendilerine yönelmiş çok daha fazla silahla karşılaşmaya başlıyor. Sevgisizlik, egoizm ve nefret yüklü politikalarla terörizm de bitmiyor şiddet de. Şiddet şiddeti, nefret de nefreti körüklüyor. Savaşlar yeni düşmanları, işgaller yeni bir kin dalgasını oluşturuyor. Oysa teröre/şiddet felsefesine karşı en mükemmel silahlanma, bilimle olan silahlanma. Dünya çapında yapılacak bir eğitim seferberliği ile şiddet/terörün kökeni olan sapkın felsefeler fikren yenilmedikçe, insanlara sevginin güzelliği öğretilmedikçe bunları karşı silahla bir netice almanın da imkanı yok.